SANKO Üniversitesi’nde 10 Kasım Atatürk’ü Anma Programı

SANKO Üniversitesi’nde 10 Kasım Atatürk’ü Anma Programı
Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 84’üncü yılında, SANKO Üniversitesi’nde düzenlenen törenle anıldı.

Edebiyat Kulübü tarafından SANKO Üniversitesi Hastanesi Anadolu Toplantı Salonu’nda düzenlen törene, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Metin Bayram, Genel Sekreter Dr. Yusuf Ziya Yıldırım, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Salih Murat Akkın, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Ayşen Bayram, SANKO Üniversitesi Hastanesi Genel Müdürü Dr. Sermet Kileci, Genel Müdür Yardımcıları Rabia Ağar ve Hüseyin Söylemez, Mesul Müdür Dr. Suat Özerbaş, çok sayıda akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve aziz şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törenin sunuculuğunu SANKO Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü 1’inci sınıf öğrencisi Onur Yücel üstlendi.

PROF. DR. ŞAHİN ABDULLAH SIRMALI

SANKO Üniversitesi Ortak Dersler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şahin Abdullah Sırmalı, “Ordinaryus Yüzyılı” konulu bir sunum yaptı.

Prof. Dr. Sırmalı, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir askeri deha olma yanında, ileriyi gören ve ülkesini muasır medeniyetler seviyesine ulaştırmak için her türlü donanım ve bilgiye sahip bir lider olduğunu söyledi.

“Her şeyi kaybettiğini düşünen milletimiz için kurtuluşun ve yeniden doğuşun rotasını çizen Büyük Önderimiz ileriyi görerek attığı adımlarla ülkemizin aydınlık kaderini de yazdı” diyen Prof. Dr. Sırmalı, “Sadece Türk tarihine değil dünya tarihine de yaptıklarıyla damga vuran Büyük Önder, İstanbul’un fethiyle başlayan beyin göçünü tersine çevirdi” dedi.

Prof. Dr. Sırmalı, bin yıllık Doğu Roma İmparatorluğu’nun sona ermesiyle yaşananları, “Orta Çağ kapandı ve Yeni Çağ başladı. Osmanlıların Avrupa siyasetindeki üstünlüğü ve stratejik önemi arttı. İstanbul'dan Roma'ya giden bilim adamları Rönesans'ın başlamasını sağladılar” sözleriyle özetledi.

PROFESÖRLERİN HOCASI ORDİNARYÜS KAVRAMI

Ordinaryüs kavramının, Türk üniversitelerinde 1933 reformu ile oluşturulan ve 1981 yılında çıkarılan 2547 sayılı YÖK Yasası ile lağvedilen akademik unvan olduğunu anımsatan Prof. Dr. Sırmalı, şu bilgileri paylaştı:

“Ordinaryüs payesi en az beş yıl profesörlük yapmış, bilimsel çalışmalarıyla kendini tanıtmış öğretim üyeleri arasından seçilerek bir kürsünün yönetimiyle görevlendirilen kimselere verilirdi. Türk üniversitelerine Alman akademik sisteminden aktarılmıştır. Profesörlerin hocası anlamına da gelmektedir.”

Büyük Önderin eğitim ve öğretime büyük değer verdiğini ve bu konuda adım adım çok önemli çalışmalar yaptığına vurgu yapan Prof. Dr. Sırmalı, 6 Mayıs 1920 TBMM’de Maarif Vekilliği kurulmasıyla başlayan süreçten sonraki ilerlemeleri şöyle sıraladı:

“25 Kasım 1920 TBMM’de öğretmen ve öğrencilerin askerlik görevleri ertelendi.

16–21 Temmuz 1921 Ankara’da Maarif Kongresi düzenlendi.

3 Mart 1924 Eğitim–Öğretim Birliği Kanunu çıkarıldı.

1927–1930 Avrupa'ya doktora eğitimi için 500 öğrenci gönderildi.

31 Mayıs 1933 Üniversite Reformu Yasası TBMM'de kabul edildi.

Temmuz 1933 Alman bilim insanlarıyla ilk sözleşmeler imzalandı.

1 Ağustos 1933 İstanbul Üniversitesi kuruldu.

1932–1933 Öğrenciler yurda dönmeye başladı.

1933–1934 Öğretim Yılında kadrosunda 27 yerli, 38 yabancı ordinaryüs profesör vardı.”

Prof. Dr. Sırmalı, “Yaşadığımız bu güzel vatanı ve sahip olduğumuz her şeyi borçlu olduğumuz Büyük Atamızı ebediyete intikalinin 84’üncü yılında rahmet, minnet ve özlemle anıyor, bir kez daha aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.