Türk Şiirinin "Dede Korkut"una Fahri Doktora
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (KSÜ), Türk Edebiyatında “Dede Korkut” ve “Beyaz Kartal” lakaplarıyla anılan Şair Bahaettin Karakoç’a fahri doktora unvanı verdi.
KSÜ “Yılın Kahramanları 2014 Edebiyat Ödülleri”, Avşar Yerleşkesi Cahit Zarifoğlu Konferans Salonu’nda düzenlenen ödül töreniyle sahiplerini buldu. Kahramanmaraşlı şair ve yazarlar ile akademisyenleri bir araya getiren törende, farklı üslubu ve Anadolu insanını mısralara yansıtan eserleriyle ölümsüzleşen Bahaettin Karakoç’a da, fahri doktora unvanı verildi.
Türk edebiyatının hayattaki en yaşlı şairlerinden biri olan Karakoç’un akademik binişini, KSÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Fatih Karaaslan giydirdi. Böylesine mümtaz bir şahsiyete ödül vermenin kendisi için gurur vesilesi olduğunu söyleyen ve gözleri dolan Karaaslan, “Karakoç ailesinin fertleri böylesine önemli bir şahsiyetle ne kadar gurur duysalar azdır” dedi.
Törende konuşan Şair Bahaettin Karakoç ise, 84 yaşında olduğunu ve hemen her gün şiir yazdığını söyledi. “Şiir hiçbir zaman benim için hobi olmadı” diyen Karakoç, şöyle konuştu:
“Şiir benim için bir medeniyet aracı oldu, büyük bir kültür aracı oldu. Bunu da hep fen bilimleri gibi bilimsel olarak ele aldım. Şiirle oynadım, kelimelerle istediğim gibi oynadım. Daha güzel olsun, daha derinden ses versin diye. Hala şiir yazıyorum 84 yaşındayım. Kimisi 45’ten sonra biter, sermayeleri kalmaz. Yazacakları kalmaz, hayal dünyaları kalmaz. Yemin ederim ki her gün şiir yazdığım oluyor. Ben bunları ne için yazıyorum. Bunlar benim geçim vasıtam değil. Ben bunları benim milletimin çocukları okusun, ne yapmak istediğimi anlasın, iş zahmet çekmeye geldiğinde ona koşsunlar diye yazıyorum, kolaya değil. Dikkatinizi çeker mi bilmiyorum. Karakoç’lar hiçbir zaman bir aşiret şairi olmadı. Aşiret şairi olsanız, devlet de yardım eder, etraf da yardım eder, her kurum onlara yardım eder. Matbaalar bedava basar. Basılanlar kolay satılır. Sayılmayacak kadar nimete konarlar. Ama ne kardeşim Abdurrahim’de bu vardı. Ne de bende. Şimdi de şiirlerimi herkese açtım, herkes benim şiirlerimi kullanabilir.”
Yaşadığı müddet zarfınca yazmaya devam edeceğini ifade eden Karakoç, “Benim peşinden koştuğum şey, kültürümüzün kültürler arasındaki yerini pekiştirmek. Dilimizde böyle, şiirimizde böyle. Ben Tanzimat’tan bu tarafa gelen Türk edebiyatını sakıncalı bulurum, şaibeli bulurum. Çünkü dilimizin geniyle oynadılar, şiirimizin genleriyle oynadılar. İşte bir şablon kaldı, o şablona göre şiir yazıyoruz diyoruz, bununla avunuyoruz. Bundan ulufe bekliyoruz. Bu benim için bir züldür. Yaşadığım sürece yazacağım. Türkiye’nin her tarafına, dünyanın her tarafına şiiri öğreteceğim” diye konuştu.
Törende Yıldız Teknik Üniversitesi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Yakup Çelik tarafından da Karakoç’un hayatı ve şiirleri üzerine konferans verildi. Kahramanmaraş Valisi Şükrü Kocatepe, Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Apaçık, Kültür ve Turizm Müdürü Seydihan Küçükdağlı ve çok sayıda öğrencinin katıldığı tören, ödüle layık görülen isimlerin plaketlerinin verilmesiyle son buldu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.