Karaküçük: “Allah Devletimize Zeval Vermesin”

Karaküçük: “Allah Devletimize Zeval Vermesin”
KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük Manşet Gazetesinin gündem ve ekonomiyle ilgili sorularını cevapladı.

KMTSO Başkanı Kemal Karaküçük Manşet Gazetesinin gündem ve ekonomiyle ilgili sorularını cevapladı. Karaküçük paralel yapıyla ilgili soruya ise verdiği cevabında net konuştu; “Paralel yapıyla ne benim ne de başkanlığını yaptığım odanın ilgisi yoktur. Paralel yapı asla kabul edilemez. Hayır işleriyle devlet işleri birbirine karıştırılmamalı. Bünyemizde ne paralel yapı ne de bu tür bloklaşmaya izin vermeyiz”

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Kemal Karaküçük kent ekonomisi, torba yasası, istihdam ve parelel yapıyla ilgili Manşet Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mesut Tuğrul’un sorularını cevapladı.

Kent ekonomisinin geldiği son noktanın ümit verdiğini, Suriyeli işçilerin mutlaka ekonomiye kazandırılması gerektiğini, torba yasayla hükümetin büyük bir af devrimine hazırlandığını ve paralel yapının da asla kabul edilemez olduğunu Manşet Gazetesine anlattı.

İtalya iş gezisi öncesi Manşet Gazetesinin röportaj teklifini geri çevirmeyen KMTSO Başkanı Kemal Karakaçük, bütün sorulara içtenlikle cevap verdi.

dsc_6554.jpg

Başkanım ekonomiden başlayalım, ihracatımız ve ithalatımızda hangi noktadayız?

GEÇEN YILIN İLK 5 AYINA GÖRE BU SENE İLK 5 AY İHRACATIMIZ YÜZDE 8,8 ARTTI

2013 yılı içerisinde 810 milyon dolar net ihracatımız var. 1.1 milyar dolar ise ithalatımız var. Ancak birçok ihracatımız özellikle de çimento sektörü ihraç kaydıyla çıkması sebebiyle çıktıkları Gümrük Kapılarına kayıtlı gözüküyor. Dolayısıyla bu tür ürünlerin ihracatı şehrimize yansımıyor. Yaklaşık bu ihraç kaydıyla beraber bizim bir milyar dolar ihracatımız söz konusudur. 2014 yılı itibariyle de 318 milyon dolardayız. Şuandaki 5 aylık ihracata baktığımız zaman Kahramanmaraş’ın ihracatı, yüzde 8,8 artış sağlamış. Türkiye geneline baktığımız zaman yüzde 8 artış sağlanmış. Kahramanmaraş olarak Türkiye’deki ihracatın artış hızından bir adım daha önde gidiyoruz. Bunu da devam ettirmeyi umuyoruz. Bunun içinde faiz ve kur dengelerinin ciddi anlamda optimum seviye de bulunması gerekiyor. Merkez Bankası’nın faiz politikalarında faiz rakamını düşürmesi gerektiği konusunda bende hem fikirim. Faizlerin biraz daha düşürülmesi gerektiğini düşünüyorum. Bugün baktığımız zaman Avrupa Merkez Bankası bile mevduat faizlerini deflasyondan korumak için eksi rakamlara indirdi. Bankalarda para tutulmasın, imkan sahipleri parasını reel ekonomiye yatırsın diye böyle bir politika izledi. Hiç yoksa gayrı menkul alsın dediler. Paranın piyasaya dönmesi için böyle bir atraksiyon yaptılar. Bizde faizlerin daha da düşmesini istiyoruz. Bununla birlikte kurlarında biraz daha rekabetçi olmasını arzu ediyoruz. Reel sektörü büyütecek olan gerçek para politikasıdır. Merkez Bankasının faizleri biraz daha düşürmesini arzu ediyoruz.

Avrupa’daki ekonomik istikrar bizi farklı pazarlara yöneltti mi?

KAHRAMANMARAŞ, TEKSTİL SEKTÖRÜNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR OYUNCU

Bununla birlikte metal mutfak eşya sektöründe önemli bir oyuncudur. Bugün baktığımız zaman pamuk ipliğinin yüzde 35’ini, kumaşın yüzde 10’unu, metal mutfak eşyasının yüzde 60’ını, çimentonun yüzde 10’unu, kâğıdın yüzde 20’sini, elektrik enerjisini yüzde 7’sini Kahramanmaraş üretiyor. Bu Kahramanmaraş ve Türkiye için önemli rakamlardır.  Bunu her geçen adım biraz daha büyütmemiz gerekiyor. Bu devam eden sektörleri büyütmemiz bununla birlikte de yeni sektörleri oluşturmamız gerektiğini düşünüyoruz. Biz sektörlerimizin gelişmesi adına birçok fuarlara geziler düzenledik. Yaklaşık 13 tane organizasyon yaptık. 13 farklı ülkenin fuarlarına KOSGEB ve Ticaret Odası desteği ile üyelerimizi götürdük. 213 firmayı götürdük. 213 firmayı bu şekilde götürerek, Pazar araştırmalarında ve sektör araştırmalarında yardımcı olmak adına 13 tane ülkeye farklı pazarlara götürdük. Umarım gelecek dönemlerde bu çalışmalarımız devam edecek.

Kahramanmaraş’ta işçi ve işsizlik sorunu var mıdır?

SURİYELİLERİ EKONOMİYE KAZANDIRMAMIZ GEREKİR

Kahramanmaraş’ta gerçek manada işsizlik olduğunu düşünmüyorum. Maalesef burada işsizlik değil de iş beğenmeme gibi bir kavram var. İş beğenmeme var. Kahramanmaraş bereketli bir yer. Son dönemlerde ciddi anlamda sanayileşti. İşçilerdeki sirkülasyon fazlalaştı. Fabrikalardan çıkıp, başka işyerlerine giriyorlar. Çeşitli mazeretlerle işlerden ayrılıyorlar. Dolayısıyla Kahramanmaraş’ta gerçek anlamda bir işsizlik olduğunu düşünmüyorum. Son dönemde biz yapmış olduğumuz çalışmalarla gerek çalışma bakanlığına, gerekse BİMER’e yapmış olduğumuz müracaatlarla, Türkiye’de 3 yıldır bulunan Suriyeli sığınmacılara da geçerli çalışma izni verilmesi için çalışmalar yürüttük. Bunlarla alakalı bazı müracaatlarda bulunduk. Bunla ilgili bazı çalışmaların bakanlığımız nezrinde yapıldığının haberlerini ve bilgilerini alıyoruz. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’de bunla alakalı çalışmalar olduğunu bildirdi. Bununla ii dünyası olarak memnuniyet duyuyoruz. Gerçekten bu insanlar Suriye’de iş güç sahibi insanlardı. Bunların kendine göre meslekleri var. Bunlarda çalışmak istiyorlar. Hem sosyal anlamda da bunların Türkiye’de entegrasyonun sağlanması adına hem iş gücüne katkı ve destek sağlanması adına, hem de bunlarla birlikte bunların bazı merdiven altı diyebileceğimiz üretim yerlerinde ruhsatsız, çalışma izni olmadan bu çalışmaları yaptıklarını duyuyoruz. Eğer bunlara geçici bir çalışma izni verilirse, devlet de bunları kayıt altına alır. Bunları çalıştıran vergilerini ve primlerini öder. Hem ekonomiye daha fazla katkısı olur. Sosyal olarak da bu insanlar çalışıp para kazandıkça daha da mutlu olurlar. Devletin üzerindeki yükte kısmen azalmış olur diye düşünüyorum. Türk İşçiliğini korumak için bu noktada bakanlığında sınırlama çalışması olduğunu duymuştum. Bir iş yerinde yüzde 10’dan fazla yabancının çalıştırılamayacağı konusunda çalışmalar var. Bunları da aynı zamanda Türk İşçisini korumak adına doğru tespitler olduğunu düşünüyorum. Mutlaka bu insanlarımıza artık Türkiye’de 3 yıldan bu yana sadece bir misafir değil, aynı zamanda kendi işinde kendi hayatını idame ettirebilecek, ekonomik ve sosyal imkanları da bu insanlara vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunların arasında bizim vatandaşlarımızla evlenen insanlarımız var, bahsettiğin gibi kaçak çalışanlar var. Devletin de bu konuda çok büyük yardımları var. Destekleri var. Hayır kurumlarının yaptıkları var ama tabi ki insan için en güzel kazanç kendinin alın teriyle yapmış olduğu kazancın güzelliği kadar güzelliği yoktur.

KAHRAMANMARAŞ’TA İŞÇİ BULMA SIKINTISI YOK

İşçi bulmakta sıkıntı yaşamıyoruz. Maalesef Kahramanmaraş’ta son dönemde ciddi bir sanayileşme olduğu için işçilerde ciddi bir sirkülasyon görüyoruz. İş ahlakında ve işyeri aidiyet duygusunda yıpranmalar var. Kahramanmaraş’ın da iş yönü açısından göç alması gerekiyordu. Zaten büyükşehir de olduk. Artık kozmopolit bir şehir olma yolunda ilerliyoruz. Suriye’den savaş nedeniyle göç eden insanlar doğal olarak buralara geldiler. Biz bunlara kucak açtık. Bu iş gücünü de sosyal ve ekonomik anlamda doğru değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Hem bizim için, hem ülkemiz için, hem de onlar için daha verimli çalışmalar olur diye düşünüyorum.

Hala tekstilde ısrarcı olmamız gerekir mi? Uzun veya kısa vadede hangi sektörler tekstilin yerini alabilir

TEKSTİL SEKTÖRÜNDE YATIRIMLARI YAPMAK ZORUNDAYIZ

Kahramanmaraş sektör anlamında yavaş yavaş çeşitlilik oluşuyor. Bu konuda sanayici ve işadamı arkadaşlarımızla sohbet ettiğimiz zamanda insanlarımızın yeni bir iş arayışı ve bizim sadece yaptığımız 13 tane fuar organizasyonu hep tekstil, metal mutfak eşyası değil. Farklı sektörlerde geziler yapıyoruz. Kahramanmaraş kâğıdın yüzde 50’sini ürettiğini söylemiştik. İş adamlarımızı en son Almanya’ya ambalaj ve paketleme fuarına götürdük. Artık değişik ambalaj ve paketleme işinde de yatırımlar yapılabilir. Mutlaka bu çeşitlilikler olacaktır. Elimizde olan imkânları da doğru ve iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Var olduğumuz ve sahip olduğumuz değerlere de iyi sahip çıkmamız ve bunu da hor görmememiz gerekiyor. Tekstil sektörü daha çok gelişmekte olan ülkelerde yapılıyor. Zaman içerisinde de buralardan göç ediyor. Biz hala Türkiye ve Kahramanmaraş olarak gelişimini sürdüren bir ülkeyiz. Dolayısıyla tekstil sektörünü de hor görerek gözden çıkartmamamız gerekiyor. Biz burada tekstil yatırımı yapmaz isek, Kahramanmaraş’ta iplik, örme, boyama yatırımı yapılmazsa, Türkiye iplik yatırımı yapmadığı an, Tekstil sektörü bitiyor demektir. Elimizden kaçar. Biz bugün bu yatırımları yapmazsak tekstil için iyi bir durum olmaz. Bugün Çinli bir firma Balıkesir Organize Sanayi Bölgesi’ne iplik fabrikası kuruyor. Biz burada Kahramanmaraş’ta bu işi hor görüyoruz. Bu iş yapılmalı mı ki diye soru soruyoruz. Çin’den gelenler Türkiye pazarını önemsedikleri için, Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke olduğunu bildikleri için Türkiye’ye yatırım yapıyor. Biz bu yatırımları yapmazsak, yabancı bir yatırımcı gelir, bu yatırımı Kahramanmaraş’a da yapar. Şanlıurfa’ya da yapar. Buralarda devletin veriş olduğu imkânlar ve doğal şartlar kullanılarak bu yatırımlar yapılır. Onun için biz Kahramanmaraş’a tekstil yatırımlarında zaten teknolojik yenileme yatırımlar gerekiyor. Bunları zaten yapmazsak sanayilerimiz köhneleşir ve elimizden uçup gider.

Dışarıdan ülkemiz nasıl görünüyor, yabancılar yatırım için ülkemizdi güvenli görüyor mu sizce?

HEYECANINI YİTİRMİŞ AVRUPA’DAN TÜRKİYE’NİN YARARLANMASI GEREKİYOR

Son dönemde Dünya’da 2008 yılı itibariyle başlayan global bir kriz oluştu. Avrupa Birliği’nde bir kriz yaşandı. Her zaman krizlerin fırsata çevrilmesi gerektiği söylenir. Bizim ülkemiz ve Türkiye içinde gelişmiş ülkelerin krizi bir fırsata dönüştü. Türkiye olarak bizde bunun faydasını gördük. Avrupa’daki bazı yatırımlar buralara kaydı. Bununla birlikte Avrupa’daki kriz aşılması için milyar dolarlarca para pompalandı. Dolayısıyla faizler düştü. Faizlerin düşmesiyle, yatırımcı olan kendini yeni yeni geliştirmekte olan ülkeler için çok faydalı bir enstrümandır. Şuanda da onu savunuyoruz. Dolayısıyla Amerika’da ve Avrupa’da böyle bir kriz havası varken, Türkiye’nin yükselen ve ciddi bir ivmeyle yatırım yapılabiliyor olması, üretmesi ve ihracat yapıyor olması, bununla birlikte ekonomik ve siyasi istikrarın getirmiş olması güvenilebilir ülke statüsünde olması bence dış yatırımcıyı da ciddi anlamda etkiledi. Bugün Çinli firma Balıkesir’de 250 dönüm arazi üzerine yatırım yapıyor. Daha farklı sektörlerde yeni yatırımlar yapan ve ya buradaki firmalara ortak olan birçok yatırımcıyı biliyoruz. Aslında Avrupa, belli bir noktadan sonra gelişmesini ve büyümesini tamamlama noktasına gelmiş. Heyecanını yitirmiş. Hantallaşmış. Biz bundan istifade etmemiz gerekiyor. Bundan mutlaka istifade ediyoruz ama daha fazla istifade etmemiz gerekiyor.

Başkanım birde son aylarda cereyan eden Paralel yapının gerçekleştirdiği olaylara gelmek istiyorum. Siz nasıl bakıyorsunuz bu olaya?

ALLAH DEVLETİMİZE ZEVAL VERMESİN

Bir ülkede paralel yapı kabul edilemez. Bir ülkede tek devlet ve tek bayrak vardır. Demokratik ve hukuk devletlerinde bir ülkenin nasıl yönetileceği nettir. Demokratik seçimlerle sandıktan çıkan, milli iradenin yönetileceği bir sistemdir. Bunun haricinde başka bir yönetim kabul edilemez. Öncelikle Allah Devletimize zeval vermesin. Eski büyüklerimiz böyle söylerdi. Suriye’nin içler acısı hali ortadadır. Bakınız Irak’ın geldiği noktaya. Bakınız Mısır’a. Oradaki yaralar, sancılar hala kapanmıyor. Bu nedenle huzurumuzu, ülkemizin güvenilir olmasını, yatırım yapılır olabilmesini, bugün geç saatlerde bile ailenizle sokaklarda yürüyebiliyor olmanızı, biz devletimize ve milletimize borçluyuz. Devletimiz yoksa bizde yokuz, olamayız. Dolayısıyla böyle bir yapının kabul edilemez olduğunu her platformda dile getiriyoruz. 

Oda başkanı olarak sizin ve odanızın bünyesinde paralel yapıyla ilgili bir bağlantı var mı?

BU TÜR BLOKLAŞMALARA İZİN VERMEM

Ticaret ve Sanayi Odası iş dünyasının çatısıdır. Bende bu çatının yönetim kurulu başkanlığını yapıyorum. Benim paralel yapıyla hiçbir alakam yoktur. Odamızın da olmadığı gibi bu tür bloklaşmalara da asla izin vermem. Biz Ticaret Sanayi Odası’nda gerek yönetiminde gerek meclisinde, gerekse iş toplantılarında sürekli ekonomi konuşuruz. İşimizi nasıl artırabiliriz, birbirimizle fikir alışverişinde bulunuruz. Birbirimizden bir şeyler öğrenmeye çalışırız. Ufkumuzu açmaya çalışırız. Biz siyaset konuşmayız. Siyasetçilerimizi de zaman zaman odaya davet ederiz. Onlarda geldiği zaman sadece ekonomik anlamda, iş anlamında yaşadığımız zorluklardan ve ya sıkıntılardan ve ya beklentilerimizi anlatırız. Burası siyaset konuşacak yer değildir. Bizler devletimize bağlı insanlarız. Her görüşten 6 bin 128 üyenin bulunduğu odamızda her hangi bir belirli bir blokun, belli bir siyasi görüşün ve belli bir etnik yapının oluşması mümkün değildir. Böyle bir şeye bende zaten müsaade etmem.

HAYIR İŞLERİ İLE DEVLET İŞLERİNİ KARIŞTIRILAMAZ

Bizim Türk Toplumu, İşadamlarımız, Anadolu’nun girişimci insanları, zekât müessesine, sadakaya, bir sıkıntı olduğu zaman kurban kesip kan akıtmanın faziletine inanmış toplumlarız. Bir fakire yardım etmek, okuyamayan çocuğu okutmak, bunlar güzel işlerdir. Bunlar hem toplumumuzun kültürel yapımızın, hem de dinimizin tavsiye ettiği işlerdir. Bunları tüm işadamlarımız, zenginlerimiz kendince bir şeyler yapıyor. Değişik vakıflara, değişik derneklere, kendi mahallesi, kendi ailesi, belirli sosyal derneklere yardım etmesi güzel işlerdir. Ama bu işler hayır işleridir. Hayır işleri ile devlet işlerini karıştırmamak lazım. Bunlar Allah rızası için yapılan şeylerdir. Hayrı yapanlar veren el olarak Rıza-ı İlahi tarafındayız. Bir şeyler yapılmışsa Allah rızası için yapılmıştır. Allah rızası için gözetilerek yapılır.

Torba yasa KMTSO üyelerine nasıl bir kolaylık getirecek?

 

BORÇLU ODA ÜYELERİMİZİN VERGİ AFFINI DEĞERLENDİRMESİNİ TAVSİYE EDİYORUM

Torba yasa, vergi affı, geçmişte borcu olanların ödeyemediği ve devletin tahsil edemediği alacaklar için bunlar için devlet bazı aflar ve muafiyetler getiriyor. Devlette hem bu insanlar borçlarından kurtulmuş olacaklar. Hem de bununla birlikte devlet tahsil edemediği alacaklarını tahsil etmiş olacaklar. Zaman zaman bunlar yapılan uygulamalardır. Bunlar tabi ki borçlu olanları rahatlatan uygulamalardır.  Biz ticaret ve sanayi odası olarak zaman zaman yapılan aflar ve zaman zaman yapılan değerlendirmeler neticesinde, zorda olan insanlar için sağlanan bir imkan olarak görüyoruz. Aynı zamanda bu torba yasa Ticaret ve Sanayi Odası için tüzel kişiliği ile alakalı da alacağı tahsil konusunda bundan 3 yıl önce yine çıkmıştı. Burada üyelerimiz adına ciddi bir kolaylık sağlıyor. Geçmişte borcunu ödeyemeyen bu üyelerimize faizlerinden arındırılarak, ana paraya belirli bir kolaylık sağlıyoruz. Tahsilat noktasında ciddi bir kolaylık sağlıyor. Hem de o insanlar borçlarından kurtulmuş oluyorlar. Önemli bir katkı olarak görüyorum. Bizim odamızda borcu olan her üyemizin bu fırsatı değerlendirmesini tavsiye ediyorum. Çünkü biz bunları kendi başımıza yatırım olarak silme yetkimiz yok. Çünkü bu kamusal bir alacaktır. Bu yasa doğrultusunda bundan istifade eden, üyelerimize bu kolaylığı sağlayabiliyoruz. Bu fırsatı kaçırmamaları tavsiye ediyoruz. 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.