Bu Zevatı Kahramanmaraş’tan Men Ediniz!

Türkiye, bir seçimi daha çok yüksek bir katılım oranıyla geride bıraktı.

Seçmenin motivasyonu çok diriydi. Herkes, kendi zaviyesinden bu seçime hayati bir önem atfetti. Buna rağmen vukuat yaşanmadan, -en azından vatandaş tarafında- büyük bir olgunluk ve sükûnet hâkimdi. Karşılaştığım hemen herkes, “Milletimiz, memleketimiz için en hayırlısı olsun.” gibi munis dilek ve temennilerde bulundu.

***

Öte yandan, siyasi çeşitlilik açısından zengin bir tablo ortaya çıktı.

Siyasi tarihte eşine sık rastlanmayan şekilde birçok siyasi parti Gazi Meclis’te kendisine sandalye bulmayı başardı. Vekiller arasındaki çok sayıda yeni sima da bu seçime damgasını vurdu. Büyük hacimli siyasi organizasyonların yönetimlerinde yer almış, baskın ve güçlü adayların yerine tercihler, yeni yüzlerden yana kullanıldı. Partilerin seçmen talebiyle yaptığı değişiklikler, sandığa da büyük oranda olumlu yönde yansıdı.

***

Açıklanan seçim sonuçları, herkesi aynı oranda memnun etmedi.

Umduğunu bulamayan bazı seçmenler, yaşadıkları hayal kırıklıklarını sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla dile getirdi. Bazı vatandaşlar ise seçim sonuçlarının yayınlanmasındaki gecikmeden şikâyet etti. Sosyal medyada yalnızca “münasip” itirazlar yer almadı. Hakarete, hatta küfre varan paylaşımlar da birbiri ardına yapıldı.

***

Afet bölgesi için ayrı bir parantez açalım.

Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen şehirler, seçimin sonucundan memnun olmayan bazı insan görünümlü canavarlar tarafından kan donduran cinsten ifadelerle linçe maruz kaldı. Bu ifadelerin bazılarına yakından bakacağız ama bazıları var ki: yenilir, yutulur cinsten değil! Bazı paylaşımlarda, “Kahramanmaraşlı olmaktan utanıyorum”, “bu şehirlere deprem müstahak” gibi habis ve alçakça yorumların yapıldığını görünce annesi Maraşlı olan Yavuz Sultan Selim Han’a ait olduğu rivayet edilen şu anlatı aklıma geldi:

 

Yavuz Sultan Selim Han, tebdil-i kıyafetle Kuşlar Çarşısı’nı gezerken avcıların ve tuzakçıların birbirinden güzel kuşları sattığını görmüş.Bir ara gözü kekliklere takılmış. Bir grup kekliğin kafesinin üzerindeki yazıda “Tane işi satış, fiyatı 1 altın” yazarken, hemen yanı başındaki keklik 300 altına satılıyormuş. Cihan padişahı sormuş, “Bunun diğerlerinden ne farkı var da bunlar 1 altın, bu 300 altın?”

7e06e181-9291-4fb5-8417-fdb55d854a0e.jpg

Satıcı cevap vermiş, “Bu keklik öyle güzel ötüyor ki bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor. Biz de derhal o kekliklerin tamamını yakalıyoruz.” Yavuz, 500 altın verip kekliği almış ve bir hamlede kafasını koparmış. Satıcı, “Adam ne yaptın! En maharetli kekliğin kafasını koparttın, yazık değil mi?” diye dövünürken; Padişah gürler: “Bu kendi soyuna ihanet eden bir kekliktir. Bunun akıbeti er veya geç ölümdür.”

***

6 Şubat 2023’te 50 bin canı kaybettik!

50 BİN CAN!

Yüz binlerce vatandaşımız günlerce, haftalarca enkaz altında kaldı. 13,5 milyon insanın birçoğu evinden ve işinden oldu. Benim tanıdığım Türkiye’nin en müstesna insanlarından ağabeylerim Ahmet Doğan İlbey, Fazlı Bayram ve Ferhat Ağca hayatlarını kaybetti. İki gözümün nuru annem ve kardeşimi memleketten kurtarıp yanıma getirdiğimde, soğuktan titreyen ellerini sıcak suyla ben ovuşturdum. Saçlarını ben taradım. Onlar bomboş duvarı izlerken, kimsenin görmediği yerde hüngür hüngür ben ağladım.

***

“Kahramanmaraşlı olmaktan utanıyorum.” diyen vatansız!

Senin o utanç duyduğun memleket; ariflerin, ozanların, üdebanın, münevveranın memleketi. Sen ki, utanç kadar insani bir duyguyu dahi taşıyamayacak kadar gözü dönmüş bir canavarsın. O yüzden bilesin ki, senin kadar arsız, senin kadar kabiliyetsiz, senin kadar insanlıktan yoksun bir kişi o mübarek topraklara şerli ayaklarını bastı diye asıl Kahramanmaraş utanıyor! Kahramanmaraşlı olmak bir şereftir. Bu şerefi reddedenler için açıkça teklif ediyorum: Eğer bir kişinin kütükten silinmesi, o şehirde istenmemesi hukuken mümkünse lütfen bu şahıslar tek tek tespit edilip Kahramanmaraşlı olmaktan men edilsin.

3661ae89-4cce-4e32-a9f4-d8eade2b7888.jpg

***

Gelelim diğer kekliklere!

Ulan çapsız! Senin siyasi tercihin, bir yerde başarısız olduysa bunun müsebbibi nasıl oluyor da benim memleketim oluyor? Hangi hadle, hangi hakla, “size yaptığımız yardımlar haram olsun.” diyebiliyorsun? Kahramanmaraş’ın, Hatay’ın, Gaziantep’in, Osmaniye’nin, Adana’nın, Şanlıurfa’nın ve afet bölgesindeki diğer canım şehirlerin kesip attığı tırnak olamazsın sen. Geçtim depremi, kıyamet kopsa bu şehirlerin mert insanları senin ve senin gibilerin yardımına muhtaç değil. Sana da, siyasi şantaj malzemesi yaptığın yardımına da lanet olsun!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Kara Arşivi