SEVMEK VE MUTLU OLMAK !
Dün otobüsde, akşam düğünde gördüğüm fotoğraftan biraz yazı resim etmeye çalışacağım bugün sizlere..!
1980 yıllardı ! bir okul müdürü vardı . vardı ama nasıl bir müdür ? …
Fırtına gibi bir okul müdürü : Yaşlanmış , beli bükülmüş otobüs durağında, kafasında bir Ecevit kasketi.. otobüs bekliyor, beni maziye götürdü.. o gür sesi gitmiş gitmesine de okul koridorlarındaki sesi kulaklarımda çınlıyor..
Değdi mi ? insanları kırıp dökmeye ! bağırmaya çağırmaya !
Ne olur bir birimizi sevsek kısacık ömrümüzde mutlu yaşasak !
Yolun sonuna geldim: Bir dönem , Esnaflık, memurluk, yapmış bir dostum, “Bekir beyciyim yolun sonuna geldim yaş dan bu yaz emekli oluyorum” diyor.. ve ekliyor, “ ben ne yapacağım yeniden iş yerimi açsam ?.. diyor ve bizlerden akıl alıyor..
Hırs var, güzel yaşama azmi var buda güzel ama kırıp dökmeden olmalı bu!...
Düğün- Cenaze, Nişan, dostları bir araya getiriyor..
Seyithanoğlu düğünündeyim bir çok öğretmen dost ile sohbet ediyoruz: “ Emekli oldum, torun gezdiriyorum,” diyorlar..
Hac ve Umre hazırlığı yapanlar var !
Birkaç esnaf dost: “ işleri çocuklara bıraktım, işe canımın istediği zaman geliyorum, istemez ise geziyorum” kendimi emekli ettim diyor..
Masa genişliyor, dostlar bir aradayız: tek tek söz alarak herkes konuşmaya başlıyor..
İnsan ömrü çok kısa ! bir çok arkadaşımız vefat etti..
Bu ortak söz oluyor: Herkes çevresindeki yakın arkadaşlarının isimlerini sayarak herkesin öldüğünü söylemeye başlıyor ve insan ömrü çok kısa değmez diyorlar..
Sıra bize geldi ama ne zaman ? biz ne zaman öleceğiz sorusu ile kalpler yumuşuyor bir birimizi sevelim , hafta da bir araya gelelim mesajları konuşulmaya başlıyor..
Allah bilir ama yakın !..
Kardeşlerim: Dünya hırsına kapılmayın vallahi değmez..
Bu dünya bir gönül yıkmaya değmez..
Gelin bir birimizi sevelim
Gelin birlikte mutlu olalım..
Yüzde yüz haklı bile olsak: karşıdaki kişiden özür dileyerek helallik isteyip mutlu yaşayalım.. üzülmeye, stres yapmaya değmez..!
Masamızda bir ağabeyimiz : Yaşı tahmin ediyorum 80 veya 85 olan bir kardeşimiz..
Bakın burada bulunan bizlerin ortak arkadaşları olan:
Mehmet Tartıcı, İbrahim Genç, Hasan Belli, Arif Gümüşoluk, Şeref Turhan, Aladdin Başlayıcı, Osman Sayın, Hasan Balcı, Metin Şirikci daha bir çok özel arkadaşlığımız olan dostumuz bugün onlar nerede ? hepsi Şeyhadil de !
Ya biz : yarına çıka bilecek miyiz ? o halde bu hırs niye ?
Dostluk- Akrabalık- Arkadaşlık arasına : Siyaset girmemeli..
Sen A Partisine , Ben B Partisine oy verebilirim
Herkes bir birinin düşüncesine saygılı olmalı, hakaret etmemeli..
Bir dostumuz: “ Adam geldi, benim oy verdiğim partiye liderimize, küfür ediyor, kendini uyardım.. ben o partiye oy verdim, o kişi küfür ve hakaretlere devam etti.. oy verenlere de hakaret etmeye başlayınca selamı sabahı kestik.. çünkü ben oy verdim bana küfür ediyor..
Ola bilir: Bizim oy verdiğimiz partiye oy vermeye bilirsin, sevmeye bilirsin, fikirlerine katılmaya bilirsin ama bütün bunlar : Partime , Liderime ve oy veren bizlere hakaret etme hakkını sana vermez ! dedim..
Şimdi düşünüyorum: o cahil anlama özürlü insanla muhatap olmaya değer mi ? değmez, sizin de yakınınızda böyle kişiler varsa konuşmaya başlayınca yanından kalkıp gidin..
Ken söz sahibine aittir..
Cahil ve yılanla aynı çuvala girilmez..
İnsanların bir ayküsü var : herkes kendine yakın ayküsü olan insanlarla arkadaş olabiliyor, diğeri fazla veya eksik geliyor..
Bütün bu konuşmalar sonunda şunu çıkardım: İnsan ömrü çok kısa bir birimizi sevmemiz ve bir birimize saygı göstermemiz gerekiyor..
Mutlu olmak için herkesi sevin
İyi günler
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.