“Milliyetçilik Sadece 15 Temmuzda Hatırlanacak Bir İdeal Değildir.”
Kahramanmaraş Türk Ocakları, her yıl iki ayrı dönem hâlinde yürüttüğü konferans ve sohbet toplantılarının güz dönemini bir konferansla başlattı.
Konuğu Eskişehir Türk Ocağı Bşk. ve Osman Gazi Ü. Tıp Fak. Öğretim üyesi Prof. Dr. Nedim Ünal idi.
Ayni zamanda Maraş’ın hemşehrisi olan Nedim Ünal, geçtiğimiz hafta sonu Öğretmenevi Kıraathane salonunda, çoğunluğunu Üniversiteli gençlerden oluşan coşkulu bir topluluğa fikir ve heyecanın iç içe geçtiği dopdolu bir konuşma yaptı. Konu, “Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Türk Ocakları” idi.
Prof. Ünal, milliyetçiliğin aslında tabii bir hal olduğunu, milletinden yana olmak demek olduğunu, köyünü-kentini, tarihini-coğrafyasını, insanını seven insanların milliyetçi olduklarını söyledi. Ama bizde bir fikir hareketi olarak başladığı tarihe bakılırsa milliyetçilik, İmparatorluğumuzun son döneminde, Batı’nın kışkırtmasıyla önce gayri-müslim azınlıkların, sonra Müslüman azınlıkların art arda isyan etmeleri sürecinde, onlar tarafından başlatılmıştır. Sultan Abdülhamit olsun, İttihat-Terakki olsun bu hareketleri engellemek için hep Osmanlıcılık, o yürümeyince İslâmcılık gütmüşlerdir. Türkler asla milliyetçilik yapmak istememişler, İmparatorluğu kurtarma refleksiyle milliyetlerini öne çıkarmak istememişlerdir. En sonunda çaresiz kalınca, milletlerinin varlığını ve istikbalini kurtarmak için onlar da harekete geçmişler, 190 Askerî Tıbbıyeli gencin çağrısıyla 1912 yılında Türk Ocakları kurulmuştur, dedi.
Prof. Nedim Ünal, devam eden konuşmasında özetle şunları söyledi:
O zamanın ve ardından gelen millî mücadele döneminin ne kadar ilim, fikir, edebiyat ve siyaset adamı varsa, neredeyse hepsi Türk Ocakları etrafında toplanmıştır. Ziya Gökalp, Mehmet Emin, Yusuf Akçora, Fuad Köprülü, Halide Edip,Yahya Kemal, Mehmet Âkif, Kâzım Karabekir, Mustafa Kemal, hepsi, hepsi Türk Ocaklıdır. Yahya Kemal bir dönem Hars (kültür) Heyeti Başkanıdır. Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’ni de Kuvvayı milliyeyi de kuranlar hep Türk Ocaklılardır. Mehmet Âkif, 1919 Balıkesir ziyareti sırasında, Bandırma’nın işgalinden yakınan çaresiz kalmış insanlara “Bandırma’da bir Türk Ocağı yok mu?” diye sormuş, olmadığı cevabını alınca, “derhal gidiniz, orada bir Türk Ocağı kurunuz ve mücadeleyi başaltınız” demiştir. Kuruluş çağrısı yapan 190 askerî tıbbiyelinin tamamı Çanakkale’de ve millî mücadelede şehit olmuştur. İstanbul’a çıkan İngilizlerin ilk işgal ettikleri yer Türk Ocakları binasıdır.
Prof. Ünal, Konuşmasını şöyle tamamladı: “Bugün, Türk Ocaklarının üç temel görevi var:
Millî kültür ile donanmış, milliyetçi bir nesil yetiştirmek;
Yaptığı yayınlar, verdiği konferanslar ve diğer bütün faaliyetleriyle Türk fikir hayatı beslemek;
Türk milletinin millî varlığıyla ilgilenmek, dünyanın neresinde bir Türk varsa, onun varlığı ve geleceğini korumaya çalışmak…
Sorulan bir soru üzerine Prof. Ünal, Türk Ocakları’nın bir gençlik derneği, herhangi bir sokak derneği olmadığını, onun yayınladığı 105. Yılını idrak eden Türk Yurdu dergisiyle, etrafında toplanan ilim ve fikir insanlarıyla tarihte ve günümüzde müstesna bir yere sahip olduğunu söyledi. Ayni zamanda milliyetçilik, millete ait değerleri kendinde bir hâl olarak yaşatmak, milletin dertleriyle dertlenmek, değerleriyle hem-hâl olmaktır. Ve sadece 15 Temmuz gecesi vazgeçilmezliği hatırlanan, diğer zamanlar ayaklar altına alınan bir ideal değildir, dedi.
Türk Ocakları Kahramanmaraş Şubesi bu yıl haftada bir gün, cumartesi günleri Gençlik Akademisi toplantıları düzenleyecek ve çoğu Üniversite Hocaları’nın vereceği akademik derslerle bu gençler, millî kültür yönüyle bir formasyon sahibi olacaktır.
Ayrıca, 21 Ekim Cuma akşamı Necip Fazıl konferans salonunda, gündeme ilişkin bir konferans düzenlemiş bulunmaktadır: “Osmanlı’dan Günümüze Siyaset-Tarikat- Cemaat ilişkisi”. Konuşmacı: İst. Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Mehmet Şeker.
Bu konferansa da geniş bir katılım beklenmektedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.