Karaciğer Rahatsızlıklarında Erken Tanı Çocuklarda Hayat Kurtarıyor

Karaciğer Rahatsızlıklarında Erken Tanı Çocuklarda Hayat Kurtarıyor
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji-Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Buket Dalgıç, çocuklarda karaciğer hastalıklarının tedavisinde erken tanının büyük önem taşıd...

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji-Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Buket Dalgıç, çocuklarda karaciğer hastalıklarının tedavisinde erken tanının büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

Karaciğer hastalıklarının yenidoğan döneminden itibaren başlayabileceğini belirten Dalgıç, çocukluk döneminde görülen karaciğer hastalıklarının 1/3’ünde yenidoğan döneminde sarılık öyküsü olduğunu söyledi. Yenidoğanlarda sarılığın sık görülen bir bulgu olduğuna değinen Prof. Dr. Buket Dalgıç, “İki ayını doldurmuş bir bebekte hala sarılık varsa bu duruma uzamış sarılık denir. Uzamış sarılıklı her bebekte karaciğer hastalığı şüphesi vardır ve bu bebekler karaciğer hastalığı açısından araştırılmalıdır” dedi.

Yenidoğan döneminde ortaya çıkan karaciğer hastalıklarının çoğunlukla doğuştan getirilen hastalıklar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Dalgıç, “Özellikle karaciğerde yapılan safrayı bağırsaklara taşıyan safra yollarının gelişme bozukluğu olan bebeklerde, uzamış sarılığın yanı sıra koyu renkli idrar ve açık renkli, camcı macunu renginde dışkı olması karakteristiktir” diye konuştu.

Uzamış sarılığı olan bebeklerde dışkının renginin aile ve sağlıkçılar tarafından dikkatle izlenmesi gerektiğini söyleyen Dalgıç, şu noktaya dikkat çekti “ Sadece dışkı renginin farklı oluşundan yola çıkılarak safra yollarının gelişim problemleri tanınabilir ve bu problemlerin bir kısmı erken dönemde ameliyat ile düzeltilebilir”. Yenidoğan döneminde ciddi karaciğer hastalığına neden olan diğer problemleri ise “Anne karnında geçirilen çeşitli enfeksiyonlar ve akraba evlilikleri ile görülme sıklığı artan genetik-metabolik hastalıklar ve bazı hormonal eksiklikler” olarak belirtti.

Çocuklarda genetik hastalıklar, viral enfeksiyonlar, şişmanlığa bağlı karaciğer yağlanması yanında sık kullanılan ağrı kesicilerin, ateş düşürücülerin ve antibiyotiklerin karaciğer hasarına neden olabildiğini belirten Prof. Dr. Dalgıç, “Doğadan toplanarak tüketilen yabani mantarların bazı türleri ve piyasada satılan zayıflama ilaçlarının bir kısmı ölüme neden olan ciddi karaciğer yetmezliği ile sonuçlanabilir” dedi.

Karaciğer hastalığı denilince akla ilk gelen yakınmanın sarılık olduğunu söyleyen Buket Dalgıç, daha büyük çocuklarda da dikkat edilmesi gereken durumları şöyle sıraladı: “İdrar renginin çay gibi koyulaşması, bazen dışkı renginin açılması, kaşıntı, göz aklarından başlayan ve cilde yayılan sarılık, değişik nedenlerle olan kanamaların uzun sürmesi, büyüyen karaciğer ve dalağın oluşturduğu karın şişliği gibi bulgular.”

Prof. Dr. Buket Dalgıç, karaciğer hastalıklarının bulgularını “Büyüme-gelişme problemleri, karaciğer, dalak büyüklüğü, cilt bulguları, değişik nedenlerle yapılan kan testleri sırasında karaciğer enzimlerinin yüksek bulunması, kanama testleri bozukluğu, sarılık, kanamalar, karında su toplanması, bilinç bozuklukları” şeklinde sıraladı.

Buket Dalgıç, yenidoğan döneminde başlayan karaciğer hastalıklarının çoğunluğunun kalıtsal olduğunu ifade ederek, akraba evliliklerinin önlenmesinin kalıtsal hastalıkların görülme sıklığını azaltacağını söyledi. Uzamış sarılığı olan yenidoğanlarda karaciğer hastalıklarının akla gelmesi gerektiğini belirten Dalgıç, “Sağlık çalışanları bu açıdan bilinçli olmalıdır. Hepatit A ve B gibi aşı ile korunulabilir hastalıklar için aşılama önleyici bir tedbirdir ve ülkemiz ulusal aşılama programında bu aşılar yapılmaktadır” diye konuştu.

Şişmanlığın önlenmesi ile yağlı karaciğer hastalığının da önlenebileceğini kaydeden Dalgıç, “ Karaciğer hastalıklarının erken tanısı özellikle bir diyet, ilaç veya düzeltici ameliyat ile tedavi edilebilecek hastalıklar için çok çok önemlidir” dedi.

Karaciğer hastalıklarının tedavisinin hastalığın nedenine ve evresine göre değiştiğini söyleyen Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji-Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Buket Dalgıç, erken dönemde teşhis edilen ve ameliyat veya ilaçlarla tedavisi olası olan durumlarda bu tedavilerin uygulanacağını söyledi.

Dalgıç, ani karaciğer yetmezliğinin ilaç, mantar zehirlenmesi, enfeksiyonlar, otoimmün hepatit, çeşitli metabolik-genetik hastalıklar nedeni ile her yaş grubunda gelişebileceğini anlattı. Ani karaciğer yetmezliğinin bilinç bulanıklığı, sarılık ve kanamalar ile kendini göstereceğini belirten Buket Dalgıç, bu rahatsızlığın destekleyici tedavi ile nadiren düzelebileceğini, ancak karaciğer nakli yapılmaması durumunda çoğunlukla ölümle sonuçlanacağını dile getirdi.

Karaciğer naklinin, nedeni ne olursa olsun ani karaciğer yetmezliği ve uygulanan tedavilere rağmen son dönem karaciğer hastalığı gelişmiş olgularda hastanın yaşaması için gerekli tek tedavi seçeneği olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Buket Dalgıç, “Karaciğer nakli, canlılardan alınan parça karaciğer ile veya yakınlarının organ bağışı yaptığı ölmüş kişilerden alınan karaciğer ile yapılabilir” dedi.

“Ülkemizde ölen kişilerin ailelerinin yaptığı organ bağışı oranı son derece az bu nedenle, çocuklarda genellikle uygun anne-baba veya 18 yaşını geçmiş 4. dereceye kadar diğer akrabalar canlı verici olmakta” şeklinde konuşan Dalgıç, “Karaciğer nakli işlemi Gazi Üniversitesi Organ Nakli Merkezi dahil olmak üzere ülkemizde başarı ile yapılmakta ve yaşam şansı kalmamış çocuklara yüksek oranda ikinci bir yaşam şansı sağlamaktadır” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.