Öğrencileri için mutfağını sınıfa, buzdolabını tahtaya, oyuncakları deney materyaline dönüştürdü
Sincan Süleyman Şah Ortaokulu Fen Bilgisi Öğretmeni Esma Şahiner, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uzaktan eğitim yoluyla bir araya geldiği öğrencilerinin fen bilimlerine ilgisini artırmak ve derslerden geri kalmamalarını sağlamak için evdeki imkanlarla farklı öğretim yöntemleri uygulamaya başladı.
Mutfağını küçük bir laboratuvar sınıfına, buzdolabını tahtaya dönüştürerek öğrencileriyle birlikte eğlenceli deneyler yapan Şahiner, çocuklarının oyuncaklarını da bu çalışmalara dahil etti. Mart 2020'den itibaren ağırlıklı olarak uzaktan eğitimle okullarına devam eden öğrenciler, öğretmenlerinin bu çabası sayesinde fen bilgisini ev deneyleriyle keyifle öğrenmeyi sürdürüyor.
"BU ŞARTLARDA ÖĞRENCİLERE VERİLEBİLECEK EN İYİ EĞİTİMİN VERİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Öğretmen Şahiner, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 yıldır öğretmenlik yaptığını, 10 yaşında bir kızı ve 5 yaşında bir oğlu olduğunu anlattı.
Salgınla birlikte hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin ilk kez uzaktan eğitimi tecrübe ettiklerine dikkati çeken Şahiner, başlangıçta adaptasyon konusunda zorluklar yaşandığını ama şu anda sistemin çok güzel oturduğunu vurguladı.
Şahiner, ekrandan çocuklara bir şeyler aktarabilmek için devamlı yeni yöntemler bulmanın gerekliliğine işaret ederek, "Ben de fen bilgisi dersleri için evimde bulunan malzemeleri kullanmaya başladım. Oğlumun legolarından periyodik cetvel yaptım. Buzdolabımı tahtaya dönüştürdüm, ekran görüntüsünü oraya yansıtarak öğrencilerime bir şeyler aktarmaya çalışıyorum. Sistemimiz oturdu, her şey rayında ilerliyor. Bu şartlarda öğrencilere verilebilecek en iyi eğitimin verildiğini düşünüyorum." dedi.
"OYUNCAK TOPLARA ELEMENTLERİN SEMBOLLERİNİ YAZDIM"
Fen bilgisi derslerinin deneysiz olamayacağının altını çizen Şahiner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Örneğin derste basınç konusunu işlerken mutfaktaki malzemeleri kullandım. Katı basıncını oğlumun 'Jenga' oyununu kullanarak anlattım. Öğrencilerimin ilgisini çekebilmek için oyuncak toplara elementlerin sembollerini yazdım, bana bir renk söyleyin o renkteki elementi tahmin etmeye çalışalım şeklinde sürdürdüm dersleri. Bunları yapmaya çalışıyorum çünkü çocuklar beni çok küçük bir ekrandan görebiliyor. Ne kadar çok materyal kullanırsam ilgilerini de o kadar çekebilirim demek.
Çocuklarımın oyuncakları, mutfaktaki kaplar, eşyalar hepsi benim için bir deney materyali haline geldi. Öğrencilerim de bu durumdan çok memnun. Onlar için de güzel bir deneyim olmaya başladı."
"ÖĞRENMELERİ ÇOK DAHA KALICI HALE GELİYOR"
Şahiner, Kovid-19'un tüm olumsuz etkilerine karşın öğrencilerinin medya okuryazarlığı ve öz denetim becerileri konusunda bilinç kazandığını, sabah erkenden kalkıp ekran karşısına geçtiklerini belirtti.
Evde yapılan deneylerin çocukların kalıcı öğrenmesine çok önemli katkılar sağladığını vurgulayan Şahiner, "Ders öncesinde çocuklara şu malzemeleri hazırlayıp ekran karşısında olalım diyorum. Hepsi evimizde bulunan bardak, su, kağıt gibi malzemeler zaten. Çok küçük materyaller ama akılda kalıcılığı inanılmaz yüksek. Ekran karşısında kendileri deney yaptığında öğrenmeleri çok daha kalıcı hale geliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Şahiner, soru yelpazesi, konu tekrarı ve müfredata uyum açısından EBA yayınlarının öğretmenlerin en büyük kurtarıcısı olduğunun altını çizdi.
TÜRKİYE GENELİNDEN YÜZLERCE ÖĞRENCİ SOKAK HAYVANLARI İÇİN BARINAK TASARLADI
Fen bilgisi derslerinin yanı sıra öğrencileriyle farklı sosyal sorumluluk projelerini de hayata geçirdiklerini dile getiren Şahiner, şunları kaydetti:
"Ayrıca öğrencilerimle 'Her Can Değerlidir' isimli bir eTwinning projesi uyguladık. Çıkış temamız pandemiydi. Sokağa çıkma yasaklarında sokak hayvanlarının insanlara ihtiyaç duyduğu temasından yola çıkıldı. Öğrencilerle birlikte sokak hayvanları için barınaklar yaptık. Şırnak, Cizre, Antalya, Kilis, Bursa gibi çok çeşitli illerden öğretmenlerimiz yüzlerce öğrenciyle birlikte sokak hayvanları için barınaklar tasarlayıp düzenli olarak onları beslemeye başladı. Öğrencilerde de bu konuda bir duyarlılık, farkındalık gözlemliyoruz. Öğrencilerle birbirimizi görmeden, sadece iletişim sağlayarak 50'ye yakın barınak tasarladık."
"GÖZLERİNDEKİ O IŞIĞI GÖRMEYİ ÇOK ÖZLEDİM"
Yüz yüze eğitimin başlamasını büyük bir heyecanla beklediğini de vurgulayan Şahiner, "Öğrencilerimi inanılmaz özledim. Nöbet günlerinde gelip bana sarılmalarını, 'öğretmenim size yardımcı olalım, birlikte nöbet tutalım' demelerini ya da derste anlattığım bir konuyu anladıkları anda gözlerinde oluşan o ışığı görmeyi çok özledim. İnşallah en kısa zamanda kavuşacağız." diye konuştu.
Kaynak:Anadolu Ajansı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.