Vücudun “Öksüz” Organı
Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde görev yapan Op.Dr. Ahmet Bülent Kargı, diyafram kasının vücudun en hayati işlerinden birini yapan ancak önemi ve hastalıkları yeterince tanınmayan adeta "öksüz" bir organ gibi olduğunu belirtti.
“GÜNDE ORTALAMA 20 BİN DEFA NEFES ALIRIZ”
Diyafram kasının, göğüs boşluğuyla karın boşluğunu ayıran hayati öneme sahip bir kas olduğunu söyleyen Op. Dr. Ahmet Bülent Kargı, “Diyafram kası, solunumun yüzde 80’ini sağlar. Günde 17 ila 23 bin ortalama 20 bin defa kasılıp gevşer. Yapı ve fonksiyonu diğer kaslardan farklıdır. Kubbe şeklindedir. Kasılınca küçülüp düzleşir ve akciğerlere hava girer. Nefes verme pasiftir. Yani kasılma durunca diyafram kubbe haline döner ve nefes dışarı çıkar” dedi.
“DİYAFRAM HASTALIKLARI İKİYE AYRILIYOR”
Diyafram hastalıklarının yapısal ve işlevsel olarak iki türlü olduğunu belirten Op.Dr. Kargı, şunları söyledi:
“Yapısal bozukluklar; yırtıklar, fıtıklar, tümörler, işlevsel bozuklukları da diyafram siniri felci, ALS, hıçkırık olarak sıralayabiliriz. Diyafram travmaları ve yırtıkları, göğüs ve üst karın bölgesi künt travmalarının yüzde 1 ila 3’ünde görülür. Özellikle aniden durma, çarpma ve sıkışma şeklindeki kazalarda daha fazla görülmektedir.”
“NEFES DARLIĞI VE BAĞIRSAK TIKANIKLIĞI VARSA ŞÜPHENİLMELİ”
Diyafram yaralanmalarının bir özelliğinin, büyük kısmının hemen sıcağı sıcağına çekilen filmlerde çıkmaması ve gözden kaçması olduğunu belirten Op. Dr. Kargı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kesici ve delici aletle yaralanmalarda ise, meme başı hizasıyla üst karın bölgesi arasında giriş deliği varsa diyafram yaralanmasından şüphelenmelidir. Karın içi basıncı pozitif, göğüs içi basıncı negatif olduğundan karın organları buldukları yırtıktan yukarı çıkma eğilimindedir. Travma anında veya takip eden sürede nefes darlığı, bağırsak tıkanıklığı belirtileri varsa diyafram yaralanmasından şüphelenilmelidir.”
“DİYAFRAM FITIKLARI DOĞUMDA HEMEN FARK EDİLİR”
Diyafram fıtıklarının hemen hepsinin doğumsal olarak görüldüğüne vurgu yapan Op.Dr. Kargı, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu fıtıkların yüzde 80’i soldadır. Doğumda hemen fark edilir ve kısa sürede ameliyat edilmelidir. Ön tarafta olan fıtıklar ileri yaşlara kadar belirti vermeyebilir. Ameliyatla tamir edilir. Diyafram tümörlerine gelirsek, bunlar oldukça nadir ve genelde tesadüfen ortaya konur. Tek tedavisi ameliyatla çıkarılması ve oluşan açıklığın yamayla kapatılmasıdır.”
“ALS HASTALIĞI DA DİYAFRAMI ETKİLEYEN BİR DURUMDUR”
By-pass ameliyatlarında sinirin etkilenmesine bağlı olarak oluşan sol diyafram felcinin de zamanla düzelebileceğinin altını çizen Op.Dr. Kargı, düzelmez ve solunumu etkilerse diyafram küçültme ameliyatının yapılacağını belirtti. Op.Dr. Kargı, son günlerde adı çokça duyulur olan ALS hastalığının da diyaframı felç eden bir sinir hastalığı olduğunu belirterek "Ayaktan başlayıp giderek yukarı çıkan felçler, diyafram sinirine ulaşınca solunumu durdurup ölüme yol açar. Harabiyet ilerlemeden diyafram pili yerleştirerek hastanın solunum yetmezliğine girmesi engellenebilir” dedi.
Diyafram felcine yol açan durumlardan biri olan boyun kırıkları hakkında da konuşan Op.Dr. Kargı, sözlerini şöyle tamamladı: “Diyaframın siniri, boyundaki 3, 4 ve 5. omurların arasından çıkar. Buradaki kırıklarda diyafram çalışmaz ve kişi nefes alamaz. Eskiden sürekli solunum cihazıyla hava verilirdi, şimdilerde artık diyafram pili yerleştirilerek soluması sağlanabiliyor.”
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.