Eskişehir’deki Camilerin Tarihçesini Yazacak

Eskişehir’deki Camilerin Tarihçesini Yazacak
Eskişehir’de tarihi mekanların araştırmasını yapan Nizamettin Arslan, kentteki eski camilerle ilgili yaptığı çalışmaları kitaplaştıracağını, bu konuda çok önemli bilgi ve belgelere ulaştığını söyledi....

Eskişehir’de tarihi mekanların araştırmasını yapan Nizamettin Arslan, kentteki eski camilerle ilgili yaptığı çalışmaları kitaplaştıracağını, bu konuda çok önemli bilgi ve belgelere ulaştığını söyledi.

Özellikle Odunpazarı’nda yoğunlaşan tarihi camiler hakkında bilgiler veren Arslan, camilerle ilgili bütün bilgilerin yer alacağı kitabı yayına hazırlamak için çalıştığını anlattı. Birçok caminin vakıf senetlerine, bazı bilgilerine ulaştığını söyleyen Arslan, "Odunpazarındaki camiler genelde tarihi camiler. Burası ile yerleşim olduğu için buralar geçmişte hep mescitmiş. Biz bunların hepsinin vakıf senetlerini bulduk. Camileri yaptıran zaatların mezar taşlarında çalıştığımız için orada da karşılaştık isimleriyle. Buralar mescitmiş. 1800’li yılların başından itibaren 1950’li yıllara kadar Odunpazarındaki camiler yenilenmiş. Yani mescitler camiye dönüştürülmüş. Hemen hemen hepsinin vakıf senedi elimizde. 1800’lerden sonra olduğu için çoğu yaptıranların mezarlarını da biliyoruz" dedi.

"AH ALMIŞIZ"

2013 Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti Ajansının camileri onardığını anlatan Arslan, "Ajansa çok büyük teşekkürler etmem gerek. Bu camilerin hepsini onardı. Bir kaç tanesi kaldı, ama kalanını da vakıflar yapıyor. Mesela; şurada Müftü Camii var onu vakıflar yapıyor. O da tarihi cami, 4 tane vakfiyesi var onun. Orada 40 odalı medrese varmış, ama medreseden eser yok şimdi. Vakıf senedinde gözüküyor. Sonra tabi bunların vakıf senetlerine baktığımızda ilginç şeylerle karşılaşıyoruz. Bizim, ecdada karşı böyle ne kadar ayıp ettiğimizi söylemek için söyleyecek kelime bulamıyorum. Bu camiyi yaptıran zat; 5 tane dükkan, 6 tane ev vakfetmiş buraya. İki tane keçeci dükkanı, 2 tane tabakhane, 1 tane hamam. 1770’den önce. Şimdi bu kişi bunları Allah rızası için buraya vakfetmiş kıyamete kadar. Biz ne hakla, bunun malını bozabiliyoruz yani? Niye adam olamadığımızı ben şimdi anlıyorum. Ahlı milletiz. Ah almışız. Yani Fatih Sultan Mehmet’in biliyorsunuz bir vakıf duası, bir de vakıf bedduası var. Gerçi bütün vakıf senetlerinin sonunda yazar. Burada bir ayet-i kerime var, ayeti kelimeden sonra yazar; ’Vakıf artık sahih olmuştur. Bundan sonra bu şartları kim değiştirirse, günahı onun boynunadır’ der. Biz buraları satmışız ya, sizin hibe diye vakfettiğiniz bu yerleri biz para ile satmışız. Ne hakla satmışız? Ben bu camilerin tarihçelerini falan yazacağım, kitaplaştıracağım. Belgeleri de kullanacağız. Araştırmacılara da kolaylık olsun. Tekrar tekrar arşive gidip gelmesinler" açıklamasında bulundu.

"HASAN PAŞA DEĞİL SÜLEYMAN PAŞA"

Odunpazarı’nda bulunan Tiryakizade Hacı Süleyman Ağa Camii’nin restorasyonundan da bahseden Nizamettin Arslan, "Restore sırasında camiyi restore edenlere bilgiler veriyorum. Caminin ismi o zamanlar Hasan Paşa Camii. Gittim bu caminin vakıf senedini buldum vakıflardan. Bu camiyle ilgili 30 tane belge buldum. Hiçbirinde Hasan Paşa yok. Bu caminin adı, Es-Seyit, El-Hac Tiryakizade Hacı Süleyman Ağa Camii. Vakıf senedi elimizde. Şimdi cami bitmeden önce abi bir sayfalık biz özet astı, beze yazdırdı; bu cami şu zaman yapıldı falan filan diye. Cami bitti, açılışına 15 gün kala bizim Eskişehir basınında bir yaygara koptu. Yerel basın, ’257 yıllık caminin adını değiştiriyorlar, giden paşam gelen paşam’ diye yazdılar. Çok ilginç olanları var. Yani savcılığın soruşturma açmasını gerektiren yazılar bile var. Neyse hep yazdılar, çizdiler. Caminin adını değiştirmişiz, şuymuş buymuş falan. İşte bu caminin minaresinde yazıyormuş, gösteririm size ne zaman yapıldığını. Minare kitabesinde yazıyor. Elimizde vakıf senedimiz de var. Bu camiyi yaptıran zatın mezarını yukarıda biliyorum. Ondan sonra getirdim mezar taşını tak diye koydum önlerine. Buyurun, 1770’de Süleyman Ağa vefat etmiş. Vakıf senedinde tarih yok. Sureti yazarken, kopya çıkarırken o zamanki memur yazmamış. Ama Hazret 1770’de vefat ettiğine göre, bu cami 1770’den önce yapılmış. Camiden 12 sene sonra da çocukları zaten kitabede de öyle diyor, çocukları babalarının ruhu için minareyi yaptırdılar. Üzerinde kitabesi var. Merak edin bir okuyun. İnsan bir okur oradan" ifadelerine yer verdi.

NİZAMETTİN ARSLAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.