Erzurum- Kahramanmaraş şair kardeş kent olsun
Şair ve yazar kimliği ile yakından tanınan cezaevi müdürü Mehmet Aksu, “Erzurum ve Kahramanmaraş şair kardeş kent olsun” çağrısı yaptı.
Şair ve yazar kimliği ile yakından tanınan cezaevi müdürü Mehmet Aksu, “Erzurum ve Kahramanmaraş şair kardeş kent olsun” çağrısını her iki illerdeki şair dostları ile bu illerde düzenlediği şiir dinletilerinde beş yıldır dilendirmektedir.” Daha önce Hemşerisi Eski kültür Bakanı Mahir Ünal’dan da bu konuda destek istemişti. Şair Aksu bu kez de başarılı çalışmaları ile yakından tanınan vatan ve memleket sevdalısı olduğu bilinen hemşerisi Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’tan bu iki tarih ve sanat kokan güzide ilin şair kardeş kent olması talebinde bulundu. Aksu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da tarihe ve şiire düşkün olduğunu bildiklerini dile getirerek devlet büyüklerimizin gerekli ilgiyi göstereceğinden şüphem yoktur şeklinde konuştu.
Sözlerinin devamında; Yaşanılan dönemin değerlerini oluşturanların anlaşılması ve yeni neslin bu anlayışa sahiplendirilmesi ile toplumlar kendisi olarak yaşamını idame ettirebilir.
Tarihi yazanlar kadar tarihi aktaranlar da aynı değere yüksek ölçütte sarılarak emin el sorumluluğu ile bu bilincin oluşmasını sağlarlar. Şairler yazarlar da bu taşıyıcılığın gönül erleridir. Ülkelerin sağlam zeminde oturulmasında toplumu kendilerine has değerlerinin yarınlarda var olması inancı kültürün yaşanılarak aktarılması ile alakalıdır.
Yapacağı şiir dinletisinin şölene dönüşeceği umudu yitirmeyen Şair Aksu bu defa da hemşerisi Başbakan Yardımcımız Veysi Kaynak’tan “Erzurum ve Kahramanmaraş şair kardeş kent olsun” projesine destek talep etti.
Memleketinin Şairler Şehri Başkenti olmasını ve önemini dillendiren ilklerden olduğunu belirten Şair Aksu, Memleketimde üçüncüsü düzenlenen kitap fuarına dostlarımdan gelen yoğun davetlere görevi gereği katılamadığını, arzum şiir dinletimizle kitap Fuarını değişik etkinliklerle şenlik havasında, mahallelerde oluşturulacak kitap okuma salonları ile de muhabbet demleri oluşturarak memleketimin sokaklarında her guruptan hemşerilerimle Erzurumlu şairlerimizi tanıştırarak, kültür aktarımının önemine dikkat çekmek, şiirin sağlam vücudun oluşmasında kılcal damarlara hükmeden bir değerin olduğunu en yüksek perdeden seslendirmekti katılamadığım için üzgünüm. Gönlüm sizinle, “Ülkemde memleketim, memleketimde köyümdür yazılarıma mürekkep olan yanlarım. “diyerek hemşerilerine kalbi selamları ile muhabbetlerini gönderdi.
Geçtiğimiz hafta Üstad Şair Bahaeddin Karakoç’la İstanbul’daki evinde, Erzurumlu “Ay Vakti” Dergisi sahibi Yazar, Şair Doç. Dr. Şeref Akbaba ille de Üsküdar da dergide bir araya gelen Şair Mehmet Aksu “Erzurum ve Kahramanmaraş Şair Kardeş Kent Olsun.” projesini ve yapmış olduğu çalışmaları detaylı şekilde Karakoç’a ve Akbaba’ya bir kez daha anlattığını, tam destek aldığını belirten Şair Aksu; Karakoç’un ve Akbaba’nın Projemizi çok önemli ve anlamlı bulduğunu kendilerinin de uygun yer ve zeminde söyleşilerine dahil edeceğini kaydetti.
İstanbul’dan sonra en çok şiir yazılan kentlerin başında Erzurum ve Kahramanmaraş olduğunun altını çizen Aksu, bu iki şehrin ‘Şair Kardeş Kent’ olması konusunda yetkililerin çalışma yapmasını istedi.
‘Erzurum ve Kahramanmaraş şair kardeş kent olsun’ çağrısının 5.yılında olduklarına işaret eden Aksu, her iki kentin de onlarca şair ve ozan yetiştirdiğini dolayısıyla kardeş şair kent olmaları gerektiğini söyledi. Konuyla ilgili bazı sorularımıza da yanıt veren Aksu, şair ve ozanların düşüncelerinin onlar yaşarken değer görmesi için iki kenti kardeş yapmak istediklerinin altını çizdi.
“Neden özellikle Erzurum ile Kahramanmaraş’ı ‘Şair Kardeş Kent’ yapmak istiyorum?’
Kültür aktarımında birilerinin bayrak tutması gerekiyor. Nasıl ki ilkokullarda, ortaokullarda bayrak merasimleri olurken, geçitlerde birileri bayrak tutuyor, bu da aynı şekilde. İşte bu
kültür aktarımında da birilerinin bayrak tutması gerekiyor. Bayrak tutması gereken illerimiz de, tarihine baktığımız zaman, duruşuna baktığımız zaman, şair ve ozan yetiştirilmesine baktığımız zaman en fazla şair ve ozan yetiştiren kentler Erzurum ve Kahramanmaraş’tır.
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilen Erzurum şehri medeniyetler kavşağında yer alır. Aynı zamanda zengin bir tarih, kültür, sanat ve edebiyat birikimine de sahip şehir, asırlar boyu Doğu Anadolu’nun kültür başkentliğini yapmıştır ve pek çok divan ve mutasavvıf şairini yetiştirmiştir. Erzurum hem “Küçük Asya” diyebileceğimiz zengin kültür dünyasıyla hem kendine özgü coğrafyası tarihi ve özellikleriyle şairleri etkileyen bir şehirdir. Neredeyse şiir okuyandan çok şair vardır Erzurum’da. Şair Nef’i, Ziya Paşa, Sümmani, Aşık Yaşar Reyhani, Erzurumlu Emrah, Kemalettin Kamu ve daha niceleri yetişmiştir. Kahramanmaraş da şairler şehri olarak bilinir ve Necip Fazıl Kısakürek, Abdurrahim Karakoç, Aşık Mahsuni Şerif, Bahaettin Karakoç gibi onlarca şairi yetiştirmiştir. Kahramanmaraş edebiyat dünyasına adını altın harflerle yazdırmış birçok şair yetiştirmiştir. Şiir Kahramanmaraşlılar için bir hayat şeklidir. Bu yüzden iki şehri Kardeş Şair Kent yapmak istiyoruz.
Erzurum ile Kahramanmaraş kardeş şehir olduğunda neler yapabiliriz?
Her sene nasıl ki Kahramanmaraş’ımızın kurtuluş günü var, o gün yeniden canlandırılıyor ise işte o şair kardeş kent yapıldıktan sonra her senenin belli ayında kültür aktarımında bulunmuş şair ve ozanlarımızı saygıyla anarak, onların eserlerini dile getirerek canlı tutmak istiyoruz. Yani şair ve ozanlarımızın eserlerini canlı tutmak ve yeni yetişen neslimize model oluşturulmasını sağlamak ve gelecek neslimize de sağlıklı ve eksiksiz aktarabilmek için etkinlikler yapılabilir. Şiir yarışmaları yapılabilir. Ozanlarla türküler söylenip bir araya gelinebilir. Geçmişteki ozanlar ve şairlerin eserleri okunabilir. Bu aktarımda daha neler yapılabilir diye yeni projeler üretilebilir. Beyin fırtınası yapılabilecek, düşünce üretecek yarışmalar yapılabilir. Şiir üzerine ortak akıl platformu oluşturmak istiyoruz. Bugün, dünkü şair ve ozanlarımıza baktığımız zaman bugünleri görebilir şiirler yazmışlar. Bizde de bugünkü şair ve yazarlar yarınları görebilir ve yarınlara aktarabilir. Asırlar sonrasına aktarabilir.
Böyle bir girişimde bulunmama yönelten sebep ne?
Ben 12 yaşından beri yazıyorum. Ama mesele yazmak değil yazılanları bir sonraki kuşaklara aktarabilmek. Hep yazarlarımız ve ozanlarımız öldükten sonra eserleri araştırmacılar sayesinde araştırılarak su yüzüne çıkartılmıştır ve gündeme alınabilmiştir. Biz, yaşarken bile onların kıymetini bilerek, onlara sahip çıkılması, onların düşüncelerine sahip çıkılması doğrultusunda da çalışmalar yapacağız. Kıymetlerinin sağ iken bilinmesi doğrultusunda adımlar atacağız. Ayrıca şiir kılcal damarlardan vücuda yayılan kan gibidir. Kalpten ruhu besleyerek hasretliği çekilenin adresine kapılar aralayan ahenkli bir sesleniştir. Şiiri olmayan bir toplumun kılcal damarları kapalı ve vücutları uyuşuktur. Şiiri olmayan bir toplumda heyecandan da bahsedilemez. Şairler toplumların yükselen sesleridir. “Toplumunda şairleri susturuluyor, şiir anlayışları köreltiliyorsa o toplum uyuşuk yaşayacaktır.” Şairi susmuş, susturulmuş toplumların üzerine ölü toprağı serpilmiştir. Şairler şiirleri oldukça toplumlar değişim ve dönüşümlerini sağlıklı gerçekleştirilebilir. “Yaşamak; ya şükretmekle olur hududun darlığına, ya da hasretle, ötelere yürümekle.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.