Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?

Necip Fazıl Kısakürek Kimdir?
Ahmet Necip Fazıl Kısakürek (26 Mayıs 1904 - İstanbul) da Maraş'lı bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Türk şâir, yazar ve düşünür.

1904 yılında İstanbul’da Maraşlı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası o sırada hukuk öğrencisi olan ve daha sonraki yıllarda Bursa'da âzâ mülazımlığı, Gebze savcılığı ve Kadıköy hakimliği görevlerinde bulunan hukukçu Abdülbaki Fazıl Bey; annesi, Girit ensarlarından bir ailenin kızı olan Mediha Hanım’dır. Ailenin tek çocuğu idi. Ailesi ona “Ahmet Necip” adını verdi. Necip adını, babasının büyükbabası Necip Efendi’den aldı.

Çocukluğu dönemin ünlü hakimlerinden olan büyükbabası Mehmet Hilmi Bey’in Çemberlitaş’taki konağında geçti. 15 yaşına kadar önemli hastalıklar geçirdi. 4-5 yaşlarında iken dedesinden okumayı öğrendi ve büyükannesi Zafer Hanım’ın da etkisi ile tutkulu bir okuyucu haline geldi.

İlköğrenimini pek çok farklı okulda aldı. Kısa bir süre Gedikpaşa’daki Fransız Frerler Mektebi’nde okudu. 1912 yılında Amerikan Koleji’ne kaydedildi ancak yaramazlıkları nedeniyle bu okuldan atıldı; eğitimine önce Büyükdere’deki Emin Efendi Mahalle Mektebi 'nde, ardından yatılı bir okul olan ve Raif Ogan’ın yönettiği "Rehber-i İttihat Mektebi"’nde devam etti. Sonraki yıllarda yakın dostu olacak olan Peyami Safa’yı bu okulda tanıdı. Rehber’-i İtihat Mektebi’nde de fazla kalmayıp Büyük Reşit Paşa Numûne Mektebi’ne ve daha sonra seferberlik sebebiyle gidilen Gebze'nin Aydınlı Köyü’nün ilk mektebine yazıldı. Kız kardeşi Sema’nın beş yaşında ölümünden sonra annesi vereme yakalanınca ailesi Heybeliada'ya taşındı ve böylece Necip Fazıl ilk öğrenimini, Heybeliada Numûne Mektebi'nde tamamladı.

Necip Fazıl, 24 yaşındayken yayımladığı ikinci şiir kitabı Kaldırımlar ile tanınmıştır. 1934 yılına kadar sadece şair olarak tanınmış ve o devirde Türk basınının merkezi olan Bâb-ı Âli'nin önde gelen isimleri arasında yer almıştır. 1934 yılında Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştıktan sonra büyük bir değişim yaşayan Kısakürek, 1943-1978 arasında 512 sayı yayımlanan Büyük Doğu Dergisi yoluyla İslamcı görüşlerini kamuoyuna duyuran ve Büyük Doğu Hareketi’ne önderlik eden bir şairdir. Dergi, Türkiye'de antisemitizmin yayılmasında öncü bir rol oynamıştır.

Bahriye Mektebi

1916 yılında, Mekteb-i Fünûn-ı Bahriye-i Şâhâne’ye (bugünkü adı ile Deniz Harp Okulu) imtihanla girdi. Beş yıl öğrenim gördüğü bu okulda Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Akseki gibi Hamdullah Suphi Tanrıöver gibi tanınmış isimler görev yapmakta idi. Türk şiir ve düşünce hayatının Necip Fazıl’a göre zıt kutbunda yer alacak olan Nâzım Hikmet Ran aynı okulda iki sınıf üstte öğrenci idi.

Necip Fazıl, Bahriye Mektebi’ndeki öğrencilik döneminde şiirle ilgilenmeye başladı, tek nüsha elle yazılmış “Nihal” isminde haftalık bir dergi çıkararak ilk yayıncılık faaliyetine başladı. Okulda iyi derece İngilizce öğrenerek Lord Byron, Oscar Wilde, Shakespeare gibi batılı yazarların eserlerini orijinal dilinde okuma imkanını buldu. Ahmet Necip olan adının “Necip Fazıl” olması bu okulda gerçekleşti.

Bahriye Mektebi’nde üç yıllık öğrenimini tamamladıktan sonra ilave edilen dördüncü sınıfı bitirmedi ve okuldan ayrıldı.

İstanbul’un işgali sırasında annesi ile birlikte Erzurum’daki dayısının yanına giden Necip Fazıl, bu arada henüz çok genç yaşta olan babasını kaybetti.

Darülfünun yılları

1921 yılında Darülfünûn'un Edebiyat Medresesi Felsefe Şubesine girdi. Bu okulda Ahmet Haşim, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Faruk Nafiz, Ahmet Kutsi gibi dönemin ünlü edebiyatçıları ile tanıştı. Yakup Kadri ve arkadaşlarının çıkardığı Yeni Mecmua dergisinde ilk şiirleri yayımlandı.

Lise ve Darülfünun öğrencileri arasından eğitim hayatlarını devam ettirmek üzere Avrupa ülkelerine gönderilecek ilk grubu belirlemek için 1924 yılında Maarif Vekaleti’nin açtığı sınavda gösterdiği başarı sonucu, üniversitedeki eğitimini resmen tamamlamış sayıldı ve Paris'e gönderildi.

Paris yılları

Sorbonne Üniversitesi Felsefe bölümüne girdi (1924). Bu okulda sezgici ve mistik filozof Henri Bergson ile tanıştı. Paris’te bohem bir yaşam sürdü, kumara ilgi duymaya başladı. Bir yılın sonunda bursu kesildi ve yurda dönmek zorunda kaldı.

1934 yılına kadar yaşamı

Paris’teki bohem hayatına bir süre İstanbul’da da devam etti. 1925'te ilk şiir kitabı "Örümcek Ağı"nı bastırdı. O yıllarda yeni bir meslek olan bankacılık alanında çalıştı. Bir Hollanda bankası olan “Bahr-i Sefit Bankası”’nda başladığı bankacılığa Osmanlı Bankası’nda devam etti. Kısa sürede Ceyhan, İstanbul, Giresun şubelerinde çalıştı. 1928 yılında ikinci şiir kitabı olan “Kaldırımlar” yayımlandı. Kitap, büyük bir ilgi ve hayranlık topladı.

1929 yazının sonlarına doğru gittiği Ankara'da, İş Bankası’na “Umum Muhasebe Şefi” olarak girdi. Bu kurumda 9 yıl çalışmış ve müfettişliğe kadar yükselmiştir. Ankara’daki yaşamı sırasında siyasal elit ve aydınlar ile yakın ilişki kurdu; Falih Rıfkı ve Yakup Kadri ile sürekli birlikte idi.

1931-1933 arasında askerlik yaptı. Askerlik hayatının 6 ayı Taşkışla'nın 5. Alayının Zâbit kıtasında neferlik; 6 ayı Harbiye’de İhtiyat Zâbit Mektebi’nde öğrencilik, 6 ay aynı yerde subaylık yaptı.

Askerliğini yaptıktan sonra Ankara’ya döndü. Üçüncü şiir kitabı "Ben ve Ötesi"'nin yayınlanmasından sonra ününün zirvesine ulaştı. Dergilerdeki hikâye yazılarını “Birkaç Hikaye Birkaç Tahlil” adlı kitapta topladı.

1934-1943 yılları arasındaki yaşamı

1934 tarihi, Necip Fazıl biyografisinde bir dönüm noktası oldu. O yıl, bir Nakşî şeyhi olan Abdülhakîm Arvâsî ile tanıştı. Abdulhakim Arvasi ile Eyüp Sultan’daki Pierre Loti Mezarlığı yanındaki Kaşgari Murtaza Efendi Cami’ndeki sohbetleri sayesinde ciddi bir fikir ve zihniyet dönüşümü yaşadı. Abdulhakim Arvasi ile tanışmasını kendisine milat kabul eden Necip Fazıl’ın şiirlerinde bu tanışmadan sonra tasavvufi düşüncenin izleri görülmeye başladı

Arvâsî ile tanışmasından sonra yaşadığı derin fikir buhranın ardından hayatının yeni dönemindeki ilk önemli eseri olan “Tohum" adlı tiyatro oyununu yazdı (1935). İslamcılık ve Türklük vurgusunun ön planda olduğu eser, Muhsin Ertuğrul tarafından İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan sahnelendi. Oyun, sanat çevrelerinden büyük ilgi gördüğü halde halkın ilgisini çekmedi.

1936’da bir kültür–sanat dergisi olan “Ağaç Mecmuası”’nı çıkarmaya başladı. İlk sayısı 14 Mart 1936’da Ankara’da çıkarılan dergi, ilk altı sayıdan sonra İstanbul’da çıkarılmaya başladı. Dergi, spirütalist özelliklere sahipti ve Ahmet Hamdi Tanpınar, Cahit Sıtkı Tarancı gibi önemli edebiyatçılardan katı sağlanmaktaydı. Büyük ölçüde İş Bankası tarafından finanse edilen derginin yayın hayatı 16 sayı sürdü.

1937 yılında tamamladığı “Bir Adam Yaratmak” adlı piyesi ilk defa 1937-38 tiyatro sezonunda, İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye kondu ve büyük ilgi yarattı. Eser, insanın ve aklın güçsüzlüğünü ortaya koymakta ve pozitivizmi, kuru akılcılığı reddetmektedir.

1938 yılı başlarında yeni bir milli marş yazılması için “Ulus gazetesinin açtığı yarışma ile ilgili olarak kendisine yapılan teklifi benimsedi ancak yarışmanın vazgeçilmesi şartını öne sürmüştü. Bu şartı hemen kabul edildi ve böylece “Büyük Doğu Marşı” şiirini yazdı. Şiire verdiği “Büyük Doğu” adı, daha sonra çıkaracağı derginin adı oldu.

1938 sonbaharında bankacılıktan ayrılan Necip Fazıl, Haber Gazetesi’ne girerek gazeteciliğe başladı. Maarif Vekili Hasan Âli Yücel tarafından atandığı Ankara Devlet Yüksek Konservatuvarı’nda öğretim üyeliğini kısa süre sonra bıraktı ve kendisine İstanbul'da bir görev verilmesini istedi. Güzel Sanatlar Akademisi'nin Yüksek Mimari kısmına atanan Necip Fazıl, Robert Kolej'de edebiyat öğretmenliği yaptı.

1934'te yaşadığı buhranlı dönemini anlatan “Çile” adlı şiirini 1939'da yayımladı. 1940 yılında Türk Dil Kurumu hesabına "Namık Kemal" isimli bir eser kaleme aldı. Namık Kemal’in 100. doğum yıldönümü dolayısıyla yayımlanan kitapta Namık Kemal’i şairliği, romancılığı, oyun yazarlığı, fikir adamlığı konularında yerden yere vurdu.

1941 yılında Fatma Neslihan Balaban ile evlendi. Bu evlilikten Mehmet (1943), Ömer (1944), Ayşe (1948), Osman (1950) ve Zeynep (1954) isimli beş çocuğu oldu.

1942 kışında yeniden askerlik yapmak üzere 45 gün için Erzurum’a gönderildi. Askerde iken siyasi bir yazı kaleme alması nedeniyle mahkum oldu ve ilk kez hapis cezası aldı; Sultanahmet Cezaevi’nde hapis yattı.

Eserleri

Örümcek Ağı (1925)

Kaldırımlar (1928)

Ben ve Ötesi (1932)

Birkaç Hikâye Birkaç Tahlil (1933)

Tohum (1935)

Beklenen (1937)

Bir Adam Yaratmak (1938)

Künye (1938)

Sabır Taşı (1940)

Namık Kemâl (1940)

Çerçeve (1940)

Para (1942)

Vatan Şairi Nâmık Kemâl (1944)

Müdafaa (1946)

Halkadan Pırıltılar (Veliler Ordusundan) (1948)

Nam (1949)

Çöle İnen Nur (İzinsiz Baskı) (1950)

101 Hadis (Büyük Doğu'nun 1951'de verdiği ek) (1951)

Maskenizi Yırtıyorum (1953)

Sonsuzluk Kervanı (1955)

Cinnet Mustatili (Yılanlı Kuyudan) (1955)

Mektubat'tan Seçmeler (1956)

At'a Senfoni (1958)

Büyük Doğu'ya DOĞRU (İdeolocya Örgüsü) (1959)

Altun Halka (Silsile) (1960)

O ki O Yüzden Varız (Çöle İnen Nur) (1961)

Çile (1962)

Her Cephesiyle Komünizm (1962)

Türkiye'de Komünizm ve Köy Enstitüleri (1962)

Ahşap Konak (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek) (1964)

Reis Bey (1964)

Siyah Pelerinli Adam (Büyük Doğu'nun 1964'te verdiği ek)(1964)

Hazret (1964)

İman ve Aksiyon (1964)

Ruh Burkuntularından Hikâyeler (1965)

Büyük Kapı (O ve Ben) (1965)

Ulu Hakan II. Abdülhamid Han (1965)

Bir Pırıltı Binbir Işık (1965)

Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar I (1966)

Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar II (1966)

Büyük Kapı'ya ek (Başbuğ Velilerden) (1966)

İki Hitabe: Ayasofya / Mehmetçik (1966)

El Mevahibü'l Ledüniyye (1967)

Vahidüddin (1968)

İdeolocya Örgüsü (1968)

Türkiye'nin Manzarası (1968)

Tanrı Kulundan Dinlediklerim I (1968)

Tanrı Kulundan Dinlediklerim II (1968)

Peygamber Halkası (1968)

1001 Çerçeve 1 (1968)

1001 Çerçeve 2 (1968)

1001 Çerçeve 3 (1968)

1001 Çerçeve 4 (1968)

1001 Çerçeve 5 (1968)

Piyeslerim(Ulu Hakan/Yunus Emre/S. P. Adam) (1969)

Müdafaalarım (1969)

Son Devrin Din Mazlumları (1969)

Sosyalizm Komünizm ve İnsanlık (1969)

Şiirlerim (1969)

Benim Gözümde Menderes (1970)

Yeniçeri (1970)

Kanlı Sarık (1970)

Hikâyelerim (1970)

Nur Harmanı (1970)

Reşahat (1971)

Senaryo Romanları (1972)

Moskof (1973)

Hazret (1973)

Esselâm (1973)

Hac (1973)

Çile (Nihaî Tertib) (1974)

Rabıta (1974)

Başbuğ Velilerden 33 (Altun Silsile) (1974)

O ve Ben (1974)

Bâbıâli (1975)

Hitabeler (1975)

Mukaddes Emanet (1976)

İhtilal (1976)

Sahte Kahramanlar (1976)

Veliler Ordusundan 333 (Halkadan Pırıltılar) (1976)

Rapor 1 (1976)

Rapor 2 (1976)

Yolumuz, Halimiz, Çaremiz (1977)

Rapor 3 (1977)

İbrahim Ethem (1978)

DOĞRU Yolun Sapık Kolları (1978)

Rapor 4 (1979)

Rapor 5 (1979)

Rapor 6 (1979)

Aynadaki Yalan (1980)

Rapor 7 (1980)

Rapor 8 (1980)

Rapor 9 (1980)

Rapor 10 (1980)

Rapor 11 (1980)

Rapor 12 (1980)

Rapor 13 (1980)

İman ve İslâm Atlası (1981)

Batı Tefekkürü ve İslâm Tasavvufu (1982)

Tasavvuf Bahçeleri (1983)

Kafa Kâğıdı (1984)

Hesaplaşma (1985)

Dünya Bir İnkılâp Bekliyor (1985)

Mümin (1986)

Öfke Ve Hiciv (1988)

Çerçeve 2 (1990)

Konuşmalar (1990)

Başmakalelerim 1 (1990)

Çerçeve 3 (1991)

Hücum Ve Polemik (1992)

Başmakalelerim 2 (1995)

Başmakalelerim 3 (1995)

Çerçeve 4 (1996)

Edebiyat Mahkemeleri (1997)

Çerçeve 5 (1998)

Hâdiselerin Muhasebesi 1 (1999)

Püf Noktası (2000)

Bekleyen

Bayram

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.