“Derdimiz: Kayıp Nesil”
Kahramanmaraş kent merkezinde günlük olarak yayım yapan “Kahramanmaraş’ta bugün” gazetesinin 30 Aralık 2016 tarihli Cuma günkü sayısı “Derdimiz: Kayıp Nesil” manşetiyle çıktı.
İşte haberin ayrıntıları;
Kahramanmaraş’ta dün bir otelde gerçekleştirilen Suriyeli Öğrencilere Yönelik Koordinasyon Toplantısı’nda konuşan Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, ülkemize sığınan Suriyeliler için maddi kaynağın bir şekilde bulunacağını; ancak kaybedilen neslin geri getirilemeyeceğini söyledi.
YARDIMDAN GERİ DURULMAMALI!
Maddi kaynak sıkıntısından dolayı Türkiye’ye sığınan muhacirlere yardımdan geri durulmaması gerektiğini ifade eden Başbakan Yardımcısı Kaynak, “Para bulunur, okul yapılır, öğretmen alınır, ama kayıp nesil geriye dönemez! Değerli misafirlerimiz; bir umut vermenizi, bir ufuk çizmenizi, meslek edindirmenizi hem bir bakan olarak hem Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı olarak hem de bir insan olarak sizlerden talep ediyorum. Biz umutsuz, ufuksuz ve mesleksiz bir nesil arkamızda bırakırsak; bunun zararını, bunun çıkartacağı hasarı ne Türkiye’nin atlatması, karşılaması mümkün, ne Avrupa’nın ne de insanlığın” ifadelerine yer verdi.
KALSALAR DA DÖNSELER DE FAYDAMIZA
Gururla bir ensar duygusuyla misafir ettiğimiz Suriyeli mültecilere sahip çıkmamız durumunda Türkiye’de kaldıklarında da Suriye’ye döndüklerinde de ortak yaşanmışlıkların ilişkileri olumlu etkileyeceğini belirten Kaynak, şöyle konuştu: “Türkiye’de kalsalar da tahayyül edin Suriye’ye dönseler de tahayyül edin. Ya da olumlu söyleyelim. Bunları bir amaca yönelik meslek sahibi yapmışız, gelecek umudu aşılamışız. Bir vizyon vermişiz. 10 sene sonra Türkiye’de kaldıklarını da hayal edin Suriye’ye döndüklerini de hayal edin. Bu taraftan da bakalım. Suriye’ye döndüklerinde bilin ki Türkiye’deki kardeşlerinin hem ticari hem siyasi hem ekonomik sosyal her alanda paydaşları. Türkiye’de de kaldıklarında zaten Milli Eğitimimizin amacı o değil mi?”
Türkiye’de bulunan Suriyeli mültecilerin içinde 900 bine yakın öğrenim çağında öğrencinin bulunduğunu dile getiren Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, bu öğrenciler için hayat boyu eğitimin devreye alınmaması durumunda Türkiye’yi önemli bir tehlikenin beklediğini söyledi.
Ülkemize son 5 yılda, 3 milyon insan geldiğini ifade eden Kaynak, “3 milyon insan! Türk, Kürt, Türkmen, Sünni, Alevi, Iraklı, Filistinli ama insan! Bu 3 milyon insanın 900 bine yakını, eğitim çağında! Bir bundan fazlası da kadın ve tamamı yardıma muhtaç kesim! 5 binden fazla yetim var. Yani bir kısmının annesi yok. Bir kısmının babası yok. Bir kısmının her ikisi de yok. Ve bu insanlar, Türkiye’deki kardeşlerinin himayesinde hayatlarını devam ettiriyor. Ancak hepimizin üzerine düşen bir sorumluluk var. Ben geçen gün bir gazeteye hayırlı olsun ziyaretine gittiğimde, bir sohbet ortamında; biz bu kitle ile bu önemli nüfus ile bu eğitim çağındaki ya da hayat boyu eğitimi devreye sokmazsak bir önemli tehlike var, dedik. Onlar bunu başlık yapmışlar. Bir kayıp nesille biz, yine karşı karşıyayız” dedi.
MİLENYUM ÇAĞI KÖTÜ BAŞLADI
İçinde bulunduğumuz yüzyılın, geçmişte milenyum çağı olarak nitelendirildiğini kaydeden Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, 21. Yüzyılın daha ilk çeyreğinde Ortadoğu’nun kan gölüne döndüğünü aktardı. Kaynak, şöyle konuştu: “2011 yılında yanı başımızda Suriye’de insanlık dışı bir diktatörün kendi halkına, kendi çocuklarına, kendi milletine bombalar yağdırması ile Suriye’de, tarihin en önemli coğrafyasının birinde, bir insanlık dramı yaşamaya başladı. Evet, yanı başımızda Suriye, coğrafi olarak çok önemli bir yer. Aynı zamanda sınırdaşız. Ama Suriye çok önemli tarihi bir merkez! Bugün Müslümanlar olarak; âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberin bir ticaret kervanı ile ta buralara kadar geldiğini hepimiz hatırlarız. Anadolumuzun İslamlaşması da Suriye’den başlayan gelişmelerle gerçekleşmiştir. Halid Bin Velid büyük İslam komutanı, Suriye üzerinden Anadolu topraklarını İslam illa tanıştırmıştır. Anadolu toprakları, İslam’la müşerref olmuştur. Ama Suriye, modern çağda gerçekten büyük bir vahşeti de yaşamaktadır. Daha önce de söyledim. Hatırlarsanız dünya 21. yüzyıla Milenyum Çağı olarak girmiştir. Milenyum Çağı! Hepimizin hafızalarında 2000 yılına girilen yılbaşında; Milenyum Çağına giriyoruz diye havai fişekli çok farklı kutlamalar olmuştur. 21. yüzyılın neredeyse ilk çeyreğini dolduracağız. Hemen yanı başımızda Suriye’de olan hadiseler, Irak’ta olan hadiseler, biraz daha Güneyde Yemen’de, Çad’da, Orta Afrika’da olan hadiseler, insanlığın hangi noktalara hangi dereceye düştüğünün göstergesi oldu”
3 MİLYON İNSANA BAKIYORUZ!
Ülkemizde bulunan 3 milyon civarında Suriyeli mültecinin barınma, giyim, gıda ve eğitim alanındaki ihtiyaçlarını karşılayabildiğimizi vurgulayan Kaynak, “Allah’a şükür ülkemizdeki muhacirlerin, sığınmacıların hepsinin sağlık giderlerini karşılıyoruz. Sağlık Bakanlığımız 21 milyona yakın poliklinik muayene yapmış. 900 bini aşkın cerrahi müdahale yapmışlar. Bu sene zarfında Türkiye’de doğan 185 bin yavru var. Türkiye geçici barınma merkezlerinde yaklaşık 270 bin insan yaşıyor. Onun dışında 2,5 milyon Suriyeli göçmen var. Toplam 3 milyon insanı Allah’a hamdolsun yediriyor, içiriyor, giydiriyor, doyuruyoruz. Yabancı muhataplarımıza hepsini söylüyorum ben! Türkiye’de 3 milyon mülteci var, 3 milyon mültecinin 270 bini geçici barınma merkezlerimizde diğeri de dışarıda” ifadelerine yer verdi. Türkiye’nin bu güne kadar Suriyeli mültecilere 12,5 milyar dolar para harcadığı bilgisini paylaşan Başbakan Yardımcısı, “Verdiğimiz hizmetin karşılığı fiilen bu kadar! Neden böyle söylüyoruz? Biz, ayda 40 milyon, lira 50 milyon lira veriyoruz. Mültecilerin sağlığı için Sağlık Bakanlığı harcıyor, 120 milyon lira! Bizim kamp kaynaklarımız 12,5 milyar dolarlık hizmet etmiştir. Bir yandan da 12,5 milyar dolarlık bu hizmeti de birer birer bizim vatandaşımız üretmiştir” şeklinde konuştu.
EĞİTİME TOPLUMUN HER KESİMİ KATILMALI!
Hayat Boyu Öğrenmenin önemine dikkat çeken Kahramanmaraş Valisi Vahdettin Özkan, eğitimi sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın tekelinde görmemek gerektiğini belirterek; toplumun her kesiminin eğitime dâhil edilmesi gerektiğini söyledi. Özkan, şu açıklamalarda bulundu: “Milli Eğitimle ilgili özellikler yurtdışından gelen Suriyeliler başta olmak üzere; öğrencilerimize verilen hizmetin iyileştirilmesi yönünde ilimizde böyle bir faaliyetin icra edilmesinden memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Gerçekten eğitim hizmetlerinin iyileştirilmesi, yaygınlaştırılması yönünde; hükümetimizin, Milli Eğitim Bakanlığımızın yaygın olarak yapmış olduğu faaliyetleri, icraatları takip ediyoruz. Eğitimin kalitesini, eğitime katılımı ve kapasitenin arttırılması yönünde belirlenen stratejik hedeflerin altını doldurmak ve Hayat Boyu Eğitime sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın değil; bütün toplumun dâhil edilmesi gerektiğini belirtmek istiyorum. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin kurumsal kapasitesini artırma yönünde çok nitelikli faaliyetleri icra etmektedir. Eğitime katılımın iyileştirilmesi yönünde faaliyetleri icra ederken; bir taraftan da eğitimin kalitesini artırmaya çalışılıyor. Bu da ancak hayat boyu eğitimle mümkün oluyor. Ülkemizde; eğitimin her tarafa gelebilmesi, dezavantajlı gruplara gidebilmesi, eğitimde teknolojinin çok etkin bir şekilde kullanılması ve dezavantajlı dediğimiz yurtdışından gelen insanlarımıza da bu eğitim hizmetini götürerek sosyal entegrasyon sürecinde onların dahil edilmesindeki milli hedefin altını doldurmak çok önemli niteliklerimizdendir.”
ALTUNEL: TARİH YAZILAN BİR SÜREÇ!
Öğrenim çağındaki Suriyeli mültecilerin eğitimi ile ilgili konuşan Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Ali Rıza Altunel; yorucu, sinir bozucu, bir o kadar da üzücü olan süreci koordine etmenin zorluklarına değindi. Altunel, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Geleneksel hale getirdiğimiz Suriyeli kardeşlerimizle ilgili onların eğitimiyle ilgili toplantılarından birini daha gerçekleştiriyoruz. Bu toplantıyı Şairler Kenti, Kahramanlar Diyarı Kahramanmaraş’ta yapmaktan büyük keyif ve mutluluk duyuyorum. Ev sahipliğinden dolayı başta İl Müdürümüze ve bütün emeği geçen kardeşlerimize teşekkür ederek sözlerine devam etmek istiyorum. Doğrusu yorucu, sinir bozucu, bir o kadar da üzücü bir süreci hep birlikte koordine etmeye çalışıyoruz. Koordine ettiğimiz bu süreç, aslında gerçekten tarih yazılan bir süreç! Dolayısıyla biz bu süreç kapsamında her bir toplantıya gelirken; daha disiplinli bir anlayışla daha önce sizlerle yaptığımız toplantılarda oluşturduğumuz ortak kanaatleri karara dönüştürmüş ve ete kemiğe büründürerek uygulamaya dönüştürmüş haliyle huzurlarınıza çıkmaya çalışıyoruz. Kısaca biz, bu süreci hep birlikte yürütüyoruz. Bu manada da gerçekten de omuz veren, destek veren, gayret eden her düzeydeki yönetici arkadaşlarımıza, emeği geçenlere teşekkürü bir borç biliyorum.”
HALEP’İN DE MARAŞ’IN DA SOKAKLARINDA AYNI ŞEYLER VAR
Toplantının ev sahibi olarak açılış konuşmasını yapan Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Akkurt, diğer Müslüman ülkeleri gezdiğini belirterek; orada gördükleri ile Kahramanmaraş’ta gördükleri arasında bir fark olmadığını söyledi. Akkurt, şunları kaydetti: “Bugün burada Suriyeli mültecilerin karşılaşmış olduğu sıkıntıları, eğitim-öğretim faaliyetlerini birinci elden konuşmak değerlendirmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Çok değerli katılımcılar, 2006 yılından beri Suriye’ye, Halep’e, Şam’a, Tunus’a gitmiş gelmiş bir arkadaşınız olarak; oraları tanımış bir arkadaşınız olarak ifade etmek istiyorum ki oranın sokaklarında, caddelerinde Kahramanmaraş’taki gördüklerimin dışında çok farklı bir şey görmedim. Hepimizin ortak değeri olarak bildiğimiz, tanıdığımız ve kendimize ait şeyler olarak değerlendirdiğimiz birçok şeyi gördüm. Bunların bir kısmını ifade etmek istiyorum: Halep’te Hazreti Zekeriya Camii’nde başlayan Kapalıçarşı ile devam eden, Şam’a gittiğimiz zaman Hazreti Hüseyin’in acısını ta ciğerlerimize kadar hissederken; Hazreti Zeynep’in türbesini, Hazreti Bilal-i Habeşi’yi, Selahattin’i Eyyubi, Yavuz Sultan Selim’in ve Abdülhamit Han’ın ayak izlerini gördüm. Belki en önemlisi bizim adımıza en trajik olanı vatansız ölen Vahdettin’in mezarını oralarda gördüm. Yine Emevi Camii’nin bahçesinde yatan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde ilk hava şehitleri olan Fethi Bey, Sadık Bey ve Nuri Bey’in mezarlarını orada ziyaret ettim. Ve o sokaklardaki dolaşan simalarda, o sokaklardaki dolaşan insanlarda, çarşılarda, pazarlarda satılan şeylerin Kahramanmaraş’ta; Türkiye’de eşdeğer aynı şeyleri ifade ettiğini gördüm. Bugün ise yurtlarından çıkarılmış, memleketleri tarumar edilmiş ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şefkatli ve merhametli topraklarına sığınan Suriyeli muhacirlerin, gönül huzuru içerisinde yaşadıkları Kahramanmaraş’tayız.” Kahramanmaraşlıların vatan ve millet söz konusu olduğunda canla başla çalıştığına vurgu yapan İl Milli Eğitim Müdürü Akkurt, konuşmasına şunları ekledi: “Kahramanmaraş, tarihin bütün dönemlerinde kahramanlığın simgesi olmuş, Kurtuluş Savaşının ilk başladığı şehir ve ilk kurşunun sıkıldığı şehirdir. Biz, Kahramanmaraş’a; Kahramanlar Diyarı, şiirin, şairin, kültürün ve medeniyetin başkenti diyoruz. Bu kentte yaşayan, bu acıları yaşayan her insan vatan ve milleti uğruna ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. Ve bundan sonra da çalışmaya devam edecekler. Bunların bu çabasına, bu gayretine, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından her ferdi için ayrı ayrı verilmiş olan kahramanlık sembolünü de unvanını da buradan ifade etmek istiyorum. Daha sonraki dönemlerde ise Kahramanmaraş Yedi Güzel Adam’ı ile Sultan Şuarası ile Türkiye’nin fikir ve düşünce hayatına, sanayisine, ekonomisine oldukça yoğun katkılar sunmuştur. Milli Eğitim Müdürlüğü olaraktan bizim amacımız bu gelişime, bu çabaya katkı sunmak ve imkân sağlamaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.