Kahramanmaraş Andırın Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından organize edilen 3. Geleneksel Bahar ve Yöresel Eğlencelikler Şenliği, Kapıçam mesire alanında gerçekleştirildi.
Kültür Turizm Bakanlığı, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu, Kahramanmaraş Andırınlılar Derneği tarafından organize edilen şenliğe Kahramanmaraş merkez ve Andırın İlçesinden yüzlerce insan yoğun ilgi gösterdi.
Düzenlenen şenlikte unutulmaya yüz tutmuş kültürel oyunlar sergilendi.
*Yöresel düğün oyunları, Yöresel Çocuk Oyunları, Yöresel Eğlencelik Oyunları ve Halk Oyunları’nın sergilendi programda, ozanlar datürküleri ile eşlik etti. Kahramanmaraş’ta okçuluğun öncülüğünü yapan Mustafa Mengür ile de katılımcılara ok atma dersi verilerek ok atmaları sağlandı.
Serçe, Topalkız, Düğünden kız kaçırma, damat traşı, sinsin,Beş taş, uzun eşek, elma yeme, mendil kapmaca, göçme el yalak, halat çekme, birdirbir, Binmeçli Kala, Çelik çomak, ok atma, kuvvet taşı atma, Tahta araba yarışı, Dokurcun, Cızzan, Çont, Kökküç oyunlarının oynandığı şenlikte en büyük ilgiyi ise Cızzan gördü.
Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu ve Kahramanmaraş Andırınlılar Derneği Başkanı Ahmet Kolutek, açılış konuşmasında şenliğe katılanlara teşekkür ederek; ‘’ Bundan sonra ki şenliğimizi Andırın’da yapmak istiyoruz. Bu oyunların yeri Andırın’dır.’’ dedi.
Başkan Kolutek açılış konuşmasından satır başları;
İnsanın en çok mutlu olduğu şey nedir, bilir misiniz değerli kardeşlerim? Köyüne ya da mahallesine vardığında, yüksek bir yere çıkıp şöyle çocukluğunu, gençliğini, gülle oynadığını, topaç çevirdiğini, hatta tüm geçmişini hayal etmesidir.
İşte o zaman kalbiniz ses verir duygularınıza, boğazınıza düğümlenen cümleler, birer birer sıralanır, saf ve katıksız Anadolu samimiyeti ile yanık bir türkü dinlercesine; mazideki fırtına acerleyerek kopar yüreğinizden.
Beştaş oynadığın günlerde ki samimiyeti, işte o gardaşlığı, o oyundaşlığı ararsın; yitik sevdalar gibi hayalle gerçek arasında…
Gara lastikle yürürdük tozlu yollarda, çam gabığından yaptığımız motorla oynardık, ama bakışlarımız yağız ve içten duygularımız samimiydi.
Şeker pancarından gövdeli, patatesten tekerlekli arabaya, birde boş gonserve kutusu ayarlayıp, gaymanun arkasına römork yaptın mı işte o zaman değme keyfimize.
Kökküç oynardık davar güderken;
Lakin, yüzümüzde sular berrak, bir tebessüm, yüreğimizde samimiyet hiç eksik olmazdı. Ama kimseye yalan söyleyip kimseyi kandırmazdık.
Binmeçli galada ütülen tarafın sırtına binerdik.
Çocuktuk ama birbirimizin gönlünün geleceğine nakşeden en derin sevgilerimiz vardı kalplerimizde. Bir başkasının sırtına binmezdik.
Kağıttan mink kayıklar yapar, ne sevdalara yelken açardık küçük su birikintilerinde ama gemisini kurtaran kaptan asla olmazdık.
Saman ve kerpiç karışımı evlerin duldasında,
Birdirbir, güvercin taklası, uzun eşek oyunları yarendi bize,
Ne bilgisayar tanır ne de şatafatlı oyunları bilirdik.
Ne de sanal alemdeki debdebede yoksullaşan hırçın çocuklar gibi dünyayı klavyeye sığdırmazdık.
Horon teper, halay çeker, türkü çığırırdık, zeybek oynardık ama görüntüye asla oynamazdık.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.