‘Hayatımda keşke dediğim bir şey var. Keşke okusaydım’
SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, hayatında “keşke” dediği bir şey olduğunu belirterek, “(Keşke) dediğim bir şey var. Keşke okusaydım” dedi.
Konukoğlu, Florya İşadamları Derneği (FİADER) tarafından İstanbul Wow Otel’de düzenlenen toplantıda, iş deneyimlerini dernek üyeleri ile paylaştı.
“Keşke okusaydım, keşke yabancı dilim olsaydı” diyen Konukoğlu, kendilerinin babalarının kurduğu iş olmasaydı, ilkokul mezunu olarak bu noktalara gelmelerinin mümkün olmayacağına dikkati çekti.
Günümüzde meziyetlerini eğitim ve yabancı dil ile geliştirip pekiştiremeyenlerin başarılı olmasının zorluğuna dikkati çeken Konukoğlu, “Derler ki, ‘zenginlerin hangisi okumuş?’ Bu söz bir dönem için geçerliydi ama artık eğitim ve yabancı dilin önemi ve gerekliliği tartışılamaz” diye konuştu.
SANKO Holding’in 1904 yılından bu yana geçmişine değinen Konukoğlu, tekstil sektöründe büyüdüklerini, yumurtaların hepsinin aynı sepette olmasının sakıncalarını görerek riski dağıtmak amacıyla 1994 yılından itibaren değişik sektörlere girmeye başladıklarını anımsattı.
Dünyanın en zenginlerinin zenginlik kökeninin tekstile dayandığına dikkati çeken Konukoğlu, şunları söyledi:
“Bizde tekstilci olarak başladık. Günde 450 ton üretime kadar işi büyüttük ve daha sonra ‘kartopunun belli bir büyüklük oranı var, o oranı yakalarsa dağılır’ diyerek farklı sektörlere girdik. Şu anda 14 sektörde varız ama bu da çok. Daha önce girdiğimiz sektörlerin bazılarından çıktık. Zamanı geldiğinde çıkmasını bilmek gerekir. Her sektöre girmek doğru değil. Uçağı arzulanan yüksekliğe çıkarmak için bazı yükleri atmak gerekir. Her şirket, büyüklüğüne göre küçük işlerden çekilmeli.”
AİLE ŞİRKETLERİNE ÖNERİLER
Aile şirketlerinin büyümesi ve kenetlenmesinin, özellikle babanın vefatı sonrasında büyük ağabeyin tutumuna bağlı olduğunu kaydeden Konukoğlu, şu önerilerde bulundu:
“Babaların hayatta olduğu dönemde, evlatlar kıdemlerine göre maaş almalı. İsteyen hesaptan istediği kadar para alamamalı, isteyen hesabından istediği kadarını alabilmeli. Maaşı belirlerken rahat harcamasını, birikim yapabilmesini sağlamayı düşünün. Çocuğunuzu kendi işyerinde hırsız yapmayın.
Kardeşler farklı sektörlerde sorumluluk almalı. Aynı sektörde görev almak durumundalar ise kesinlikle işyerinde aynı odada oturtulmamalı. Babanın vefatından sonra büyük ağabey ‘en iyisi, en çoğu, en güzeli benim olsun’ dememeli ve kardeşler arasında kendisi dahil ayrım yapmadan mirasın dağıtımında adil olmalı. Böyle olursa kardeşler ayrılmaz, sermaye bölünmez, güç kaybedilmez. Aile fertleri arasında gelenek göreneklerimizde, ananelerimizde yerini bulan sevgi ve saygı ortamının bozulmasına izin vermeyiniz.
Çocuklarınızı, torunlarınızı işyerlerinize getirin, iş ortamını görsünler, çalışma hayatının havasını teneffüs etsinler. ‘Eli kirlenir, üste pislenir’ demeyin. Çocuklarınız küçük yaşlardan itibaren işe uyum sağlasınlar. Çocuğunuz eğitimini tamamlayınca mümkün ise gitsin 2 yıl başka şirkette çalışsın. İşyerine gelince kendisine ‘ister geç işin bir ucundan tut, istersen sana sermaye vereyim git işini kur’ önerisinde bulunun. Sonraki yıllarda karşısınıza çıkıp da ‘ben keni işimi kuracaktım, bana o fırsatı vermedin’ demesin.”
ZEKATINIZI VERİN
Herkesin kazancı oranında hayır işleri yapması ve zekatını vermesi gerektiğini vurgulayan Konukoğlu, şöyle devam etti:
“Sosyal sorumluluk hizmetlerimizi yürütmek amacıyla 1989 yılında Sani Konukoğlu Vakfı’nı kurduk. Onlarca yıldır yaptığımız bu hizmeti, kurumsal kimliğe kavuşturduk. Şu anda 1.500’ün üzerinde üniversite öğrencisine ayda 250 TL burs veriyoruz. 65.000 kişiye gıda yardımı yapıyoruz. 20.000 öğrenciye kırtasiye ve kıyafet yardımı gerçekleştiriyoruz. Şimdiye kadar ikisi fakülte binası olmak üzere 18 okul yaptırıp Milli Eğitim’e devrettik. Bunları Valiliklerle işbirliği içerisinde yapıyoruz.
Zekatınız malınızın sigortasıdır. Hayır işlerini ve zekat dağıtımını öbür dünyaya EFT işlemi olarak görüyorum. İnanan insan yaptığı iyiliklerin ve hayrın karşılığını mutlaka alacaktır. Zekatınızı tam verin, gününde verin. Dürüstlükten ayrılmayın. Rahmetli babam, ‘işin hilesi dürüstlüktür’ derdi. Dürüst olman kazanır. Çok kazanmak isteyenin dürüst olması yeterli. Hiçbir işe başlamak için geç kalınmamıştır. Babam, ‘başladığın gün, en erken gündür’ derdi. Akıl düşünür, kader güler geçermiş. Hiçbir zaman geç kaldım demeyin.
Mutlu olmanın yolu, sizden daha başarılı olanları örnek almak, sizin sahip olduklarınıza sahip olamayanları görüp şükretmek ve zekat verip, hayır işleyerek toplumla paylaşmaktır. Paylaşmak mutluluktur. Büyükler belli bir yaşa geldiğinde işin başından çekilmeyi bilmeli, kendisinden sonra yönetimi devralana danışmanlık yapmalı. Ben 2 yıl sonra 65 yaşını tamamlayıp yönetimden ayrılacağım. Yönetim değişikliği bu yöntemle sağlanmalı.”
TÜRKİYE ALDI BAŞINI GİDİYOR
Katılımcıların sorularını da yanıtlayan Konukoğlu, ABD ve Avrupa kriz içerisindeyken Türkiye’nin büyüme sürecinde olduğunu ifade etti.
Türkiye’yi bir uçağa benzeten Konukoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu uçak havalandı. Uçuyor. 2001 krizinden sonra Avrupa’dan gelip tesislerimizi satın almak için gelip teklif verenler, şimdi ‘tesislerimizi alır mısınız’ diye gelmeye başladılar. Yani bizi yıllardır AB’ye almayanları, inanıyorum ki önümüzdeki yıllarda biz olduğumuz yere almayacağız. Biz AB ülkelerinden daha iyi olacağız.”
Katılımcıları işyerlerinde kayıt sistemi içerisinde hareket etmeye çağıran Konukoğlu, en önemli gördüğü iki sektörün tekstil ve enerji olduğunu, yeniden işe başlasa yine tekstille yola çıkacağını, sözlerine ekledi.
Toplantı sonrasında FİADER Başkanı Tacettin Negiş, Konukoğlu’na plaket verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.