Basın Kulisi'ne İlgi Büyük Oldu
Gazeteci Mesut Tuğrul'un sunduğu Basın Kulisinde konuşulanlar kent gündemine oturdu.
Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul'un sunduğu ve bu yıl ilki gerçekleşen "Basın Kulisi" proğramına kentin önde gelen isimleri konuk olarak katıldı. Mehmet Yüzbaşıoğlu, Bekir Doğan, Mehmet Taş ve Erçin Yaşar'ın kent gündemi ile ilgili yaptığı konuşmalar ilgi ile takip edildi.
Maraşkimlik.com sitesinde konuyu gündemine alan usta gazeteci Mehmet Fiskeci proğramla ilgili şu yazıyı yazdı.
Basın Kulisi’ni izlerken…
Dün gece, saat 21.00’de başlayıp, yaklaşık 3 saat süren Basın Kulisi programını izledim.
Aksu Televizyonunda canlı yayınlanan, moderatörlüğünü genç neslin başarılı gazetecisi Mesut Tuğrul’un yaptığı programın değerli konukları vardı.
Hiçbir zaman gazeteci olmadığını söylese de, hem mesleki olarak iyi bir fotoğrafçı, kişilik olarak beyefendi, ve de Maraş medyasının Aydın Doğan’ı olarak lanse edilen sevgili dostum Mehmet Yüzbaşıoğlu…
Mehmet Taş artık bu şehirde bir gazeteciden-yazardan öte, bir marka, artı değer.
Bekir Doğan kardeşimi deseniz, bu kentin gönüllü neferi. Maraş sevdalısı. Gazetesiyle, kalemiyle yaşanabilir Kahramanmaraş için katkı sağlayan arkadaşımız.
Kayseri’li olmasına rağmen, kısa sürede Kahramanmaraş’a adapte olan, sorunları ile hemhal olup, gazetesinin haber müdürlüğünü de kentin sorunları ile servise hazır hale getiren Erçin Yaşar gibi genç bir kardeşimiz, söylendiği gibi, dersine iyi çalışmış öğrenci gibi başarılı bir performans çizdi.
Mesut Tuğrul başta olmak üzere, bütün konuşmacıları tebrik ediyorum önce.
Ama hakkını vermem gerek, bu program için tüm imkânları seferber eden, farklı bir programa onay veren genel müdürümüz Cüneyt Beyit’e teşekkürü de unutmamak gerek.
*
Dedikten sonra, geldik fasulyenin nimetine…
Mehmet Taş’ın nezaket gösterip, konuşmacı olarak ilk sözü meslektaşı ve büyüğü Mehmet Yüzbaşıoğlu’na vermesi, bir âlicenaplık örneği. İşte Taş olmak böyle bir şey.
Yüzbaşımı biraz tutuk gördüm. Sonradan açıldı gibi. Biraz ekran yüzünü artırması ve daha diri olmasını beklerim. Tabi eleştirilerine, önerilerine diyecek lafım yok. söylediği bir gerçek vardı ki, herkes söyleyemezdi; “Kahramanmaraş AK Partiye verdiği oyların karşılığını alamadı…”
Lakin Taş, biraz muhalefet yanı ağır basan yorumları ile dikkat çekmeyi başardı. Lafı öyle çok eğip bükmedi. Beklediğimiz, özlediğimiz Mehmet Taş kıvamındaydı. Eleştirileri, önerileri yerinde ve isabetliydi.
Rakamlarıyla, hadise ve mekânlarıyla eleştiri oklarını ekrandan dışarı fırlatırken, Bekir Doğan’ın da boş biri olmadığını öğrendi insanlar. Doluydu, haklıydı, özellikle eğitim konusunda verdiği öneriler ciddiyet ve doğruluk kokuyordu.
Erçin Yaşar’a gelince… Dedim ya, sen kalk Kayseri’den gel, Maraş’ı Maraşlılardan daha iyi öğren, üstelik de dersine iyi çalışmış talebe gibi, hazırlıklı, dolu geldiği programda bana göre on üzerinden on puan almayı başardı.
Aferin Erçin’e…
*
Konulara ilişkin aldığım notları özetleyerek, program hakkındaki düşüncelerimi sıralamak istersem;
Sağlık, eğitim ve ulaşım dinleyebildiğim bölümlerdi. Moteratör Tuğrul dahil, arkadaşlarımın ortak görüşü, Karacasu’daki 400 yataklı hastane tamam da, ancak kentin nüfusu, ulaşımı da dikkate alındığında, kentin batı yakasında bir devlet hastanenin mevcudiyetinin gerekliliği idi… Herkes bu konuda hemfikirdi.
Tabi yatak sayısı eksilen kent için, Tıp Fakültesinin açılışının daha erkene alınması da kaçınılmazdı. Bu konuda siyasiler, bürokrasi ve KSÜ elini çabuk tutmalıydı. Yoksa özel hastanelerin ekmeğine yağ sürülecekti.
Sağlık çalışanları ikiye ayrılmıştı, sendikalar da dâhil… Ve her ne hikmetse, siyasi irade bir sağlık genel sekreteri atamakta beceriksizdi, belki de bilerek aceleci davranmıyordu. Sanki memlekette adam kıtlığı yaşanıyordu. Sonra, 400 yataklı Şehir Hastanesi çevresindeki imar sorunu vakit geçirilmeden çözüme kavuşturulmalıydı.
*
Reklâmın ardından, ikinci bölümde konu ulaşımdı. Çalıştaydan söz edildi, ancak çalıştayın ardından kamuoyunu bilgilendirmek adına ortaya çıkacak sonuç bildirgesinden söz edilmedi. Bu konuda siyasi irade de sınıfta kalmıştı. Bakanlar geldi, gitti… Dondurma, tarhana, biber hediye, oh ne âlâ memleket!
Antep’te olsa, adamı baldırcan gibi oyarlar valla…
Hatırlıyorum, oradaydım, Çağlayancerit AK Parti ilçe kongresinde, vekil Yıldırım Ramazanoğlu söylemiş, biz de KİMLİK GAZETESİ’nde manşete taşımıştık, vekil; “Bu yol bizim namusumuzdur, mutlaka yapılacak!” demişti.
Bakacağız, namus kavramı nasıl bir şeymiş…
Kahramanmaraş-Göksun-Kayseri yolu artık bıktırdığı, gına getirdiği için fazla kelam etmek gelmiyor içimden. Gaziantep yolu, ha bitti ha bitecek…
Aha buraya yazıyorum, imza atıyorum, yerel-genel seçimlere kadar dahi bu yol bitmez, bitemez… Andırın yolu 15 yıldır bitmedi, bitemedi her ne hikmetse, elinizde sihirli değnek mi var da, bu kadar kesin konuşuyorsunuz, bitti-bitecek diye hava atıyorsunuz.
NOT: Konular önemli, ciddi, ama yer kalmadı. Oysa yazacak, konuşacak çok şey var. Yarın devam ederiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.