Aldatmanın Nedenleri
Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, çiftlerin var olan ilişkilerini geliştirebilme, yaşamı paylaşabilme, birbirlerinin gerçek ihtiyaçlarını fark edebilme ve buna cevap verebilme becerilerini geliştiremediklerinden dolayı başka ilişkilere ihtiyaç duyduklarını söyledi.
Aldatmanın birçok farklı nedeni olabileceğine işaret eden Aile ve Evlilik Terapisti Dr. Obengül Ejder, “Bu kişinin çocukluğunda öğrendiği, modellediği bir davranış biçimi de olabileceği gibi, duygusal anlamda yalnız bırakılma, eşle ilgili iletişim sorunları, cinsel ya da duygusal tatminsizlik, farklılık arayışı, bir ilişkinin içine istemeden çekilme, aldatan arkadaşları taklit etme isteği, egonun tatmin edilme hissi, korunmaya muhtaç, tehlikede veya zor durumdaki karşı cinse karşı gelişen hamilik hissinin zamanla birlikte olma isteğine dönüşmesi, yaşamın diğer alanlarında başarı gösteremeyip seksüel başarılarla avunma isteği, iş stresini yenme çabaları, 40 yaş bunalımı, hiperseksüel bir gen taşıma, manik hasta olma ya da eşcinsel dürtüleri bastırma ve gizleme eğilimi olarak karşımıza çıkabilir” şeklinde konuştu.
Dr. Obengül Ejder, aldatmada cinsel ve psikolojik ihtiyaçlar rol oynadığı gibi, erkeğin ve kadının kişilik yapılarının da çok önemli olduğunu, bu nedenle de aldatan kişiyi geçmişi, bugünü ve kişilik özellikleriyle bir bütün olarak değerlendirip ona göre bir yargıda bulunmak gerektiğini söyledi.
“BİR ÇIKIŞ YOLU HER ZAMAN VARDIR”
Çiftlerin var olan ilişkilerini geliştirebilme, yaşamı paylaşabilme, birbirlerinin gerçek ihtiyaçlarını fark edebilme ve buna cevap verebilme becerilerini geliştiremediklerinden dolayı başka ilişkilere ihtiyaç duyduklarını belirten Dr. Ejder sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çok güzel hikayelerle başlamış bir birlikteliğin, kurulu bir düzenin yıkılması o kadar da kolay değildir. Unutulmamalıdır ki bir çıkış yolu her zaman vardır. Öncelikle aldatmaya yol açan faktörler nelerdir? O insanın hayatında aldatma ihtiyacı nasıl bir yer tutmaktadır? Eşin bu durumdaki sorumluluğu nedir? Tüm bu soruları değerlendirmek ve yanıtlarını aramak gereklidir. Çiftler sorunu görmemezlikten gelmeyip, konuşmaktan kaçınmamalıdırlar. Saldırgan ve suçlayıcı bir tavırla yaklaşmak yerine kendi duygularını ifade eden, ’benimle eskisi gibi ilgilenmiyorsun, çok sık kavga ediyoruz, ilişkimizde sorunlar var, başka birisi olabileceğini hissediyorum’ gibi ifadelerle konuşmalıdırlar.”
“ÇİFTLER EVLİLİKLERİNİ YENİDEN YAPILANDIRABİLİR”
Yaşanılan kavga veya anlaşmazlıklarda genellikle çiftlerin birinci derece akraba veya arkadaşlarından yardım istediklerini, oysa bu süreçte ebeveynlerin tarafsız yaklaşmalarının pek mümkün olmadığı gibi ilişkiyi daha da çıkmaza sürükleyebildiklerini anlatan Dr. Ejder, şunları kaydetti:
"Çifti bu kadar derinden yaralayan bir olayda çiftlere tarafsız yaklaşabilecek, sorunun gerçek temellerine inebilecek, bu sürecin iyi yönetilebilmesini sağlayabilecek evlilik veya çift terapistlerinden destek alınabilir. Sorunun gerçek nedeni tespit edilmeli, yaşanılan sıkıntıların nedeni sadece karşı tarafın hatalarında değil, kendisinden de kaynaklanabileceği düşünülmeli, buna göre adımlar atılmalıdır. Her iki taraf da şu soruyu kendisine sorabilmelidir; ’Bu olay bize ne öğretti?’ Bu konuda samimi yanıtlar veren çiftler evliliklerini yeniden yapılandırabilir ve mutlu olabilirler. Sevgiyi, güveni ve saygıyı artırıcı çözüm yolları adına iletişimlerini güçlendirip çatışmalarını nasıl çözebileceklerini öğrenirlerse, cinsel ilişkilerinin kalitesini artırabilirlerse, ben-sen çekişmesi yerine ’biz’ kavramını oluşturabilirlerse, aldatma sorununun da üstesinden gelebilirler.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.