Abdullah Şanlıdağ
İstanbul neden önemli?
İstanbul seçimleri iyi analiz edilmelidir. Reis için İstanbul'un ne kadar önemli olduğunu biliyoruz.
Dolayısıyla Erdoğan, İstanbul'u yeniden CHP'li İmamoğlu'nun elinden alabilmek için tüm bakanları ve iktidar gücünü İstanbul'a yoğunlaştırmıştır. Kazanıldığı takdirde sıkıntı yok, herkes yoluna devam eder. AK Parti 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden zaferle çıkarsa, tüm olumsuzlukların, pahallığın ve enflasyonun üzeri perdelenmiş olur.
Yerel seçimlerden aldığı güç, aynı zamanda genel siyasetin de Erdoğan lehine onaylandığı anlamına gelir ki, muhalefete söyleyecek söz bırakmaz. Olmaz inşallah da, peki ya tersi olur da tüm beceriksizliğine, çapsızlığına rağmen İmamoğlu kazanırsa ne olur? Seçmen yine tercihini İmamoğlu'ndan yana yaparsa, İstanbul'da kaybeden Murat Kurum mu olur, yoksa Recep Tayyip Erdoğan mı? Murat Kurum, inşaat sektöründen ve bürokrasiden gelen bir isim. Kazanması durumunda hiç şüphesiz Erdoğan'ın elini güçlendirmiş olacak. Kaybettiği takdirde, kendisi açısından bir sıkıntı olmaz. CHP, yerel seçimlerde mevcut gücünü korur, İstanbul'u tekrar alırsa ve bunlara ilave de yaparsa, haklı olarak iktidara karşı parlamentoda sorgulama sürecini başlatır. İmamoğlu da sadece İstanbul'u kazanmakla kalmış olmaz, asıl Erdoğan'ı yenmiş sayılacağından, muhalefetin tartışmasız lideri konumuna yükselir. Bununla da kalmaz, Türk siyasetinin en güçlü iki aktörü'nden biri haline geldiği için, hem CHP Genel Başkanlığını ve hem de 2028'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı adaylığını da garantilemiş olur. Peki, İmamoğlu tüm bunları hak ediyor mu? Elbette ki hayır. Bir defa, Ekrem İmamoğlu bir önceki yerel seçimde İstanbul'u bileğinin gücüyle almış değil. Yani İstanbul'daki zafer sadece CHP'nin değil, altılı masa ile birlikte Kandil'in meclisteki uzantısı HDP 'nindir. Şimdi de DEM ismiyle demlenen Kürt tabanlı siyasi hareket, aynı şekilde İstanbul'da ve diğer büyük şehirlerde Erdoğan'a kaybettirmek adına CHP'li adaylara destek vereceklerdir. Kabul etmek gerekir ki, CHP'nin yerel siyasetteki gücü genel siyasetten güçlü durumda. AK Parti'nin sosyolojik tabanında, gözle görülür bir dağılma ve seçmen profilinde çözülme henüz mevcut değil. Küsen, darılan, gönlü kırılmış bir kısım seçmen, başka partileri tercih etse de, dindar ve muhafazakar seçmenin kesinlikle CHP'ye destek vermeye eli varmaz. Aslında AK Parti açısından anormal bir durum yok. Kolay değil, 22 yıllık yorgunluğuna, bunca yanlışlarına ve tencere teorisine rağmen, şu ana kadar bir yenilgisi yok. Erdoğan'ın da en büyük şansı, güçlü bir hikayesinin oluşu ve karizmasını yanında, henüz karşısına kendisi gibi güçlü bir liderin çıkamamış olmasıdır. İmamoğlu, beklenen lider olabilir mi? Dediğim gibi, İstanbul sonucu bunun cevabını belirleyecektir.
Genel siyasette muhalif partiler iktidara karşı birlikteliklerini korumuş olsalar da, Erdoğan hepsini alt etmeyi başardı. Eğer İmamoğlu İstanbul'da başarılı olursa, Erdoğan'a rağmen kazanmış olacağı için, bu bir yerel seçim de olsa, AK Parti iktidarının sorgulama sürecinin başlangıcı olur. CHP, hiç şüphesiz Özgür Özel ile birlikte yeniden fabrika ayarlarına döndü. CHP, yerel seçimlerde başarılı olduğu takdirde, bu başarı hikayesinden kendisine pay çıkarabilir ama, Özgür Özel için de sonun başlangıcı anlamına gelir.. 2028'e kadar CHP'nin liderliğini emanetçi olarak sürdürebilirse de, imamoğlu'nun İstanbul'u kazanması durumunda koltuğunu korumasının imkanı yoktur.
Dolayısıyla 31 Mart 2024 yerel seçimleri hem iktidar ve hem de muhalefet için çok önem arz ediyor. Kazanan iktidar olursa, hiç şüphesiz gücünü perçinlemiş olacak. Erdoğan, bu zafer sonrasında gücüne güç katarak güçlenir ve bir dönem daha Cumhurbaşkanı olmayı garantilemiş olur. Tersi olursa, İmamoğlu dönemi başlar. Seçmenin tercihine saygı duymak gerekir. Ancak.. İmamoğlu gibi çapsız bir adamın yeniden İstanbul'u kazanmasına gönlüm razı olmaz. Umarım İstanbul seçmeni, bir beş yılını daha bu beceriksiz adama teslim etmez.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.