Abdal Halil Ağa İçin Kurtuluşun 100. Yılında Anma Yürüyüşü Düzenlendi
‘’Maraşlım! Bir Hamaset Destanı Nakşedildi Bağrına, Yurdumun Aslanları Öldü İman Uğruna, Ruhlarda Bayraklaşan Allah İçin Savaştır, Bu Şehitler Diyarı İşte Bu Yer MARAŞTIR’’ diyerek destan yazan Kahramanmaraşlılar, Kurtuluş’unun 100. Yılında Abdal Halil Ağa için davullar eşliğinde anma yürüyüşü düzenlendi.
Kahramanmaraş Gençlik Merkezi Müdürü Ahmet Asım Demirdöğen, " Bu toprakların iddiası İslamdır, bu toprakların iddiası mazlumdan yana olup zalime karşı durmaktır. Bu toprakların kaderi kendi göbeğini kendin kesmektir. Maraş şehri bu iddianın en güçlü şehridir. Maraş şehri mesele din bahsi oldu mu, mesele vatan bahsi oldu mu, namus bahsi oldu mu kendi diriliş hikâyesini yazan şehirdir. Maraş hocasıyla, abdalıyla, esnafıyla, askeriyle kendinden menkul bir varoluş hikâyesidir. Siz gençlere düşen bu hikâyeye, bu hatıraya, bu iddiaya sahip çıkmaktır. Aradan değil 100 yıl, 1000 yıl dahi geçse yaşadığı toprağın iddiasına sahip çıkmaktır bize düşen.’’ dedi.

‘’Abdal Halil Ağa’yı bir davulcu olarak tanımak ve tasavvur etmek çok yanlıştır. O Kahramanmaraş’ta ki işgalleri sıfıra indiren bir Türk İslam kahramanıdır. O bir Oğuz evladıdır.’’ diyen Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformu Başkanı Ahmet Kolutek, "Dün Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisinden bir yasa geçti bu kararı, önce bir Türk olarak sonra da Kahramanmaraş Tarih ve Kültür Turizm Platformu olarak kınıyoruz. 2008 de bir program yapmıştık orada Abdal Halil Ağa’nın kızı Yeter Davulcubaşı şunu söylemişti “Benim babamın o zaman ki duruşu Kahramanmaraş’ın kurtuluşunun hin taşıdır.” demişti. Bakın Abdal Halil Ağa’nın o duruşu “Bu din bahsidir, bu memleket bahsidir, ben Müslüman kardeşlerimin böğrüne çomak vuramam” işte bu omurgalı söz önce Kahramanmaraş’ın sonra milli mücadelenin derinliklerine nüfus ederek dalga dalga Anadolu’ya yayılmış milli birlik ve topyekûn kurtuluş anlamın da hepimizin bir beden oluşuna vesile olmuştur. Abdal Halil Ağa’nın davulunun tokmağı önce Maraş’ta ki ellik gâvurunun onların hamisi Fransızların daha sonra da Anadolu coğrafyasını işgale kalkan emperyalist güçlerin kafasına inmiştir. Abdal Halil Ağa’yı bir davulcu olarak tanımak ve tasavvur etmek çok yanlıştır. O Kahramanmaraş’ta ki işgalleri sıfıra indiren bir Türk İslam kahramanıdır. O bir Oğuz evladıdır.’’ Şeklinde konuştu.

Başkan Kolutek konuşmasına şu şekilde devam etti: ‘’10 yıl öncesine kadar Abdal Halil Ağa’yı sadece Maraş’ın kurtuluşun da adı geçen olarak tanır dık. Gökhan Gökçen kardeşimin Beyaz Sessizlik isimli kitabından sonra Abdal Halil Ağa’yı daha iyi tanımaya başladık. Sadece adı kurtuluşlarda adı anılan nisyana terk edilen bir kahramandı. Üzülerek söylüyorum ki bizim genel tarihimiz hep tezatlar ile doludur. Bazı gaflet erbabı cüceler devleşmiş, bazı milli kahramanlar ise nisyana terkedilerek cüceleştirilmiştir. Milli kahramanları unutmak nasıl bir felaket ise sahte milli kahramanlar uydurmak da o kadar vahimdir. Kurtuluşun unutulan, unutulmaya yüz tutan hatta unutturulan milli kahramanlarımızı gün yüzüne çıkartmak başta tarihçilerimizin, Kahramanmaraş Tarih Kültür ve Turizm Platformunun asli görevidir. Ne diyor şair “korkmayın bedelsiz vatan olmaz, dem düşmez ise türaba vatan sana yar olmaz”

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı Necati Okay ise, "Abdal Halil Ağa 100 yıl önce bu kahramanlığı göstererek Kahramanmaraş'ımızın kurtuluşuna vesile olan önemli figürlerden bir tanesiydi. Hala Abdal Halil Ağa mantalitesini güden kardeşlerimizi sağımızda solumuzda görmekte bizi ziyadesiyle memnun etmekte. Yani 100 yıl önceki bilinç hala mevcut canlı diri bir şekilde durmakta. Bu da bizi ülkemizin geleceği açısından bizleri çok çok ümitlendirmektedir. İnşallah ilelebet bu ülke payidar kalacaktır. Onların bu kahramanlıkları, bu düşünceleri, sağlam duruşları sayesinde bizde Anadolu’yu vatan kıldık.’’ Şeklinde konuştu.

Abdal Halil Ağa'nın torunu ve Abdal Halil Ağa Derneği Başkanı Doğan Göçkünler, ‘’Abdal Halil Ağa inancın sembolüdür. Abdal Halil Ağa birliğin sembolüdür." diyerek, "Tam 100 yıl önce Mondros Müzakeresi imzalanmış, şehrimizi önce İngilizlere sonra da Fransızlara teslim edilmişti. Yokluk, sefalet, perişanlık hat safhadadır. Dedem Abdal Halil Ağa geçimini davul çalarak sağlamaktadır. Dedem de herkes gibi bir kuru soğana muhtaçtır. Şartlar çok ağırdır. 100 yıl önce Fransızlar şehri teslim almaya gelirler. 1914'te Maraş Milletvekili seçilen Maraş'ta bulunan 21 çiftliğin 16'sının sahibi, Kapalı Çarşı'da bir sürü dükkanı bulunan ve kentin en zengin adamı olan Ermeni Hırlakyan dedeme bir kese altın göndererek Fransızların Maraş'a girişini kutlamak ve törenle karşılamak üzere davul çalmasını ister. Dedem ise o yoklukta o altınları reddederek, "Ben din kardeşlerimin bağrına bu tokmağı vurmam" der. İşte bizler o dedenin torunlarıyız. Bugünde aynı inançla vatan için seve seve canımızı vermeye hazırız. Abdal Halil Ağa inancın sembolüdür. Abdal Halil Ağa birliğin sembolüdür." ifadelerini kullandı.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.