CHP Parti Sözcüsü Öztrak: Erdoğan'ın geçmişte verdiği sözlerin takipçisi olacağız
ANKARA (AA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin (KKTC) kuruluşunun 36'ncı yıl dönümü olduğunu anımsatan Öztrak, Kıbrıs'ta şehit olan kahraman Mehmetçikleri, KKTC'nin ilk cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı, eski Başbakan Bülent Ecevit'i ve dönemin başbakan yardımcısı Necmettin Erbakan'ı andı.
Ağustos ayı işsizlik rakamlarının açıklandığını ve işsiz sayısının 4 milyon 650 bine ulaştığını belirten Öztrak, son bir yılda işini kaybedenlerin 496 bininin inşaat, 179 bininin sanayi, 20 bininin hizmet ve 94 binin ise tarım sektöründe çalıştığını söyledi. İstihdam kaybı olmayan tek bir sektör bulunmadığını savunan Öztrak, bu durumun daha önce hiçbir krizde yaşanmadığını ileri sürdü.
Öztrak, bu sayılara iş aramayan ama çalışmaya hazır olan, mevsimlik çalışan, eksik ve yetersiz istihdam edilenlerin de eklenmesi durumunda Türkiye'de işsizlerin gerçek sayısının son bir yılda 1 milyon 57 bin kişi artarak, 8 milyon 84 bine ulaştığının görüleceğini söyledi. Öztrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Yine aynı dönemde makyaja rağmen resmi işsizlik oranımız, geçen yıla göre, 2,9 puan artarak yüzde 14 oldu. Gerçek işsizlik oranımız, 3 puana yakın artarak yüzde 22,8'e çıktı. Yani ülkede çalışma yaşamına gelen yurttaşlarımızın 5'te 1'i işsiz. Son bir yılda çalışma çağındaki 15 yaş ve üzerindeki nüfusumuz 858 bin kişi artmış. Bu 858 bin vatandaşımızdan her nasılsa sadece 191 bini iş aramış ve iş gücüne katılmış. Geçtiğimiz yıl bu rakam 250 binin üzerindeydi. Damat Bakanın tabiriyle tünelin ucunda ışık görünmesine, ekonomide toparlanma başlamasına rağmen her nedense 667 bin vatandaşımız iş gücüne katılmamış. Gitmiş evinde oturmuş. Özellikle kadınlarımız herhalde, 'hükümete ayıp olmasın, işsizlik daha fazla artarak damadı mahcup etmeyelim' diye evinde oturmayı tercih etmiş."
TÜİK'e göre ev hanımı olmayı tercih edip iş gücüne katılmayan kadınların sayısının son bir yılda 468 bin kişi arttığını aktaran Öztrak, "Peki, kadınlarımız başta olmak üzere vatandaşlarımız hükümeti bu kadar düşünmeyip, geçtiğimiz yılın ağustos ayındaki kadar iş gücüne katılsa ne olurdu? Resmi işsiz sayımız ağustos ayında 4 milyon 650 bin değil 4 milyon 926 bine çıkardı. Resmi işsizlik oranımız da yüzde 14 değil yüzde 14,7'ye yükselirdi. Şimdi biz bu rakamları sorgulamayalım da neyi sorgulayalım?" ifadesini kullandı.
Öztrak, bu tutarsızlıkları sorgulayan ekonomist ve akademisyenlerin teröriste benzetildiğini ve hapisle tehdit edildiğini ileri sürdü.
Yurttaşların işsizlikten, borçtan, yoksulluktan, çaresizlikten ailesiyle beraber canına kıydığını iddia eden Öztrak, şöyle devam etti:
"Bugün Bakırköy'den yine çok acı haberler geldi. Borçları nedeniyle bir aile babası, kendisi ve ailesinin yaşamına son verdi. Son 10 günde ekonomik sıkıntılar nedeniyle 3 ailemiz aramızdan ayrıldı. Bu nasıl büyük bir umutsuzluk ve çaresizliktir. Bu ülkede bunları daha önce hiç yaşamamıştık. İnsanlar sadece kendileri değil ailelerini de gözden çıkararak ileriye dönük hiçbir umutları kalmadığını ortaya koyuyor. Bir sorunu çözmek için ilkin doğru teşhis koymak gerekir. Türkiye'de korkunç bir borç ve işsizlik ortada durmaktadır. Gerçek budur. Saray iktidarı bunları makyajlayarak, saklayarak, bunları konuşan ekonomistleri, basın mensuplarını korkutarak bu sorunları gizleyemez."
Genç işsizliğin yüzde 27,4 ile bu ay bir kez daha rekor kırdığını anlatan Öztrak, üniversiteli işsiz sayısının da 1 milyon 276 bine ulaşarak, bir başka rekor kırdığını söyledi.
"Geleceğine iş ve umut veremeyen bir ekonomide hangi başarıdan söz edilir?" sorusunu soran Öztrak, "Millet evladını dişinden tırnağından artırıp okutuyor, ona iş yok. Ama saray sosyetesine milletin sırtından iş çok. Bir iş yetmiyor birkaç tane yönetim kurulu üyeliği. Bir de üstüne üstlük sarayın kibirli adamı çıkıp, 'Her üniversite bitirene iş bulacağız diye bir şey yok.' diyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bunu milletimizin de kabul etmesi mümkün değil. İktidar bir an önce işsizlikle ve sosyal dışlanmışlıkla mücadele edecek, toplumumuzu kucaklayacak önlemleri almak zorundadır. Krizin tüm yükünü yoksul yurttaşlarımızın sırtına bırakmaktan artık vazgeçmelidir. Devleti yönetenler yoksullukla işsizlikle mücadele için vardır." dedi.
İşsizlik sigortasının imkanlarının işini kaybedenler için kullanılması gerektiğini ifade eden Öztrak, işsizlik sigortasından yararlanma koşullarının rahatlatılması, sigortadan kullanılan olanakların işsizlerin lehine düzeltilmesi için gerekli önlemlerin alınmasını istedi.
Milleti borçlandırarak, kamu bankaları eliyle yeni krediler açarak krizden çıkmanın mümkün olmadığına işaret eden Öztrak, şunları kaydetti:
"Görüyoruz ki sarayın gündeminde aslında milletimiz yok. Dün Trump ziyareti dönüşü verilen demeçler pek hayra alamet değil. Anlıyoruz ki emperyal güçler, dış politikada sıkışan saray ve Erdoğan'dan yeni taleplerde bulunuyor. Trump'ın, Erdoğan'a '4 milyon Suriyeliyi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapamaz mısınız?' dediğini duyduk. Suriyelilerin bir kısmının, zaten vatandaş yapıldığını da Erdoğan'ın uçaktaki konuşmasından öğrendik. ABD Başkanı, 'Güvenli bölgede ev yapılmasının maliyetine ben katkıda bulunmam.' deyip topu zaten Avrupalılara atmıştı. İçeride de 'Bu 4 milyon Suriyeliyi vatandaşlığa alın.' demiş. Bu milletin sırtından Suriyeliler için 40 milyar dolar harcandık. Şimdi Suriyeli sığınmacıların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılması için uluslararası baskıların artacağı anlaşılıyor. CHP olarak milletimizin sırtına bir de bu maliyetin yüklenmesini kabul etmemiz mümkün değildir. S400 konusunda da yeni şeyler öğrendik. Cumhurbaşkanı, S400'ler için 2 milyar 400 milyon dolar verildiğini söylüyor. Daha önce bunu yapan firma bunun maliyeti 2,5 milyar dolar demişti. 1 milyar 125 milyon dolar avans olarak verildi, geriye kalan kısım için de kredi alındı. Trump, S400'ler için 'Bu benim meselem değil, bu kongrenin sorunu.' dedi. Yani Trump, Erdoğanı Beyaz Saray'dan, Kremlin Sarayı'nın bahçesine yolladı. Yakında Erdoğan'ı bir kez daha ya Moskova'da ya da Soçi'de göreceğiz. Erdoğan S400'lerin nisan 2020'de aktive edileceğini söylemişti. Bekliyoruz. Bu, S400'ler aktive edilecek mi yoksa pakette tutulup milletin 2,5 milyar doları çöpe mi atılacak? Erdoğan'ın geçmişte verdiği sözlerin ve söylemlerinin takipçisi olacağız."
Öztrak, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.
Siyanürden ölümlere ilişkin haberler ile bu maddenin elektronik ortamda satışının yasaklanmasının gündemde olduğunun hatırlatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine Öztrak, öncelikle bu maddenin satışının önlenmesi ve insanları bu noktaya getiren şartların ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
İnsanların işsiz kaldığında ya da borçlarını ödeyemediğinde devletin yanlarında olacağını bilmesi gerektiğini ifade eden Öztrak, "Bu maddelerin yasaklanması doğru ama iş bununla bitmiyor. İnsanları bu çaresizlikten kurtaracak tedbirlerin bir an önce alınması lazım." dedi.
"Milletin meseleleri bu seyahatte çözülmemiştir"AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal'ın "CHP artık siyaset yapmıyor, apaçık düşmanlık yapıyor" açıklamasının sorulması üzerine Öztrak, şöyle devam etti:
"Keşke istenen sonuçlar alınsaydı da biz de çok mutlu olsaydık. Suriyeli sığınmacılar meselesi çözüldü mü, terör örgütünün Suriye'deki uzantısıyla ABD Başkanı arasındaki ilişki onun da bizim Cumhurbaşkanımızı, Cumhurbaşkanlığı makamı aynı yere koymasıyla ilgili sorun çözüldü mü, S400'ler meselesi çözüldü mü, Ermeni meselesinde tasarı orada bekliyor, sadece Senatoda görüşülmesi engellendi. Keşke her şey çözülseydi, biz rahatlasaydık. Bu seyahat, Beyaz Saray'da bir aile fotoğrafı vermeye ve Sayın Erdoğan'ın Trump ile ilişkisini kurtarmaya dönük oldu. Milletin meseleleri bu seyahatte çözülmemiştir, çözüm beklemektedir. Her zaman olduğu gibi burada makyajla falan bu işler atlatılacak durumda değildir."
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın şehir hastanelerinin bundan sonra kamu bütçesinden yapılacağına yönelik açıklamalarına ilişkin de Öztrak, "Biz, şehir hastaneleriyle başta Genel Başkanımız olmak bu değerlendirmeleri yaparken, sarayın kibirli kişisi çıkmış, 'Siz anlamazsınız' diye bar bar bağırıyordu, ne oldu, şimdi bizim dediğimiz noktaya geldiler. Bu işleri bıraksınlar." diye konuştu.
Öztrak şehir hastanelerinin maliyetinin açıklanması gerektiğini de söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Trump'a mektubu takdim ettiği" yönündeki sözlerini anımsatan Öztrak, "Ondan sonra da 'Mektubun iadesini Kılıçdaroğlu'na haber vermek lazım.' diyor. Trump'a gelince takdim, Genel Başkanımıza gelince iade. Şimdi açık söylüyorum, nasıl iade etti, takdim etti acaba? Kendisine bir elçinin güven mektubunu takdim ettiği gibi mi etti? 'Trump hiçbir tepki göstermedi.' diyor. Yoksa mektubu göstermeden masanın kenarına iliştirdi, hiçbir şey söylemedi, sonra masadan kalktı mı? Acaba, 'Ey Trump, ben Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyım, sen bana aptal olma diyemezsin, sen bana gönderdiğin mektuba teröristin mektubunu iliştiremezsin.' dedi mi, bunları kendisinin yüzüne söyledi mi? Bu konuda bir açıklama yok. Milletin şan ve şerefi, ettiği yemine uygun olarak hala korunmayı beklemektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.