Atatürk ve manevî evlatları

Mustafa Kemal ATATÜRK, babasını kaybettiğinde henüz 12 yaşındaydı… Yani, babasız büyüdü…

Ve “babasızlığın” ne demek olduğunu iyi bilirdi…Kısacık ömrü boyunca zor durumda olan çocuklara hep “babalık” yaptı… Babasızlığın kalbinde yarattığı sızıyı manevi evlatlarını büyütüp, vatana ve millete hayırlı kişiler yaparak dindirmeye çalıştı, sevapların en büyüğünü kazandı…

Vefatından önce düzenlediği vasiyetnamede, bütün manevi çocuklarına bankadaki payının yıllık gelirinden her ay belirli miktarda para ödenmesini istedi… Böylece, her ay ; Afet İnan'a 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü Adatepe'ye 200, Rukiye Erkin ve Nebile İrdelp'e de 100'er lira ödenmesini sağladı…

Ancak… Bu isimlerin dışında, haklarında çok bilgi olmayan, İhsan, Ömer ve Afife adlarında üç manevi evladı daha olduğu dilden dile dolaşır, söylenir… Tanıyalım mı, hepsini birden?

SABİHA GÖKÇEN İLK KADIN SAVAŞ PİLOTUYDU…

Sabiha, İkinci Abdülhamit’in Bursa’ya sürgüne gönderdiği Vilayet Başkatibi Hafız Mustafa İzzet’in en küçük kızıydı… 1913'te Bursa'da doğdu… İlkokuldayken babasını ve annesini kaybetti… Zor durumda kalmıştı… 1925'te Atatürk Bursa gezisine çıkmıştı, Sabiha ile burada tanıştı… İşte o gün Sabiha’nın kaderi değişti…

460429154-8719754474723522-8394362286649794872-n.jpg

Çok zekiydi, hep sınıf birincisi oluyordu… 1935’te Türk Hava Kurumunun Havacılık Okulu'na girdi. Kurs için Sovyetler Birliği’ne gitti, bombardıman uçakları alanında uzmanlaştı… Şeyh Rıza İsyanı sırasında, havadan harekata katıldı… 88 yaşında hayata veda etti…

KÜÇÜK ÜLKÜ ATATÜRK’ÜN NEŞESİYDİ…

Kader gibi bi’şi… Sevimli Ülkü’nün annesi, Zübeyde Hanım’ın Selanik’te evlatlığıydı… İlk eşinden dul kalınca Atatürk’e sığındı… Gazi, onu Orman Çiftliği istasyon şefi Tahsin Çukuroğlu ile evlendirdi…

Vasfiye Hanım'ın 1932'de doğan çocuğuna Atatürk, ''Ülkü'' adını verdi; yurt gezilerine bile götürdü…

Son günlerine kadar yanından ayırmadığı Ülkü, manevi babasını kaybettiğinde henüz 6 yaşındaydı…

1 Ağustos 2012’de, trafik kazasında hayatını kaybettiğinde 80 yaşındaydı…

PROF. AFET İNAN TÜRKİYE’NİN GURURU OLDU…

Mustafa Kemal, 1925 yılında İzmir'e yaptığı gezide bir ilkokulda Afet İnan ile karşılaştı… Afet de Selanikliydi… Atatürk, okuma arzusu ile yanıp tutuşan Afet'i yabancı dil öğrenmesi için İsviçre'nin Lozan kentine gönderdi… İstanbul Fransız Kız Lisesi'nden mezun oldu, Tarih ve Yurt Bilgisi öğretmeni oldu, Türk Tarih Kurumu’nun kuruluş çalışmalarında yer aldı… Atatürk, “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler” kitabını Afet İnan'a yazdırmıştı… Ulu Önder’in, pek çok konudaki düşüncelerini, kişilik özelliklerini ve hatıralarını yazdı… 70 yaşına gelmeden vefat etti…

NEBİLE İLE YAPTIĞI DANSI UNUTMAK MÜMKÜN MÜ ?

İstanbul Çapa Okulu’nun üç kız öğrencisi, Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’le tanıştırıldı… O kızların arasında Nebile de vardı… Gazi’nin manevi kızı oldu… Öğrenimini sürdürmek için Ankara’ya taşındı…

Viyana Büyükelçiliği Başkatibi Tahsin Bey ile evlendi… O düğünde çekilen “Baba-kızın dansı” fotoğrafı unutulmazlar arasındadır…

Kader bu işte, Atatürk'ün hastalandığı dönemde Nebile de hastalandı… Manevi babasının vefatından 5 yıl sonra yaşamını yitirdi…

KONYALI RUKİYE KİMSESİZ BİR ÇOCUKTU…

Atatürk, manevi kızı Rukiye'yi Konya gezisinde tanıdı… Kimsesiz Rukiye Ankara'ya getirildi, okutuldu, büyütüldü… Gazi Paşa, O’nu Yüzbaşı Hüsnü Erkin ile evlendi… Bu evlilikten bir oğlu oldu… Eşini çok genç kaybetti… Son nefesini İstanbul Nişantaşı’ndaki evinde verdi…

ABDÜRRAHİM’İ BERLİN ÜNİVERSİTESİ’NE GÖNDERDİ…

Abdürrahim Tuncak… Mustafa Kemal'in Van'dan evlatlığına aldığı kimsesiz bir çocuktu… İstanbul'a getirildiğinde henüz 8 yaşındaydı… Zübeyde Hanım'ın yanında büyüdü… Sanayi Mektebi'nde okudu…

1929'da Berlin Teknik Üniversitesi’ne gönderildi…

O’na “Tuncak” soyadını verdi… Savarona Yatı'nın satın alındığı görüşmelerde Atatürk'e tercümanlık yaptı…

Anılarında şöyle der: “Kendimi bildiğimde annem olarak Zübeyde Hanım'ı, ablam Makbule Hanım'ı, bir de paşamızı tanıdım… Benim ailem, bu aileydi… Ben, kendimi, bu ailenin çocuğu olarak kabul ettim… Hep de böyle kaldım... Gerçek annemin ve babamın kim olduğunu asla öğrenemedim…”

91 yaşına kadar yaşadı…

SIĞIRTMAÇ MUSTAFA SUBAY OLDU…

Mustafa Demir… Atatürk'ün Yalova'da tanıyıp evlatlık aldığı yoksul bir çocuktu… Ailesi Bulgar göçmeniydi… Sığır güttüğü bir sırada Gazi Paşa ile tanıştı… Bakımsız ve hastaydı… Okuma isteğiyle dolu bir çocuktu…

Gazi Paşa, Mustafa'yı önce Şişli Çocuk Hastanesi'nde tedavi ettirdi, ardından okuttu… Sığırtmaç Mustafa, Harbiye’yi bitirdi subay oldu…70 yaşında vefat etti…

ZEHRA AYLİN’İN ACI SONU…

Atatürk, Zehra Aylin’i bir yetim yurdu ziyaretinde tanıdı… Adını sordu, 8 yaşındaki kız “Zehra” dedi…

Babası savaşta şehit olmuş, annesi erken yaşta ölmüştü… Amasyalı Zehra, ailesini hiç hatırlamıyordu…

İçine kapanık, biraz da dalgın bir yapısı vardı…

Atatürk, O’na, “Benimle gelir misin?” diye sordu, Zehra başını öne eğdi, “Olur” diye mırıldandı…

Arnavutköy Kız Koleji'nden mezun oldu… Edebiyata ilgisi vardı… Gazi Paşa, üniversite tahsili için…

Zehra’yı İngiltere'ye yolladı; Londra'da eğitime başladı…

Takvimler 1935 yılını gösterirken, Zehra, Paris Ekspresi'ne bindi… Tren Amiens Gölü kıyılarındaki istasyona varmak üzereydi… Zehra içinin daraldığını söyledi, koridordaki pencereye yanaştı… İşte ne olduysa o anda oldu… Dengesini kaybedip hareket halindeki trenden düştü… Oracıkta yaşamını kaybetti…

İşte Atatürk’ün manevi evlatlarının kısa öyküsü…

Hepsinin üstüne titredi…

En önemlisi de, bütün çocukları evladı gibi gördüğünü her fırsatta dile getirirdi…

Düşünsenize… Başka ülkelerde olmayan “23 Nisan Bayramı” kimlere armağan ?

SONSÖZ : “Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, onlar her koşulda yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır… / Gazi Mustafa Kemal…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Adnan GÜLLÜ Arşivi