Sanko Üniversitesi’nde Bilimsel Toplantı

Sanko Üniversitesi’nde “Kök Hücre Tedavilerine Güncel Yaklaşımlar” konulu konferans düzenlendi.

Kocaeli Üniversitesi, Kök Hücre ve Gen Tedavileri Araştırma Uygulama Merkezi’nden Prof. Dr. Erdal Karaöz’ün konuşmacı olarak katıldığı konferansın açılış konuşmasını Sanko Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı yaptı.

Yrd. Doç. Dr. Darıcı “Sanko Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak düzenlediğimiz bugünkü konferansımızda, Kök Hücre alanında önemli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Erdal Karaöz’ü misafir etmekten mutluluk duyuyoruz” diyerek sözü Sanko Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav’a bıraktı.

Prof. Dr. Sınav ise “Sanko Üniversitesi olarak amacımız Gaziantep’i eğitim ve araştırma çalışmaları açısından da bir cazibe merkezi haline getirmek. Hazır bilgiyi kullanmak yerine, bilgi üretmek istiyoruz. Bilimsel toplantılar bu açıdan çok önemli ve bu tür toplantıların devamlılığını sağlayacağız” şeklinde konuştu.

“Kök Hücre Tedavilerine Güncel Yaklaşımlar” konulu sunumunu yapmak üzere söz alan Prof. Dr. Erdal Karaöz de “Vücudumuzda yok edildiği kadar, hücre yenilendiğinde hiçbir sorun yok. Ancak durum her zaman bu şekilde olmuyor” diyerek söze başladı.

Diyabet, Alzheimer, ALS, MS, kas distrofileri gibi pek çok hastalığın şu anda modern tıbbi yöntemlerle tedavi edilemediğine dikkati çeken Prof. Dr. Karaöz, bu hastalıkların ortak özelliğinin buna neden olan dokulardaki hücrelerin ölmesi olduğunu ve bunların tedavisine yönelik kök hücreyle ilgili bilim insanlarının çok ciddi çalışmaları yapıldığını söyledi.

Prof. Dr. Karagöz, “En büyük kök hücre zigot. Ancak etik ve dini nedenlerle atık dahi olsa insan embriyosunun kullanılması ülkemizde yasak. Bu bu engeli vücuttaki kök hücre olmayan hücreleri, hücre içi yolakları çeşitli kimyasal uyaranlarla aktive/inhibe ederek kök hücrelere dönüştürmek suretiyle aşmaya çalışıyoruz. Bu konuda Sanko Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hakan Darıcı ile yürüttüğümüz ve devam ettirmeyi planladığımız çalışmalarımız da mevcut” diyerek çalışmaları hakkında bilgiler verdi.

“Bir hücreye kök hücre diyebilmek için en az 3-4 kriteri sağlaması lazım. Bu aşamada kök öncelikle kök hücreyi elde ediyor, ardından kök hücre olduğunu doğrulayan testler yapıyoruz” diyen Prof. Dr. Karaöz, şöyle devam etti:

“Sonraki aşamada da ilgili hücrelere farklılaştırarak üzerinde denemeler yapıyor veya canlıya naklediyoruz. Buna örnek olarak diş pulpasından aldığımız bir kök hücreyi, insülin üreten bir hücreye farklılaştırıp tekrar nakletmek verilebilir.”

Kök hücrelerin antienflamatuvar etki gösterdiğini, uyarılmış bağışıklık sistemine “dur” dediklerini ifade eden Prof. Dr. Karaöz kök hücre tedavilerinin organ transplantasyonunda sağ kalımı ve yan etkileri azaltmada da çok etkili olduğunu dile getirdi.

Kök hücrelerin en önemli özelliğinin hasarlı dokuya kendiliğinden gitmesi olduğunu, bundan da kanser tedavisinde yararlanılabileceğini anımsatan Prof. Dr. Karaöz, sözlerini doku mühendisliğinin ilerleyen zamanda çok önem kazanacağını sözlerine ekledi.

Katılımcıların sorularını cevaplayan Prof. Dr. Karaöz’e plaket takdimiyle konferans sona erdi.