Engelli Olmak Nedir?
Gazeteci Ve Köşe Yazarı Bekir Doğan bu haftaki köşe yazısını engelli haftası ile ilgili yazdı.
Engelliler haftası : Bana göre bu haftayı ikiye ayırmak gerekir ? bir engelliler – diğeri de görüp de algılamayan , insanları sevmeyen engelliler haftası..
Bedensel engel mi ? önemli yoksa “gördüğü halde görmeyen, yürüdüğü halde gittiğini bilmeyen, çevresini algılamayan, at gözlüğü takıp gidenlerin engelimi önemli ?
Bana göre esas engel gönülde olan engeldir..
Kin tutma, nefretle bakma, çevreni sevmeme, insanlara tepeden bakma, ben akıllıyım herkes deli deme, herkesle alay etme, iftira atma, sürekli yalan söyleme, insanları sevmeme, dünyaya kinle bakma engelli olma durumu, incitici ve rahatsız edici kabul edilen en büyük engeldir.. halk arasında : “ sakat, özürlü ya da malul” gibi kelimelerle de adlandırılmaktadır.
Resmi evraklarda bile bu rahatsız edici tabirleri görmek mümkündür.
Örneğin, bir kusurundan dolayı askere gitmesi sakıncalı olan kişilere, “çürük” raporu verilmektedir.
Ancak, bir takım düzenlemeler de bu anlamda yapılmıştır. Bununla alakalı olarak, ülkemizde “özürlü” sözcüğünün resmi olarak kullanılması yasaklanmıştır.
Ama bunun adı ne olursa olsun mesele olan insan olma engeli olan kişiler tehlikelidir..
Engelliler haftası sebebi ile : Engelli Dernekleri kamu kurum ve kuruluşlarına ziyaretlerde bulunuyorlar.. bizde varız diyorlar da : Ben onları engelli olarak görmüyorum ki !
Esas engellileri biz göremiyoruz ?
Müdürün talimat yazısını yırtıp atan, apartman yöneticisinin duyurusunu yırtıp atan engelleri göremiyoruz !..
Engelli kişilerin tek sıkıntısı, kendilerine yakıştırılan kaba isimler değildir. Birçok engelli kişi, toplumun kendilerine olan yaklaşımlarından dolayı dertlidir.
Kişisel yaşamdan sosyal çevreye varıncaya dek, hayatın her alanında var olan engelli vatandaşların bir kısmı hafif engelli, bir kısmı ise ağır engellidir. Ağır engelli kişiler, çoğu yaşamsal faaliyetini tek başlarına gerçekleştiremezken, hafif engelli kişiler bu anlamda biraz daha avantajlıdırlar.
Ya insanı sevmeyen toplumu sevmeyen engellileri hangi kuruba sokacağız ?
İlim: Engelli olma durumu, genel başlıkları bakımından 3”e ayrılmaktadır.
Fizyolojik Engel
Bireyin, doğuştan ya da sonradan maruz kaldığı bir tür olan fizyolojik engelli olma durumu, bir rahatsızlık ya da kaza sonucu hayati bir organın yetisinin kaybolması veya azalması ile ortaya çıkmaktadır. Solunum bozuklukları, organ yetmezlikleri gibi örnekler, fizyolojik engellerden ikisidir.
Zihinsel , Nörolojik Kontrol Problemi Engeli
İşitme, görme ya da diğer duyular ile ilgili problemlerin görüldüğü engelli olma durumudur. Doğuştan ya da sonradan yaşanan problemler sonucu ortaya çıkan bu tip engel durumlarında, duyunun algılanamaması, algılansa dahi beyinde doğru yorumlanamaması, hatta duyuların sinir sistemi içinde iletilememesi durumları, bu engel türünün nedenini oluşturmaktadır. Öğrenme bozuklukları, dikkat yetersizlikleri, görme yetisinin kaybolması, işitememe problemi, duygusal algı bozuklukları, gibi durumlar, bu engel türüne dahildir.
Fiziksel Engel
Yaşam fonksiyonlarını etkilemese de, uzuv kaybı kaynaklı yürüyememe, hareket edememe gibi engellerin oluşturduğu engellilik türüdür. Doğuştan olabileceği gibi, hayat akışı sırasında da maruz kalınabilir.
Engelli Bireylerin Toplumdaki Yeri Nedir?
Engelli bireyler, hayatlarını sürdürürken birçok sorunla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunların çözümünde ise, hem devlet eliyle, hem de gönüllük esas alınarak, fazlaca pratik çözüm geliştirebilmek ve engelli bireylerin hayatlarını kolaylaştırabilmek mümkündür
Ayrıca, bazı sivil toplum kuruluşlarının ya da spor kulüplerinin öncülük ederek, sadece engelli kişiler arasında yapılmasına ön ayak olduğu futbol, satranç, tekerlekli sandalye basketbol maçları gibi aktiviteler de, engelli vatandaşların topluma kazandırılması ve moral motivasyonlarının yüksek tutulması noktasında çok önemlidir.
Her ne kadar son yıllarda gerek Türkiye’de, gerek batılı ülkelerde engelli bireylerin özel durumlarına dikkat çeken birçok program, afiş, organizasyon gibi etkinlikler hazırlansa da, engelli bireylerin sosyal yaşamda ve topluluklar içindeki sıkıntıları azalsa da , insan olmama engelli sayısı her geçen gün artmaktadır..
Bugün bilinen engelliler için : Örneğin, bir döneme damgasını vuran “ mavi kapak toplama ve bunun sonucunda tekerlekli sandalyeler alma” furyası, çok iyi niyetli ve sonuç odaklı bir kampanya ancak yenilerinin yapılması da faydalı olacaktır..
Görme yetisi olmayan, bilinen adıyla “kör” bireyler, kendileri için özel döşenen kabartılmış kaldırım taşları üzerinde yürüyememektedir.
Bu tip engelli yollarının üzerlerin de herhangi bir yapı olmaması gerekirken, birçok yerde bu tip kaldırımlar ve yolların üzerinde korkuluk, otobüs durağı ya da park etmiş araçlar görülmektedir.
Görme imkanı olmayan mı ? engelli ? yoksa bu yola araç park eden mi ? engelli..? yorum sizin..
Yine bir başka düşüncesizlik ise, üst geçitler ya da merdivenle çıkılan her türlü bina, iş yeri gibi alanlarda, tekerlekli sandalye kullanan bireylerin yararlanabileceği ve hareket edebileceği düz rampaların üzerine bırakılan engeller ki , bunu bırakanların nasıl bir engelli olduğunu siz söyleyin ?..
Tekerlekli sandalye kullanan ve sosyal hayatta yoğun olarak karşılaştığımız engelli vatandaşlarımız için, kimi belediyeler özel yollar yapmış yapmaya devam ediyor ama bu yolların ne anlama geldiğini bilmeyen , engellileri nasıl eğiteceğiz ?
Bu anlamda kritik bir söz olan “Her sağlıklı insan bir engelli adayıdır” cümlesi, akıllardan çıkarılmaması gereken bir teklifimdir..
İyi günler..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.