Başkan Poyraz’a Rakip Değilim
Aksu TV’de her Pazartesi günü saat 21.00’da izleyicisiyle buluşan Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’un hazırlayıp sunduğu Moderatör Programına konuk olan TBMM Başkanvekili Prof. Dr. Mehmet Sağlam Türkiye ve Kahramanmaraş gündemini değerlendirdi.
Son günlerde kulislerde konuşulan Büyükşehir Belediye Başkan adaylığıyla ilgili net ifadeler kullanan Prof. Dr. Sağlam, isminin bir ankette önde çıkmasının normal olduğunu, bunca yıllık siyasetçi olduğunu belirterek; “Belediye Başkanımız Mustafa Poyraz’ı başarılı buluyorum. Mustafa Bey bu kente hizmet etmek için elinden gelen gayreti gösteriyor. Ben Başkan’a rakip değilim, bu söylentiler çıktıktan sonra kendisini arayıp söyledim” diye konuştu.
Gazeteci Tuğrul’un moderatörlüğünü yaptığı programda bütün sorulara içtenlikle cevap veren Sağlam, seçimin öne alınmasının kesinleşmesinin ardından belirlenen süre olan 27 Ekim 2013 tarihinde Kahramanmaraş’ın mutlaka Büyükşehir olarak seçimlere gireceğini söyledi. Meclis açılır açılmaz büyükşehir yasasının meclise gelmesinin önemini yitirdiğine de vurgu yapan Sağlam; “bilindiği üzere bu tür yasalar uygulamadan tam bir yıl önce yasalaşır. Bir defaya mahsus bu yasada bir yıl şartı koymayacağız. Onun için büyükşehir yasası 2013 yılının içerisinde de çıksa Kahramanmaraş 2013’te yapılması planlanan yerel seçimlere büyükşehir olarak girmeye hak kazanacak” dedi.
Ak Parti Genel Merkezi tarafından yaptırıldığı iddia edilen anketlerde isminin önde çıkmasının doğal olduğunu, çünkü uzun yıllardır bu memlekette milletin dertleriyle ilgilendiğine vurgu yapan Sağlam şöyle konuştu; “Genel merkezimiz Büyükşehir Belediye Başkanları ile ilgili anketler yaptırmış. Anketler de Büyükşehir Başkan adaylığı için benim adım yüzde 67 oy almış. Uzun bir süredir mecliste olduğum için Kahramanmaraş halkı beni iyi tanıyor ve teveccüh gösteriyor. Bugüne kadar bulunduğum bütün görevlerde Kahramanmaraş için vatandaşlarımız içimiz elimden gelen her türlü hizmette bulundum. Geçmişte Ankara’da görev yaptığım yıllarda Kahramanmaraş’ta bizi tanıyan vatandaşlarımız yanımıza geliyordu. Bizde elimizden gelen yardımı gösteriyorduk. Vatandaşlarımızla aramızda geçmişten gelen bir politika var. Önümüze çıkan bütün fırsatları Kahramanmaraş için kullandık. Dolayısıyla herhangi bir konuda Kahramanmaraş’ta akıllara ilk benim adımın gelmesi normal bir şey. Bu şekilde bir anket yapıldı diye Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesine başkan adayı olacağım anlamına gelmez. Şuan çalışkan bir Belediye Başkanımız var. Başkanımız Mustafa Poyraz’ı da arayarak benim kendisine rakip olmayacağımı söyledim.
SEÇİM TARİHİ: 27 EKİM
Çıkarılan kanunların seçim tarihinden bir yıl önce çıkarılması gerektiğini içeren maddenin bir defaya mahsus uygulanmamasına ilişkin bir teklif var. Dolayısıyla aradaki tarih konusu çok bir problem olmayacaktır. 27 Ekimde yerel seçimlerin yapılması görüşü ağırlık kazanmaya başladı. Madde değişikliği ile birlikte Büyükşehir kanunu uygulanacak ve büyük ihtimalle seçimler 27 Ekim de olacak. Bu nedenle Büyükşehir yasasının Ekim ayından yetişip yetişmemesi önemli değil.
TASARI MECLİSE GELMEDEN BÜYÜKŞEHİRLE İLGİLİ TAHMİN YAPAMAYIZ
Büyükşehir yasasında Türkiye çapında uygulanacak olan iller bakımından birkaç pürüzün ortaya çıkması söz konusu. Bu nedenle Büyükşehir yasasının üzerinde itina ile çalışılıyor. Tasarı meclise gelmedikçe herhangi bir şey söylememiz spekülasyon olur. Nasıl bir model oluşturuldu, şehirlerini coğrafi özellikleri göz önüne alındı mı bunların hepsini tasarı meclise geldiğinde göreceğiz. Tasarı meclise gelmediği için henüz kesinleşmiş bir durum yok. Yeni Büyükşehir olacak illerle beraber Büyükşehir sayısı 29’a çıkacak. Bu 29 Büyükşehir tabi ki aynı statü de olmayacak. Büyükşehir modellerinde herhangi bir sorun çıkmaması için istisna ile üzerinde çalışılıyor.
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ
Eğitime genel olarak baktığımız zaman biz 8 yıllık zorunlu eğitim sürecini 12 yıla çıkardık. Yeni sitemle öğrencilerimiz 4 yıl daha zorunlu okuyacak. Devletler ekonominin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştirir. Son yıllarda bu görüş tamamen göz ardı edildi. Türkiye’de 8 yıllık eğitimden sonra yüzde 50’lik kısım öğrenci üniversiteye gidiyor. Yeni eğitim sisteminin en büyük amacından bir tanesi asgari eğitim süresini arttırmak. Gelişmiş ülkeler gençlerini üniversite çağından geçiren ülkeler. Türkiye ile 1960 yıllarında eşit olan Güney Kore’de çağ nüfusunun yüzde 75’i üniversite eğitiminden geçmiş kişilerden oluşuyor. Bu oranında yüzde 50’li 4 yıllık lisans eğitiminden geçiyor. Türkiye’de ise çağ nüfusunun yüzde 30’luk kısmının lisans eğitimini tamamlayamadık. Bu yüzde 30’u eğitemeyen hiçbir ülke yok. Çağ nüfusunun yüzde 30’unu lisans eğitimden geçiren ülkeler gelişmiş ülkelerdir. Gelecek yıllarda gençlerimiz yeni eğitim sistemi ile 12 yıllık eğitim almış olacak. İşçi alımından işçinin yapacağı meslekten eğitim alması şart koşuluyor. Yeni eğitim sistemi Türkiye’nin geleceği için çok önem taşıyor. Yeni eğitim sistemi ile okullardan öğrenci ve öğretmen kapasitesinde tabi ki bazı sıkışmalar olacaktır. Bütün önemli reformlar psikolojik olarak başından beri rol alıcıları tarafından itirazla karşılaşırlar. Bu gayet doğal. Yeni eğitim sistemi ile birlikte birçok sıkıntı yaşansa bile Türkiye’mizin geleceği için bu sıkıntılara katlanılması gerekiyor.
YENİ EĞİTİM SİSTEMİ ZORLUKLARA RAĞMEN BAŞARIYA ULAŞACAK
Yeni eğitim sistemi önce alt yapısı hazırlanıp daha sonra hayata geçirilseydi daha iyi olabilirdi. Fakat bu tür reformlar çok konuşulacağı için anında hayata geçirilmesi stratejik bir yoldur. Vefakâr öğretmenlerimize yeni sistemle beraber biraz daha Cefakârlık düşüyor. Bütün tepkilere rağmen yeni eğitim sisteminin başarılı olacağına inanıyorum. 1997 yılında 5 yıllık zorunlu eğitim biranda 8 yıla çıkmış ve aynı tepkileri görmüştü. Yeni eğitim sistemi de geçmişteki sistemler gibi yerine oturacaktır.
DAVALAR KESİNLEŞMEDEN KESİN BİR ŞEY SÖYLEYEMEYİZ
Orduya bir şekilde siyasi müdahaleler söz konusu oluyor. Bunun sonucu olarak Türkiye’de öyle bir siyasi, demokratik bir ortam gelişti ki ordu sürekli bir tartışma konusu haline geldi. Bütün bunlar göz önüne alındığında Türk demokrasisi halkın seçtiği iradenin egemen olması hakim olması gereken bir sisteme doğru gelmek zorundaydı. Hiç kimse hiçbir Türk insanın asılmasını istemez. Verilen cezalar ağır gelebilir. Verilen cezaların maddelerini öğrenmeden gerekçeleri açıklanmadan, davalar Yargıtay’a gitmeden kesin bir sonuç çıkarmak mümkün değil. Adaletin karşısına çıkan insanların kendi şartlarını değerlendirmeleri gerekiyor. Uzun yıllardan buyana değişik mevkilerde bulundum ama hakkımda bir disiplin soruşturması bile yapılmadı. Türkiye’de hukukta var yasa da var. Tabi ki insanların bu kararları eleştirme hakkı var. Balyoz davasıyla ilgili kesin bir sonuç ortaya çıkmadan kesin bir şey söylemek doğru değil. Hiçbir Türk vatandaşı kendisine itam edilen suçları işlemiş olmasın ve cezalandırılmamış olsun isteriz.
DARBE KÜLTÜRÜNDEN KURTULMAMIZ GEREKİYOR
Bir memlekette hukuk sistemi varsa o hukuk sistemi mutlaka uygulanır. Hukuk devletlerinde tabi ki suçlular cezasını çekecektir. Önemli olan yargının tarafsızlık içerisinde, insan haklarına saygılı bir şekilde hukuk çerçevesinde davranmasıdır. Bu da ancak yargının gerekçelerini okumakla ve kesin kararı beklemekle olur diye düşünüyorum. 12 Eylül darbecilerinin bile yargılanamayacağı konusu vardı. Onlar bile şuan mahkeme önünde hesap veriyorlar. Bundan sonra gelen kişilerin hukuka uygun olmayan davranışları varsa hukuk devletlerinde yargılanıp cezalarını da alacaklardı. Bütün bu yeni olaylar darbelerin önüne geçecektir. Bizim darbe kültüründen kurtulmamız gerekiyor. Diğer ülkeler gibi Türkiye’nin de hukuk devleti olarak darbe kültüründen kurtulmuş olması gerekiyor.
KAHRAMANMARAŞ OLAYLARI DIŞARIDAN GELEN PROVOKATÖRLER TARAFINDAN BAŞLATILDI
Kahramanmaraş olayları ile ilgili bir mahkeme kuruldu. Bu mahkemenin elde ettiği sonuçlar oldu. Kahramanmaraş dışından buraya gelen provokatörler tarafından olayların başlatıldığı biliniyor. Bir takım kurgular ile Kahramanmaraşlıların tahrik edildiği mahkeme kararı ile sabitlendi. Yazılan ve toplanan bütün kaynaklarda Kahramanmaraşlı vatandaşların tahrik edildiği, dışarıdan gelen insanların buradaki birlikteliği bozduğu yer alıyor. İnsanlarımız tahriklere kapılarak karşılıklı olarak birbirlerini öldürmüşler. Olaylarda 104 alevi 104 Sünni vatandaş ölmüş. Sürekli bir biçimde hiçbir sebep olmadan Sünni ve Alevi yurttaşlarımız Kahramanmaraş’ta birbirlerine düşürülmüşler. Komisyon kurulması söz konusu olabilir ama birçok siyasi yerden farklı görüş geldiği için kurulması mümkün olmuyor. Kurulan komisyonlar farklı görüşlere sahne olduğu için tam olarak amaca hizmet etmiyor.
BDP MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIĞININ KALDIRILMASI GÜNDEME GELEBİLİR
BDP milletvekillerinin pkklı teröristler ile kucaklaşması kamuoyunda ki atmosferi çok kötü etkiledi. Dağdaki terör örgütü mensupları ile TBMM’deki milletvekillerinin bu kadar içten sarmaş dolaş olmaları Türk kamuoyunu yürekten yaraladı. TBMM’de olan böyle insanların bu tür davranışlar sergilemesi hoş karşılanacak bir davranış değil. Milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması ile yapabileceği şeyler ve yapamayacağı şeyler var. İçinde yaşadığınız devletin toplumun kurallarının değiştirilmesini isteyebilirsiniz, yeni Anayasadan bahsedebilirsiniz ama onlar yürürlükte olduğu sürece bunun hesabını vermek zorundasınız. Kamuoyuna yansıyan şekliyle bunların dokunulmazlıklarının kaldırılması yönünde bir hazırlık olabileceğini Başbakanımız defalarca dile getirdi. BDP’yi bugüne kadar pkk olarak görmediğimiz için mecliste muhatap olduk. Fakat gün geçtikçe davranışları ile beraber hareket ettiklerini ortaya koyuyorlar. Bu şekilde devam edilirse bunun hukuki işlemi yapılacaktır. Leyla Zana’nın Başbakan Erdoğan’la görüşmesinin ardından Zana, sahneden silindi. Buda birliğin sağlanmasında niyetlerinin olmadığını gösteriyor. Yürüttüğümüz projelerde yapılabilecek olanların birçoğu yapılmıştır. Bunun ötesinde her ne şekilde olursa olsun kan akmasını önlemek üzere, silahlar bırakıldığı takdirde görüşme yapılabilir. Bugüne kadar meclisteki arkadaşlarımızın bütün sabrına rağmen gerekse devletimizin gayretlerine rağmen BDP milletvekillerinin bu yönde bir çabası gayreti gözükmüyor.
MÜCADELEMİZ DEVAM EDECEK
Örgüt kendine göre bir strateji belirlemiş. Demokratik açılım projesi içerisinde daha önce düşünemeyecekleri her şeyi yapmamıza rağmen bir karşılık yok. Bizim yaptıklarımızı eylemler sonucunda yaptık zannediyorlar ve eylem yaparsak daha çok şey yaptırabiliriz diye hareket ediyorlar. Kendileri tasvip etmeyen Kürt kardeşlerimize uzanmak için büyük bir provokende yürütüyorlar. Bütün bunlara rağmen bizim mücadelemiz devam edecek.
SURİYE’DE ESAD YÖNETİMİ ENİNDE SONUNDA BİTECEK
Suriye anlaşmazlığın başından itibaren bu kadar katliamlara girişmeseydi Esad kendi yöntemleri içerisinde ayrılabilirdi. Fakat buna meydan vermeyecek kadar insan öldürüyor. İnsanları toplarla, bombalarla çocuk kadın demeden öldürüyorlar. Esad’ın bu şekilde orada durmasının imkanı yok. Gerek Birleşmiş Milletlerin gerekse müttefiklerin bugüne kadar Rusya ve Çin nedeniyle kendilerini ağıra alıyor. Biz Türkiye olarak yapabileceğimiz en doğru şeyi yapıyoruz. Suriye’den kaçarak Türkiye’ye sığınan mültecilere yardım ediyoruz. Türkiye’nin tek başına fedakarlık yapamayacağı kadarda masraflı bir işe dönüşmeye başladı. Dünyanın bütün ülkelerinin artık bu duruma sahip çıkması ve yardım etmesi gerekiyor. Mısır ve Libya gibi ülkelerde halkın istediği iktidarlar başa geldiği zaman sistem yerine oturuyor. Eninde sonunda Suriye’de de böyle bir sistem gelişecektir.
KURTULMUŞ VE SOYLU KENDİ YUVASINA DÖNDÜ
Süleyman Soylu ve Numan Kurtulmuş AK Partiye geçiş yaptı. Bu iki büyük ismin partiye geçişinde herhangi bir artış olur mu bunu zaman gösterecek. Numan Kurtulmuş partiye geçiş töreninde ‘ben eski bir demokrat partili olarak evime dönüyorum’ dedi. Bakıldığı zaman hem Numan Kurtulmuş hem de Süleyman Soylu demokratik parti kökenli. İki isimde milletin inançlarına değerlerine saygılı bir zihniyetin devamı. Burada önemli olan böyle bir zihniyetin olması. Bu memlekete kanunlar çerçevesinde hakim olması ve bunun yürütülme meselesine inanma meselesi önemlidir. Bizim artık milletin iradesi ile iktidar olan bir demokrasiyi yürütmekten başka milletin çıkarına başka bir yolumuz yok. Bu yolda buna inanan insanların bir araya gelmesi kadarda doğal bir şey yok. Önemli olan demokrat partinin ürettiği mecraya geri dönmektir. 30 Eylül’de yapılacak olan kongrede Kurtulmuş ve Soylu’ya bir görev verilebilir. Bizim için önemli olan her ikisi de yuvasına evine dönmüştür. Bu evde artık ikisi de pay sahibidirler. Numan Kurtulmuş Başbakan olacakta diyemeyiz, olmayacakta diyemeyiz. Siyasi grup kendi içerisinde kendi evinde oturup kararını verecektir.
SÜRÜDEN AYRILANI KURT KAPAR
Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu’nun teşkilatlarının da Ak Parti’ye geçmesini ümit ediyoruz. Bunlar bir ağacın kırılmış dallarıdır. Dolayısıyla o ağaçta bütünleşmeleri kadar doğal bir şey olamaz. Bütün teşkilat geçecek diye bir şey yok. Hepsinin geçip geçmemesi o kadar önemlide değil. Kurtulmuş ve Soylu’nun geçen seçimde aldığı oy kadar Ak Parti’nin oyu artacaktır diye bir kuralda yok. Önemli olan herkes evine dönmeye başlamıştır. Sürüden ayrılanı da kurt kapar. Köklerine dönmeleri ve inançları konusunda faaliyet göstereceklerdir. Baskıcı zihniyetin karşısında dik duranlara kapı her zaman açıktır.
BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI ADAYI OLACAKTIR
Parti merkezindeki görevler için 3 dönem söz konusu olmayacak. Parti içindeki görevler devam edecek ama 3. dönemden sonra milletvekili seçilemeyecekler. Kongrede ne gibi kararların alınacağını şuan bilemeyiz. 3 dönem milletvekilliği yapanlar parti içerisinde farklı görevlerde yer alacaktır. Başbakan Erdoğan AK Parti’nin Genel Başkanı olmasının yanında partinin lideri. Bu çok farklı bir olay. Bu liderin herhangi bir şekilde en yüksek makama layık görülmesi gerekir. Bu nedenle Başbakanımızın Cumhurbaşkanlığı için aday olacağına inanıyorum. 2013 yılı seçimimde köşke çok rahatlıkla gidebileceğine inanıyorum.
GENEL SEKRETERİN DIŞARIDAN OLMASI BİR DEZAVANTAJ
Kahramanmaraş Sağlık Genel Sekreterliğine dışarıdan birinin atanması dezavantajdır. Bu konuda bizim fikrimiz sorulduğu zaman bildiğimiz, bilgisine becerisine güvendiğimiz insanları tavsiye ederiz. Fakat Kahramanmaraşlı olmayanı bizim yakından tanımamız mümkün değil. Sağlık Genel sekreterliğine illa Kahramanmaraş dışından birinin olma düşüncesini ben anlamakta güçlük çekiyorum. Necip Fazıl Şehir Hastanesine gelen yeni başhekim Mehmet Bekerecioğlu muhteşem bir insan. Memleketine hizmet etme heyecanı olan, bilgi ve becerisini ispatlamış bir kişi. Sağlık hizmetinde memleketten bir kişinin olup olmaması düşüncesini anlayabilmiş değilim. Bakanlıktan gelen kişiye de seçme hakkımız olduğu için gereğini sorarız. Sağlık Genel Sekreterliğine kaliteli başhekimin düzeyinde bir kişinin getirilmesi gerekiyor.
AMAÇ OKUL KALİTESİNİ ARTTIRIP DERSHANE İHTİYACINI AZALTMAK
Yılda yaklaşık 1 buçuk milyon kadar kişi üniversiteye başvuru yapıyor. Bu nedenle aileler çocuklarını 4 yıllık fakülte eğitimi aldırmak için dershaneye gönderme zaruretinde kalıyor. Bütün illerimize üniversite açma çok doğru bir yaklaşımdı. Kapasite genişlediği zaman sınavlardaki yarış hafifler. Kurulan bütün üniversitelerimiz kendi kapasiteleri içerisinde lisans düzeyinde öğrenci almaya başladıkça mevcut öğrencilerle boş yerler dolduruluyor. Türkiye’de ikinci öğretimi YÖK başkanlığımda ben başlattım. Kontenjanlar dolmadığı zaman ikinci bir kontenjan çıkaran benim. Bütün kontenjanlar doldurulacak ki çocuklar okuyacak. Bu olduğu sürece dershanelere olan ihtiyaç giderek azalacaktır. Dershanelerin ihtiyacını azaltmak için liselerin kalite düzeyinin arttırılması gerekiyor. Dershaneler yine bir şekilde değerlendirilecek ki. Dershane sektörü mağdur edilmeden oradaki bilgi birikiminden yararlanılarak ortadan kaldırılmak mümkündür.
DEPREMLER YAŞAMAYI ÖĞRENMEMİZ GEREKİYOR
Kentsel dönüşüm çalışmalarına Kahramanmaraş’ta dahildir. Türkiye’nin büyük bir bölümü bilindiği üzere deprem kuşağında. Biz artık depremle yaşamaya alışmış durumdayız. Haber alma mekanizmaları bulunamadığına göre yapacağımız konutların depreme dayanıklı olması gerekiyor. Deprem kuşağında olan ülkeler bu konuda neler yapıyorsa bizde elimizden gelen gayreti gösterip o şekilde bir hayat sürdürmek zorundayız. Alınan önlemler neticesinde çok büyük faydaların olacağı açık. Tedbirlerimizi depreme karşı almamız gerekiyor. Bunun yanında vatandaşlarımızda deprem sigortası bilincini oluşturarak onları güvenceye almamız gerekiyor. Mevcut konutlar depreme dayanıklı hale getirilerek de önlem alınabilir. Bunların dışında depremle yaşamayı öğrenmekten başka çaremiz yok.
KAHRAMANMARAŞ-GÖKSUN YOLU DEVASA BİR YOL OLACAK
Kahramanmaraş-Göksun kara yolunda her geçen gün önemli bir yolun varlığı anlaşılıyor. Bugüne kadar biz bunu anlayamadık. Kahramanmaraş-Göksun yolu Güneyden Orta Anadolu’ya çıkışın ikinci yolu oluyor. Bu yol tünelle ulaşılamayan bir yol olmaktan çıkacak. Kahramanmaraş-Göksun yolu giderek 3 şeritli beton asfalt, gerektiği kadar tünelle bir yol yapılıyor. İlk defa bu yolun güzergahları tespit ediliyor. Bu nedenle yolda sürekli değişiklikler oluyor. Biz 2013 yılında bu yolun tamamlanması için elimizden geleni yapacağız. Bu yol tamamlandığında çok önemli bir kavşak olacak. Bu yol Karadeniz’e, Doğu Anadolu’ya çıkışın yolu olacak. Bu alan tamamen Kahramanmaraş’ın interlantı haline geliyor. Kahramanmaraş olarak bizim nüfusumuz son 30 yılda 400 bine çıkarken en büyük avantajımız kendi içerimizde büyümek oldu.
TIP FAKÜLTESİ 2013 YILINDA HAREKETE GEÇECEK
KSÜ Tıp Fakültesinin alt yapısı bitmiş durumda. Tıp Fakültesinin donanımı ile ilgili para sorunu var. Kalkınma Bakanımız bize Aralık’taki ödeneklerden verilmesinin mümkün olabileceğini söyledi. Bu olmadığı takdirde Tıp Fakültesi 2013 ödenekleri ile harekete geçecek. Hastaneler mevki olarak çok güzel bir yerde bulunuyor. Necip Fazıl Şehir Hastanesi Batı yolunun, Yeni Tıp Fakültesi Doğu yolunun üzerinde. Şehrin içerisinde bir yere gitmekten çevre yerlere gitmek daha kolay.
MECLİSE MORALİMİZ ÇOK İYİ DÖNÜYORUZ
Meclis kapalı iken vatandaşlarımızla bir araya gelip sıkıntıları dertleri nedir bunları öğrendik. Kahramanmaraş’a her gelişimde önce vatandaşla teması tercih ediyorum. Bugüne kadar vatandaşlarımızdan bir tek şikayet bile duymadım bu beni memnun etti. Artık sorunlar çözülemeyecek sorunlar değil. Vatandaşlarımızın halinden memnun olması bizim için çok önemli. biz bunun daha da ileri gitmesi için elimizden geleni yapacağız. Meclise moralimiz çok iyi şekilde dönüyoruz. Kahramanmaraş büyük bir dönüşümün arifesinde. Ayrıca 5’inci bölgede olmamızda yatırım için önemli. Bu nedenle Kahramanmaraş için iyi günler gelecekte diyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.