AB’nin politikalarının başarısız olduğunu görüyoruz
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Avrupa'yı birleştirmek için kurulan Avrupa Birliği'nin ve Avrupa Konseyi'nin bırakın ötesini Avrupa halklarını birleştirmede zorluk çektiğini, politikalarının başarısız olduğunu görüyoruz" dedi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen "Türkiye Söyleşileri" programına katıldı. Burada öğrencilere seslenen Bakan Çavuşoğlu, dünyanın ilginç bir süreçten geçtiğini belirterek, "Bir değişim süreci yaşıyoruz, tam olarak nasıl bir süreç olduğunu tanımlayamıyoruz. Dünya nereden nereye gidiyor, iyiye mi yoksa kötüye mi gidiyor. Bir taraftan Trump gibi yek taraflılığı, ben yaptım oldu anlayışını savunan bir siyaset var, diğer taraftan da çok taraflılığı savunmaya çalışan siyaset var. Bugün dünyaya baktığımız zaman çok ciddi sınamalarla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Türkiye çok taraflılığı savunuyor. Bugün çok taraflılığı savunanların bir zafiyeti var. Maalesef çok taraflılık tek başına olmaz. Sizin gibi düşünen ülkelerin olması gerekiyor ama çok taraflılığı başarılı bir şekilde uygulayabilmek için, çok taraflı politikayı etkin bir şekilde uygulayabilmek için bunu uygulayabilecek uluslararası örgütlerin etkin ve güçlü olması lazım. Bugün dünya halklarının beklentilerini karşılayabilir olması gerekiyor. Maalesef başta BM olmak üzere bu beklentileri karşılayabilecek örgüt sayısı çok sınırlı. Avrupa'yı birleştirmek için kurulan Avrupa Birliği'nin ve Avrupa Konseyi'nin bırakın ötesini Avrupa halklarını birleştirmede zorluk çektiğini, politikalarının başarısız olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye olarak Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinin dışında dünyanın her yerindeki örgütlerle yakın iş birliği içinde çalışmak istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Hemen hemen dünyadaki örgütler nezdinde bir statümüz var, ortaklık statüsü, gözlemcilik statüsü. Niçin kendi bölgemizin dışındaki örgütlerle bu kadar yakın iş birliği içinde olmak istiyoruz? Çok taraflılığı savunduğumuz için. Girişimci ve insani dış politikamızın bir yansıması olarak dünyanın her yerinde katkı sağlamak istiyoruz, iş birliğine açığız. Bugün Türkiye Cumhuriyeti olarak tüm yaşanan sorunlar karşısında ve önümüze çıkan fırsatları değerlendirme anlamında izlediğimiz dış politikaya girişimci ve insani dış politika diyoruz. Girişimciliğimiz sadece ülkemizin çıkarlarını her yerde aramak değildir. Ama sizlerin ülkeleriyle ilişkilerimizi bir üst seviyeye çıkartmak, her alanda derinleştirmek ve güçlendirmek girişimci anlayışımızın bir unsurudur. Önümüzdeki süreçte de girişimci dış politikamızı başarılı bir şekilde uygulamak için çalışacağız. Çok yönlü proaktif ve girişimci dış politikamızı eleştirenler oluyor. Özellikle zemin kayması var mı veya var diye sorgulamaya başlayanlar var. Ülkemizin içinde de bunu söyleyenler var. Ama özellikle sizin ülkelerinizde geçmişten bu yana güçlü bir şekilde var olan ülkeler şimdi biz sizin ülkelerinize ulaşmaya başlayınca bizim dış politikamızı sorguluyorlar. Acaba Avrupa'dan uzaklaşıyor musunuz? Bunu sorgulama hakkını nereden buluyorsunuz. Bugünkü Türkiye artık hiçbir yeri ihmal etmeden çok boyutlu, çok taraflı proaktif dış politika izlemek zorundadır. Suriye'deki sorunun çözümü için herkesle birlikte çalışmak zorundayız, Cenevre'de, Astana'da, Soçi'de Anayasa Komisyonu'nun kurulması, ateşkesin devam etmesi, İdlip'te ateşkesin ve sakinliğin korunması, diğer taraftan göçmenlerin gönüllü olarak özellikle teröristlerden temizlediğimiz bölgelere geri dönmesi gibi insani, güvenlik boyutuyla siyasi çözüm dahil en önemli aktörüz. Diğer taraftan Irak'ın yeniden inşası için herkesten fazla bizim sorumluluk üstlenmemiz gerekiyor. Verdiğimiz sözleri de tutarak iş dünyamızla, sivil toplum örgütlerimizle Irak'ın yeniden inşası için en çok desteği biz vereceğiz. Libya, yemen ve bölgemizdeki diğer sorunlara baktığımız zaman hiç kimsenin duyarsız kalmaması lazım. Ama maalesef bugün uluslararası toplumun kendi çıkarlarını önde tutarak dünyada yaşanan birçok gelişmelere sessiz kaldığını, göz yumduğunu hatta zulmü yapan ülkelere silah verdiğini görüyoruz" açıklamasında bulundu.
"DÜNYANIN 170'TEN FAZLA ÜLKESİNDEN ŞU ANDA BURSLU OLARAK OKUYAN 17 BİN ULUSLARARASI ÖĞRENCİMİZ VAR"
Programda bir konuşma yapan YTB Başkanı Abdullah Eren ise, "Türkiye'nin yürütmüş olduğu aktif ve insani dış politika çerçevesinde 2011 yılından beri uluslararası öğrenci hareketliliğini YTB olarak üstlenmiş durumdayız. Dünyanın 170'ten fazla ülkesinden şu anda burslu olarak okuyan 17 bin uluslararası öğrencimiz var. Bizim burslumuz olsun veya olmasın Türkiye'de okuyan tüm uluslararası öğrencileri biz sahipleniyoruz ve hepsinin derdiyle dertlenmeye çalışıyoruz. Türkiye'ye gelen uluslararası öğrencilerimiz bir yandan üniversitelerde örgün eğitimlerini alırken diğer yandan da biz bu toprakların değerlerine ilişkin onlara bir takım katkılar yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de uluslararası öğrenci akademisi bizim için çok önemli bir yer oluşturuyor" ifadelerini kullandı.
Dün Suriye'ye gerçekleştirdiği ziyarete değinen Eren, Ramazan ayı içerisinde Kosova, Makedonya, Batı Trakya, Somali, Almanya ve Hollanda'ya da bir ziyaret gerçekleştireceklerinin altını çizerek, buralarda iftar programları düzenleyeceklerini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.