İnşaat Sektörü Ve Odalar
İnşaat sektörü ve günümüzdeki esnaf odalarının gidişatı ile ilgili bilgiler aldığımız İnşaatçılar Odası Başkanı Adnan Kozak, sektörün sıkıntı içerisinde olduğunu, belediye ve imar müdürlüğünün bu konuda ciddi adımlar atması gerektiğini vurgulayarak, esnaf odalarının da birlik içerisinde olmadığı için yaptırım güçlerini kaybettiklerini ifade etti.
Son zamanlarda inşaat sektörü ne durumda?
“İnşaat sektörü 2 yıl gibi süredir sıkıntı içerisinde güçlükle ayakta duran bir bina görüntüsü sergilemektedir. Ülke ekonomisinin bel kemiği olan bu sektöre sahip çıkılması gerekiyor. İnsanlarımızın % 70’i sektörden ekmek yemektedir. Benim esnafım iş alan, işveren statüsünde çalışmaktadır. Fakat sıkıntıları gün geçtikçe artmaktadır.”
Peki, sıkıntılar nelerdir?
“Sektörümüz, imar müdürlükleri ile ilişkili bir alandır. Bir inşaatın yapılabilmesi için herkesinde bildiği gibi imar müdürlüğünden çapı ve ruhsatı alınmalıdır. Maalesef yaşanan olaylara baktığımızda İmar Müdürlüğü ruhsat aşamasında pireyi deve yaparak bütün emekleri boşa çıkaracak mantıkla esnafımı mağdur etmektedir.
Konuyu biraz açacak olursak; müteahhit yeni binası için çok güzel bir mimari çizim yaptırıyor. Fakat İmar Müdürlüğüne gelince hiç olmadık değişiklikler istenir. Dolayısı ile değişikliklerle mimari güzellik diye bir şey kalmıyor.
Ülkemizde her 20 kişiden biri inşaat işinde çalışıyor. İnşaat sektörü sanayi ve hizmet alanlarında faaliyet gösteren 240 alt sektörle işbirliği içinde. İnşaat sektörünün sıhhati Türk ekonomisi için hayati önem taşıyor. Yüksek arsa maliyeti, vergi yükleri, teknoloji, kredi maliyetlerinin hala dünya ortalamalarının üzerinde olması, nitelikli işgücü gibi birçok faktör sektörün gelişiminin önünde engeller oluşturuyor.
Yaşanan bu tür sıkıntılardan dolayı birçok yüklenici, yapımcı firma bıkıp işi bırakmayı düşünüyor.
Diğer yandan maalesef son zamanlarda işin uzmanı olmayan kişilerde inşaat sektörüne zarar vermekte. Emekli olan, öğretmen, imam, bakkal vs. işle alakası olmayan kişiler sektörü büyük ölçüde yıpratmaktadırlar.”
Neler yapılabilir ya da neler yapılmalı?
“Sektörü rahatlatmak açısından, müteahhitlerin işlerini kolaylaştırmak yönünde belediyeye ve imar müdürlüğüne büyük görevler düşmektedir. İnsanları yatırıma teşvik edici uygulamalar düzenlemeler yaparak projelere daha mantıklı yaklaşmalarında fayda var.
Çözülemeyen bir iş bırakmamalılar. Çözüm, her zaman inşaat sektöründe imardan geçmektedir. Ne gerekiyorsa vatandaşın mağdur olmaması için yapılmalı işlerin devam etmesi açısından çok önemli, yani hakem gibi oyunu durdurmak yerine devamını sağlayacak kolaylıklar sağlayıp avantaja bırakmalıdır. Kırmızı kart göstermesi kolay ama sonucu maalesef esnafımıza çalışana çalıştırana ağır gelmektedir”
Vatandaşlarımızda STK’lar kendi içinde pek esnafına yardımcı olmuyor ya da olamıyor, başkanlar maaşlarını alıp keyfini sürüyor gibi bir düşünce hakim. Siz bu konuda neler söyleyeceksiniz?
“Şimdi bizler gibi birçok meslek odaları var. Tabi ki bu odalar yasanın verdiği nispette esnafına yardımcı olmaya çalışıyor. Yalnız imkânsız olan şeyler var ki oda maddi anlamda esnafının yanında olamıyor.
İnanın bu odalar öyle zorluklar içerisinde çalışıyor ki içinde olmadan bilmek mümkün değil. Hâlbuki bu gönül işi sevda işi.
Oda başkanı olmak başlı başına büyük bir sorumluluktur.
Vatandaşlarımız odaların çok zengin olduğunu başkanların yüklü maaşlar aldığını düşünürler konuşurlar. Hiçte öyle değil işte.
Kahramanmaraş merkezde KMSOB’a bağlı 25 oda var. Mevcut bu odaların yarısından fazlası imkânsızlıklarla boğuşuyor. Eğer başkanın ekonomik gücü varsa odasını kendi imkanlarıyla ayakta tutarak esnafına hizmet veriyor.
Bir odanın genel sekterinin maaşını, sigortasını, eğer odanın yeri yoksa kirasını, bir iş yeri gibi düşünün, elektrik, su, telefon, internet, bilgisayar, fotokopi makinesi vs. giderlerini bir hesaplayın.
İnanın birçok oda bu giderleri karşılayacak durum da olmadığı gibi saydığım bu gerekli cihazları olmayan odalar dahi ne yazık ki var.
Böyle bir durumda başkan ne yapsın? Yıllık aidat gelirleri ile bu işler dönmüyor. Başkanın maaş alabilmesi bir mucize. Birçok oda başkanımız maaş almıyor zaten.
Peki, Sayın Kozak, Esnaf Odalar Birliğinin böyle durumlarda devreye girip çözümler üreterek ekonomik anlamda zor durumda olan odalara yardımcı olması gerekmiyor mu?
“Gerekmez olur mu? Bakın bir ilde ne kadar oda varsa esnafa hizmet o kadar kolaylaşır. Odaların güçlü olması da Esnaf Birliklerinin güçlü olması anlamına gelir.
Birlik kendini güçlü tutmak için odalarına sahip çıkmalı vc güçlendirmelidir.
Bu sorunuz beni yıllar öncesine götürdü.
Benim babam H. Mehmet Kozak Esnaf Odalar Birliğini Kahramanmaraş’a kazandıran isimlerden biri. Dolayısı ile ben o zamandan bu yana odalarla iç içeyim.
Ve Sayın Ejder Gürsoy’u da burada saygıyla anmak istiyorum. Babamla birlikte uyum içerisinde yıllarca Birlik Yönetimini idare ettiler. Odalar arasında her zaman birlik ve beraberliği sağladılar.
O zaman bir oda başkanına yapılan yanlış herkese yapılmış sayılırdı. En ufak bir hata karşısında birlik olup olay çözülürdü.
Görüyorum ki; şimdilerde o makam, 40 bini bulan sicilli esnafına, hangi ortamda, nasıl bir anlayışla hizmet veriyor, anlamakta zorluk çekiyorum.
Odalarımızda, oda başkanlarımızda kendi imkânsızlıkları ile boğuşuyor, odalarda bir ağırlık kalmadı, iş bitiren değil de gücünü yitiren hale geldi.
Bir oda başkanına haksızlık yapılıyor ve bunun karşısında sessiz kalınıyor. Böyle bir yönetim anlayışını ben anlamıyorum şahsen.”
Sözlerinizin arasına bir oda başkanına yapılan haksızlığı gizlicede olsa sıkıştırdınız. Kimdir bu oda başkanı, nasıl bir yanlış yapıldı?
“Bir değil, birçok oda başkanımıza yanlışlar yapıldı. Ancak sessiz kalındı. Ben ve bazı oda başkanı arkadaşlarım her zaman olduğu gibi tepkimizi gösterdik. Haklının yanında olduk. Ama sadece haksızlık karşısında bizim tepkimiz yeterli olmuyor, herkesin birlikte hareket etmesi lazım. Şuan isim vermek istemiyorum, bu konuları zamanın geldiğinde konuşacağız.“
Başkanlık büyük sorumluluk ister, her üye ayrı ayrı ilgi bekler. Aynı zamanda işiniz var bunun yanı sıra Esnaf ve Sanatkarları Kredi Kefalet Kooperatifinde de 2. Başkansınız. Bütün bunlara nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Bakın ben her zaman her ortamda söylerim. “Bu işler keyif işi derim” babamdan kalma bir söz.
Oda başkanlığı yapacak kişilerin maddi sorununun olmaması gerekiyor.
Çünkü bu makamlar nemalanacak yerler değil, o şekilde görenler bu işlerde bağımlı olmak zorunda kalır özgürce üyeleri için çalışamaz.
Şimdi benim işlerimi elbet deki aksatıyor ama bundan haz alıyorum, hizmet edebilmek birileri tarafından takdir edilmek çok hoş şeyler, işlerimdeki yorgunluğum burada çıkıyor mutlu oluyorum.
Belki de en büyük etken Babamı örnek alışımdır.”
Yani siz parası olmayan başkan olmasın mı diyorsunuz? Sadece parayla mı yürüyor odada ki işler?
“Hayır, ekonominin yanında bilgi birikimi de çok önemli. Bunun biri olmazsa olmaz. Başkan olacak kişinin ufku açık, ileriyi görebilen, esnafının sıkıntılarını giderebilecek çözümler üreten, bir profile sahip olması gerek. Kısacası esnafının halinden anlayacak.
Diğer yandan maddi anlamda ihtiyacı olan biri için başkanlık büyük zaman kaybı. Bu tür işleri aklından çıkarıp para kazanmanın yollarına bakmalıdır. Parada olmazsa hiçbir iş olmuyor. Başkasının eline, cebine bakarak odayı yönetemezsiniz, bir tarafa kukla olursunuz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.