Abdullah Şanlıdağ
Bizdeki muhalif anlayış şu!
O yüzden de medyaya sınırsız özgürlük verilmiştir ki, kamuoyunun bilgilendirilme hakkı demokratik temel haklardandır. Gazeteci muhalif olamaz. Olsa olsa eleştirel bir dille, doğru ve ilkeli habercilik yapar. Yandaş da olamaz, o zaman da hakikatleri ve güç sarhoşluğunu eleştiremez. Önemli olan Türkiye'nin tam demokratikleşmesi için mücadeledir.
Gazetecilerle ilgili tespitlerimizi bir başka makaleye bırakarak, muhalif siyasi partilere ilişkin birkaç kelam edelim. Önce, bizde muhalefetin nasıl yürütüldüğüne bir bakalım. Bugünkü AK Parti iktidarına yönelik liberallerin ve bir kısım solcuların 2002 ile 2013 arasındaki AK Parti'yi desteklediklerini söyleyebiliriz.
Bahsettiğim zümre, o yıllardaki AK Parti' yi reformcu, temel hak ve hürriyetlerden yana olduğu için desteklediklerini vurguluyorlar. 2013 sonrası ve özellikle AK Parti'nin MHP ile kurduğu ittifakla birlikte, iktidarın temel hak ve özgürlük limanından hızla uzaklaşıp milliyetçi (kültürel milliyetçilik değil) bir çizgiye evrildiğini savunuyorlar. Vicdanlı seküler çevreler de öyle düşünüyor. Bir de bunların dışında, aşırı bir muhalif kanat var ki, evlere şenlik. Onlar iktidarı, daha doğrusu muhafazakar demokrat, dinci diye addettikleri AK Parti'yi, Roma'nın düşmanı kartaca'ya benzetiyorlar.
AK Parti'nin 22 yıllık iktidarında, karşı cephede muhalif Parti olarak CHP'nin dışında herhangi bir parti varlık gösteremedi. CHP ise Kemal Kılıçdaroğlu hariç, tek parti döneminin söylem ve eylemleri ile hareket etti. Her şeye muhalefet etme, doğru bile olsa yanlıştan sayma geleneği Özgür Özel ile de devam ediyor.
Muhaliflere göre iktidarın bu ülke için olumlu bir şey yapması mümkün değildir. Olumlu bile olsa,ne yaparsa yapsın yanlış bulunarak eleştirilmeli ve bu ötekileştirici dil, iktidar yıkılıncaya kadar sürdürülmelidir.
Kandil'den DEM'lenenler de dahil bütün muhalifler, Ak Parti yıkılmadan Türkiye'nin düze çıkamayacağını ve kendilerinin huzura kavuşamayacaklarını dillendiriyorlar. Recep Tayyip Erdoğan giderse, bu ülke çöker anlayışı ne kadar sakatsa, Erdoğan giderse; bu ülke güllük gülistanlık olur demek de o kadar yanlıştır.
Dünya kuruldu kurulları ne kadar peygamber, yönetici, lider gelip geçmiştir.
İbni Haldun'un da ifade ettiği gibi, devletler ve sistemler de tıpkı insanlar gibi doğup, büyüyüp, gelişip, sonrasında ölüyorlar.
Baki kalan sadece Allah'tır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.