CEP TELEFONU HASTALIĞI !..

CEP TELEFONU HASTALIĞI !..
Gazeteci ve köşe yazarı Bekir Doğan bugün ki yazısında şu konuyu ele aldı;

Önceki gün bir taziyeye gittim.

     Bir vatandaşımız Kur’an-ı Kerim okuyor, güzel de sesi var huşu içinde dinliyoruz..

     Karşımda oturanlara baktım.. ellerinde cep telefonu Facebook da geziniyorlar.. bazen yorum yazıyorlar..

     Şunların resmini çekip gazeteye haber yapayım diye düşündüm: kendime yakıştıramadım..

     Şehrimizin ünlü şanlı insanları..

     Taziye evine geliyorsun, kısa bir aşır okunuyor, sonra Fatiha deniyor ve beş dakika da iş bitiyor.. beş dakika bu telefonu aracınızda koysanız acaba ölümüsünüz ?

     Biz acayip bir milletiz, diri kadınımızı sokaklarda çıplak dolaştırır, öldüğünde çocuklarına bile göstermeyiz böyle garip bir milletiz..

     Bundan dert yanıyordum: Fatih Mehmet Erdoğan hocam: “ Geçen hafta Cuma namazı için camiye gittim, yanımda biri oturuyor, cep telefonu çıkardı, sürekli Facebook da gezindi yorumlar yaptı.. İmam efendi hutbeyi bitirdi.. o halen telefon ile oynuyordu.. kametleme başladı halen telefon ile uğraşıyordu.. telefon ekranı açık ayak arasına koyarak ayağa kalktı iki rekat zor kılıp telefonu aldığı gibi gitti..

     Oysa Cuma Habbesini farzdır.. Farzı dinlemek farz.. ölü gibi dineleceksin, imam efendi ne derse desin ona cevap vermeyeceksin, onun duasına açıktan amin bile demeyecek onu ölü gibi dinleyeceksin ama bizde dinleyen kim ? cep telefonu varken imam kim dinler..!

      Kahramanmaraş İl Müftümüz Celal Sürgeç , bu konu ile alakalı bir hutbe hazırlasa da Cuma günü imam efendiler bunu okusalar belki bir kaçı utanır diye düşünüyorum..

      Cuma namazının da diğer namazlar gibi bir adabı ve yolu var : Hatib, ezan okunup tamamlanıncaya kadar minberde oturur. Sonra ayağa kalkar. Sonra gizlice "Euzü" çekerek aşikâra hamd ve senada bulunur. Hutbesini cemaata karşı söyler. Hutbe bitince ikamet yapılır. Bunlar da hutbenin sünnetlerindendir. Hatibin hutbe sünnetlerini gözetmemesi veya dünyalık konuşmalarda bulunması mekruhtur.

     İmam efendi: Hutbeyi okuyan kimse duaları açık veya gizli okuyabilir. Ancak açıktan dua ettiği zaman cemaat amin diyecekse bunu gizli yapar. Böylece cemaatin amin demesine engel olmuş olur. Çünkü, hutbe okunurken insanların konuşmaları, tesbih çekmeleri, aksırıp "elhamdulillah" diyene "yerhamükallah" demeleri, selam almaları ise mekruhtur. İmam efendi bunu bilerek cemaati günaha sokmamalıdır..

      Hutbe okunurken Peygamber Efendimize (sav) salavat getirmek ve yapılan duaya amin demek de mekruhtur.

      Eğer salavat getirmek ve amin demek gerekiyorsa, bu kalben okunur; dil ile teleffuz edilmez.

      Bunu herkes bilemeye bilir, bu sebeple imamın cemaate sık sık hatırlatmasında fayda vardır..

       Hutbede duada bulunmak sünnettir. Ancak bu dua esnasında cemaatin susması daha uygun olur. Son dönemde elleri açarak amin diyen ellerini yüzlerine süren başka başka bitat işleyenlerin çoğaldığını görüyoruz..

      Hutbe Esnasında Susmak

      Ebû Hureyre, Peygamberimizin (sav) efendimiz şöyle dediğini haber vermiştir:

      Camiye giden kimse, eğer hutbeye başlanmamışsa, başkalarını rahatsız etmemek şartı ile hatibe yakın yere kadar gidebilir, değilse bulabildiği yerde oturur. Fakat yer bulamaz ve ilerdeki saflarda boşluk bulunursa, zaruret gereği bu boş yerlerden birine gidebilir.

      Hatib minbere çıkınca, cemaatın dinleyip susması, selamlaşmaması, nafile namaz kılmaması gereklidir. Öyle ki, hutbede Peygamber Efendimizin (sav) mübarek isimleri anılınca, dinlemekle yetinmeleri daha faziletlidir. İmam Ebû Yusuf'dan bir rivayete göre, bu durumda gizlice salat ve selam getirilir.

     Buna göre:

     Cuma günü hatibin dikkatle dinlenmesini, "hatip minbere çıktığı andan namaz bitinceye kadar" bir bütün olarak değerlendiren Hanefiler, namazda haram olan her şeyin hutbede de haram olduğunu esas alarak; cemaatin konuşmayıp susması, selam alıp vermemesi, nafile namaz kılmaması gerektiğini, ancak hutbede dua edilirse veya Hz. Peygamber (sav)'in ismi zikredilirse gizlice salâtü selam okunabileceğini ve hatibin duasına yine gizlice kendi işitebileceği bir sesle 'âmîn' denebileceğini söylemektedirler. (Alâuddin İbn Abidin, el-Hediyyetü’l-Alâiyye, 155-156).

    Bu nedenle yapılan duaya kendi işitebileceği tarzda "amin" demekte sakınca yoktur.

    Ama biz işin dozajını kaçırdık ve bağırarak amin dediğimiz gibi, çeşitli hareketlerle dine hurafeler katıyoruz.. bunun son örneği de cep telefonu ile oynamaktan geçmektedir..

    Cuma Namazını sahil olması için Cuma Hutbesi farzdır, Farzı dinlemekle farz yerine gelir.. imam efendi okusun kendi dinlesin biz cep telefonumuzla meşgul olalım mantığı doğru değildir..

    İyi günler..

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.