Memur Olma Hakkını İstiyor
Annesi tarafından terk edilince yetiştirme yurdunda devletin koruması altında büyüyen Taner Tıngaz, memur olma hakkı varken bürokratik engelleri aşamadığı için inşaatta çalışarak ailesinin geçimini sağlamaya çalışıyor. Türkiye’de aynı durumda bulunan 10 bin gençten biri olan Taner, devlet büyüklerinin artık mağduriyetlerini görmesini bekliyor.
Çocukluğunu yaşayamadan büyüyen Taner Tıngaz (25) devletin desteğiyle hayata tutundu. Ancak şimdilerde ise memur olmak için mücadele veren Tıngaz, toplumda 4+4+4 olarak bilinen yasa nedeniyle ilköğretim eğitimi almasına rağmen memur olamıyor. AK Parti Hükümeti döneminde yapılan iyileştirmelerin hiçbir dönemde yapılmadığına işaret eden Tıngaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam’dan yardım istedi. Tıngaz’ın başvuruları sonucu İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü ’Gencimiz ilköğretim mezunu açık liseye devam ediyor, memur olabilir’ derken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, "Liseyi bitirdikten sonra memurluk başvurusunu alabiliriz" görüşünü savunuyor. Eşinin talasemi hastası olduğunu ve çalışması gerektiğini anlatan Tıngaz, "Devlet bize memur olma hakkı vermiş ama bu haktan yararlanamıyorum. Sayın Bakanımızın yardımını bekliyorum" diyor.
Kanunların kendisine devlet memuru olma hakkını verdiğini ancak 2 yıldır bürokrasi sebebiyle memur olamadığını savunan Tıngaz, inşaatta çalışarak evini geçindirmeye çalışıyor. Tıngaz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na başvurduğunu ancak bakanlığın 4+4+4 yasasının 2012 yılında yasallaştığını, Taner Tıngaz’ın ise, ilköğretim okulunu aynı yıl yasa çıktıktan sonra tamamladığını ifade ederek, başvuruyu kabul etmediğini belirtiyor.
“10 BİNİN ÜZERİNDE MAĞDUR VAR”
Kanunların yanlış yorumlandığını, gereken tüm nitelikleri taşıdığını söyleyen Tıngaz, şöyle konuştu: “Devlet dairelerine girme gibi bir imkanı var. Fakat Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndaki ilgili birim Eğitim ve Toplumsal Destek Daire Başkanlığı bu imkanımızı kısıtlamaya çalışıyor. Şu anda Türkiye’de 10 binin üzerinde koruma kararı kaldırılmış kardeşimiz var. 50’nin üzerinde 4+4+4 mağduru var. 4+4+4 Milli Eğitim Bakanlığı’na göre bizi kapsamıyor. Ancak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bunu kabul etmiyor. Milli Eğitim Bakanlığı da tam tersini söylüyor. Fakat bu ortadaki yanlış yorumu biz aşamıyoruz. Hem ortaokul mezunuyuz hem de liseye kayıtlı durumdayız. Bakanlığa bunu da anlatıyoruz. Ancak mağdur ediliyoruz. Ben 2012’de 25 yaşında mezun oldum. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na iş başvurusunda bulundum ancak kabul edilmedi. En son Şubat 2014’te çıkan KHK’ya göre ‘en az ilkokul ve ortaokul mezunu olan kişiler memur olabilir’ hükmü var. Fakat şu an bakanlık benim mezun olduğumu kabul etmiyor. Milli Eğitim ise ‘Madem ortaokul mezunu değilsin bakanlık seni liseye nasıl kaydediyor’ diyor. Biz de bu çelişkiyi aşmaya çalışıyoruz. Eğer bu sorunsa çözülmeli, ama bu mağduriyetlikse mağduriyetim giderilmeli” dedi.
Konuyla ilgili Ankara’da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı Nesrin Çelik ile de görüştüğünü aktaran Tıngaz, Çelik’in kendisine çok yardımcı olduğunu, alt birimlere talimat verdiğini ancak yine sonucun gelmediğini belirtti.
“ALLAH HÜKÜMETİMİZDEN RAZI OLSUN”
AK Parti Hükümeti’nin yetiştirme yurtlarına yaptığı iyileştirmeleri hiçbir hükümetin yapmadığına işaret eden Tıngaz şunları söyledi: “Allah razı olsun ki biz 12 senedir görmediğimiz şeyleri bu hükümet sayesinde gördük. Biz bunları inkar etmiyoruz. Fakat onun altındaki bürokrasiyi bir türlü aşamıyoruz. Bakan Hanım talimat veriyor ancak altındaki bürokrasiyi aşamıyoruz. Ak Parti Hükümeti’nin 12 yılda yetiştirme yurtlarındaki çocuklar için yaptığını kimse yapmadı. Sevgi yuvalarımız var, çok güzel şekilde bakılıyorlar. Fakat Bakanımız, Başbakanımız bu sorunları bilmiyor. Bilmediklerine de eminim. Çünkü duyarlı insanlar. Öyle insanlar oldukları için zaten biz sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Yoksa biz bakanlığımızdan kesinlikle şikayetçi değiliz. Bakanımızdan kesinlikle şikayetçi değiliz. Biz aksine Bakanımız destekliyoruz, seviyoruz. Ama onun altındaki bürokrasiyi aşamıyoruz. Herkes işini yapsa biz bu kadar mağdur edilmezdik. Şu an 2 senelik bir mağduriyetim var. Mağduriyetimle ilgili bütün haklarımı arayacağım ama ne değişecek ki 2 senedir mağdur edildim. Bu 2 senelik mağduriyetimin karşılığı ne olursa olsun benim psikolojimi geri verebilecek mi? Benim yaşadığım zorlukları geri verebilecek mi?”
“BAKAN İSLAM’A SESLENİYORUM”
Mücadelesini 2012’den bu yana sürdürdüğü belirten Tıngaz, Bakan Ayşenur İslam’a seslenerek şunları söyledi: “3413 sayılı kanunun 4. maddesinde ’Kamu kurum ve kuruluşları her yıl, hangi statüde olursa olsun serbest kadro sayılarıyla bunun binde biri oranında alacakları korunmaya muhtaç çocuk sayısını, adaylarda aranan nitelikleri, sınav tarihini ve yerini kuruma bildirmek ve bu kadrolara kurumca bildirilen korunmaya muhtaç çocuklar arasında yapılacak giriş sınavlarında başarılı olanlar arasından atama yapmak zorundadır’ denilmektedir. Ben buradan Sayın Bakanımız Ayşenur İslam’a sesleniyorum. 2828 sayılı yasanın 24. maddesinin içeriğine bakıldığında, ’Yetiştirme yurtlarında ayrılan çocuklar yaşam boyu izlenir’ ifadesi yer alıyor. Bunu siz çıkardınız, Allah bin kere razı olsun. Fakat ilgili kişiler bu uygulamayı yapmıyor. Biz ne bir particiyiz ne bir sempatizanız. Biz toplumun sesiyiz kendi sesimizi de duyurmak istiyoruz.”
“KÖTÜ YOLLARA DÜŞMÜŞ KARDEŞLERİMİZ VAR”
8 yaşından beri yetiştirme yurdunda eğitimli insanlarla büyüdüğünü ancak herkesin kendisi kadar şanslı olmadığını belirten Tıngaz, “Ben çok eğitimli insanların yanında büyüdüm. Eğitimi tam olarak aldım. Ama dışarıda birçok kurumlarda mağdur edilmiş, bakılmamış, eğitimi tam verilmemiş çocuklarımız var. Şu an uyuşturucu kullanan, bataklığa düşmüş kardeşlerimiz var. Şu an Ankara’da pavyonlarda çalışan yetiştirme yurdundan çıkmış kardeşlerimiz var” şeklinde konuştu.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.