Orhan Pamuk: "Türkiye’de Eğitimin Temel Sorunu Ezbercilik"
Nobel Ödüllü Yazar Orhan Pamuk, lise öğrencileriyle bir araya geldiği seminerde Türkiye’de eğitimin en büyük sorununun ezbercilik olduğunu söyledi. Pamuk ayrıca, okullarda öğretilmesi gereken temel şeyin ‘düşünmek’ olduğunu belirtti.
Bahçeşehir Anadolu Lisesi ve Bahçeşehir Fen ve Teknoloji Lisesi’nin ev sahipliğindeki Yaratıcı Yazarlık seminerlerinin ikincisi Nobel Ödüllü Yazar Orhan Pamuk’un katılımıyla gerçekleşti. Programın ilk kısmında son kitabı Kafamda Bir Tuhaflık’ı yazma sürecini öğrencilerle paylaşan Pamuk, ikinci kısımda soruları yanıtladı. Türkiye’de eğitimin en önemli sorununun ezbercilik olduğunu belirten Orhan Pamuk, “Türkiye’de her şeyin daha iyiye gideceğine dair bir umudum var. Bizim zamanımızda her şey kötüydü, gelecekte daha iyi olacak diye inanıyorum. Eğitimin pek çok sorunu var ancak temel sorun ezbercilik ve sınavda gelecek bilgilerin kafadan aşağıya boca edilmesidir. Oysaki öğrenilecek temel şey düşünmektir. Düşünülemeyecek şey yoktur. Hele şimdiki dönemde temel bilgilerin hepsi internette var. Onları okuyup dünyada olan bitenleri kendiniz düşünebilirsiniz” dedi.
“HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI”
Hayatının dönüm noktasının, mimar olmaktan vazgeçip yazar olmaya karar verdiği gün olduğunu belirten Orhan Pamuk, roman yazmaya karar verme sürecini ve Mimarlık Fakültesi’nden Nobel Edebiyat Ödülü’ne giden yolun başlangıcını şu sözlerle anlattı: “50 sene önce ben de sizler gibi okul sıralarında oturuyor ve ne olacağımı düşünüyordum. Herkes İTÜ’de İnşaat Mühendisliği okumamı bekliyordu ama hep resim yaptığım ve ilerde ressam olmak istediğim için sanatçı tarafım da dikkatlerini çekiyordu. O nedenle yine teknik üniversiteye gitmemi ama mimarlık okumamı istediler. Mimarlık okurken öğretmenler ve sınıfla uyum içinde değildim. Ortaokul yıllarımdan bu yana bir iş yerinde başkalarına emir vererek ya da başkalarından emir alarak yaşamak istemiyordum. Kendi hayallerimin peşinden gitmek ve dünyamı kurmak istiyordum. Bu zor bir şey. Etrafınızda bunu anlayacak insanların olması gerekir. 22 yaşında Mimarlık’ı 3. sınıfta bıraktım ve İstanbul Üniversitesi Gazetecilik bölümüne girdim. Gençliğim ve çocukluğumda kurduğum ‘Edebiyatçı olacağım ve buna mani olanları da dinlemeyeceğim’ sözüne bağlı kaldım. Bana kalırsa yazarlık buradan başlar. 20 yaşından beri yaptığım tek şey tek başına kitaplarla dolu bir odada oturarak roman yazmaktır. Ben bu işe başladığımda başarılı olmak, kendini okutmak ve para kazanmak zordu ancak ilk başarısızlıkta yılmayacak kadar yaptığım işi seviyordum. Bu nedenle ömrüm boyunca bana hiç de çok çalışmışım gibi gelmedi, çünkü masanın başında durmadan zevk aldığım şeyi yaptım, yazdım. Kendi kafanızdaki tuhaf dünyaya sadık kalarak ilerlemek istiyorsanız işler zordur. Bunu yaptıkça kendinize güveniniz ve saygınız artar.”
“ÖNEMLİ OLAN ROMANLARIMDAN ZEVK ALMAK”
Orhan Pamuk, son dönemde gündeme gelen romanlarının anlaşılmadığı yönündeki söylemler hakkında “Romanlarımı anlatmak için bir olayı çeşitli bakış açılarından görüyorum. Benim romanlarımı anlamak diye bir şey yok, önemli olan onlardan zevk almaktır” yorumunda bulundu. Pamuk, sosyal medyada kendisi hakkında yapılan yorumlarla ilgili olarak ise “Twitter ve Facebook’ta benim adıma yazanlara itibar etmeyin. Onun yerine kitaplarıma güvenin” dedi.
ORHAN PAMUK’TAN YAZAR OLMAK İSTEYENLERE TAVSİYELER
Orhan Pamuk, yazar olmak isteyen öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu: “Dersi dinleyemiyorum, söylenen lafları palavra buluyorum’ diyorsanız, etrafınızla uyuşmuyorsanız ve sıradan hayatın sıkıcılığına isyan edip hayallerinizin peşinden gidiyorsanız bu iyi bir şeydir. Yazarlık, kafanızdan geçen şeylere sadık kalmaktır. İnsan kafasında inandırıcı kahramanlar yaratma sanatı olan romancılık, herkesin bildiği şeyi, herkesin bilmediği şekilde anlatmak demektir.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.