“Başbakan mı Halter Kaldıracak?”

“Başbakan mı Halter Kaldıracak?”
GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Zeynel Abidin Kıymaz Türkiye'de sabah programları içerisinde beğeniyle izlenen Kanal A televizyonunda yayınlanan 'Basın ve Gündem' programına konuk oldu.

 

Kıymaz hükümetin duble yollar,sağlık hizmeti gibi konularda başarılı olduğunu ama terörle mücadele ve spor da başarısız olduğuna dikkat çekti.200 kişiye yakın bir kafileyle Londra’da Olimpiyatlara giden kafilenin sonuncu olarak dönmesinin yüz kızartıcı bir durumdur.Sorumlular hesap vermeli.”Yani Başbakan mı gelip halter kaldıracak?” dedi.

Usta gazeteciler Selahattin Serçe ve Fatih Şahin’in hazırlayıp sunduğu ‘Basın ve Gündem’ programının canlı yayın konuğu GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Zeynal Abidin Kıymaz oldu.

Kanal’da yaptığı farklı değerlendirmelerle ilgi uyandıran Zeynel Abidin Kıymaz, terör ve Suriye’yi konuştu. 1 saat süren programda Şemdinli’deki olaylar ve Ortadoğu’daki Arap Baharının devamı olan Suriye’deki iç mesele konuşulurken program ilgiyle izlendi.

Çarpıcı tespitleriyle izleyicileri ekrana kilitleyen GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Z.Abidin Kıymaz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başarısızlıklarda ve ihmallerde hesap sorması gerektiğine işaret etti.

“PARTİLERDE SUSKUNLUK VAR”

Hükümete verilen kamuoyu desteğine dikkat çeken GAP Gazeteciler Birliği Genel Başkanı Kıymaz; “Hükümetin arkasındaki kamuoyu desteği Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiçbir hükümete nasip olmamış bir destek söz konusu. Bu destekle birlikte Türkiye’de dokunulmaz denilen kurum ve kişilere dokunulmaya başlandı. Ayrıcalıklı sınıflar kalkmaya başladı. Herkesin sorgulanabildiği ve yargılanabildiği adaletin daha iyi işlediği bir sistem Türkiye oluşuyor. Duble yollar yapılıyor ulaşım açısından rahatlama var sağlık sektöründe güzel şeyler var birde yapılmayıp karnesi zayıf şeyler var. Türkiye’de ciddi muhalefet olmadığından dolayı yapılmayanlar ciddi manada ortaya konmuyor. Bir suskunluk var. Partilerde de lider sultası hakim olduğu için parti içerisinde de muhalefet oluşmuyor. Hiç kimse de kötü giden şeyleri söyleyen ben olmayayım diye konuşmuyor. Türkiye’de terör meselesinde hükümet bizim düşündüğümüz manada halkın beklentilerine uygun başarı elde edemedi. Geçmiş eski metotlarla terörle mücadeleye devam etme gibi bir süreç oldu. Yeni yeni Başbakan yanlışlarını farkına varıyor” dedi.

“TERÖRLE MÜCADELEDE EN BÜYÜK YANLIŞ 28 ŞUBAT’TA YAPILDI”

28 Şubat’ta terörle mücadelede etkin kuvvetlerin tasfiye edildiğini dile getiren Kıymaz; “Bir defa Türkiye’de terörle mücadelede en büyük yanlış 28 Şubatçılar tarafından yapıldı. Çevik kuvvet o dönem iyi organize olmuş ve PKK karşısında etkin olan gücü 28 Şubatçılar tasfiye etti. Terörle mücadele eden yetişmiş ekibi dağıttılar. Ellerindeki ağır silahları aldılar ondan sonra bölgede bir zafiyet meydana geldi. Şimdi terörle mücadele etmiş devlet içerisinde ciddi özveride bulunmuş bu grupları dağıtıp elinden silahlarını alır küstürürsen onların morallerini yok edersen onları dağıtıp toparlamak ve etkin mücadele etmekte zorlanırsın. Bunun en büyük sorumlusu 28 Şubatçılardır. Diğeri de biz Türk toplumu olarak bizim hiçbir zaman Kürtlerle bir sorunumuz olmamıştır. Kürtlere Cumhuriyet tarihi içerisinde yanlışlar yapılmışsa bu Türklere de yapılmış, başörtülüye de yapılmış müslümana da yapılmıştır. Sistemin zalimliklerinin sorumlusu Türk halkı değildir. Biz halk olarak Anadolu’da yaşayan değişik unsur ve kültür gruplarıyla kendi aramızda bir ayrışma hiçbir zaman söz konusu olmamıştır. Anadolu’da dünyada eşine az rastlanan bir kardeşlik var. Biz her zaman Kürtlerin mağduriyetinin yanında yer aldık. Onların müziklerini, kültürlerini, dillerini, okullarını en doğal kendi tabi haklarını kullanmada karşılaştıkları zorlukları aşma konusunda Türk kamuoyu her zaman bunların arkasında oldu” dedi.

“BÖLGEDE GİZLİDEN GİZLİYE KADASTRO ÇALIŞMASI YAPILIYOR”

Büyük İsrail Projesine işaret eden Kıymaz; “Hadiseyi geniş açıdan görmemiz lazım. Bu kadar olay yaşanıyor. Suriye ile bizim komşuluk ilişkimiz olması münasebetiyle doğrudan ilgimiz var. 800-900 kilometre sınır komşunla olan bitenle ilgilenmen kadar doğal bir şey olamaz. Peki, siz dikkat ediyor musunuz aynı sınır komşusu İsrail’le hiçbir ses yoktur. Olan biten hadiseler birtakım güç dengelerini oluşturma, projeler geliştirme peşinde olan bölgede gizliden gizliye kadastro çalışması yapan güçler haritalar çizmişler. Cumhuriyet kurulmadan önce Abdulhamit zamanında da bu haritalar vardı şimdi de var. Büyük İsrail oluşturma projesinin birer halkası ve parçaları. Bölgeyi küçük devletçiklere bölmek, böldükten sonra kendine bağlı idareler oluşturmak sonra da bütün dünyada yaşayan Yahudileri büyük İsrail’e davet edip orada iskânını sağlayıp Allah’ın kendilerine vaad ettiği topraklarda büyük İsrail’i meydana getirme projesi ve hayalinin birer görünür olaylarıdır bunlar. Bakın göreceksiniz önümüzdeki süreçte çizilen haritada özerk 4 Kürt devletinden bahsediliyor. Biri Irak’ta, biri Suriye’de, biri Türkiye’de ve İran’da birer parça oluşturulacak ve o güç Akdeniz’le birleştirilecek. Yani Kürdistan olarak adlandırılan haritanın perde gerisinde büyük İsrail projesi vardır. Yani Kürtler ahmak politikacılar tarafından büyük bir maceraya sürükleniyorlar. Yani bu halkın geleceği bu şekilde büyük tehdit altına sokuluyor”

“TOPLUM OLARAK VURDUMDUYMAZ OLDUK”

Kıymaz; “Her hafta veya her ay bir karakol basılıyor askerlerimiz şehit ediliyor. 8 asker şehit edilmiş bir ülkede festivaller, televizyon programları, şatafatlı eğlence programları, müzik yarışmalarının düzenlenmesini nasıl izah edeceğiz? Böyle bir Türkiye utanç verir. 8 şehidin adli tıpta cesetlerinin tespiti çalışması yapılıyor. Akşam televizyon programlarında dans var, müzik var, eğlence programları var, evlenme programları var. Biz nerede yaşıyoruz? Çocuklarımız orada kimin için ölüyor? Millet olmanı şifrelerini şaşırdık. İsrail’de saldırı olsa 8 İsrailli ölse orada böyle müzik programları düzenlenebilir mi? Biz birazda devlet olmanın gereğini yerine getirmemiz lazım. Millet olarak bu olaylar sanki Çin’de meydana geliyormuş gibi vurdumduymaz bir tavır ve tutum içerisine girilmiştir ve en üzüntü verici olanda budur. Şimdi şehit yakını olduğumuz farz edelim morgda şehidimizi bekliyoruz o anda hastanede bakıyoruz ki o anda televizyonlarda insanlar eğleniyorlar. Askerimiz neyin mücadelesini veriyor. Biz millet olmanın gereğini yerine getirmede tavır koymada eksiklik ve yanlışlıklar içerisindeyiz”

“GÜVENLİK SAĞLANAMAZSA SAĞLIKLI SİYASİ SONUÇ ELDE EDİLEMEZ”

Orda seçim yapılıyor. Yüzde 95 bir siyasi parti oy alıyor. Sen orda güvenliği sağlayamamışsın. Vatandaşı örgütün insafına terk etmişsin. Jandarma, asker veya polis geliyor sizi örgütle yan yana görmeyeceğim diyor. O gidiyor arkasından örgüt geliyor. Vatandaş iki arada bir derede kalıyor. Onların güvenliğini sağlayamazsan onlar özgür iradeleriyle oy kullanamazlar. Örgütün insafına terk ettiğin bir toplumdan da siyasi sağlıklı sonuç elde edemezsin. Oraya yol yapıyorsun, hastane yapıyorsun her hizmeti götürüyorsun siyaseten diyorsun ki ben görevimi yaptım bana oy verin sandık açılıyor ki sana birtane oy çıkmıyor. Sen orda huzuru, güvenliği, asayişi sağlayamamışsın oradan sağlıklı siyasi sonuçta çıkaramazsın. Burada yönetenlere bir çağrıda bulunmak istiyorum. Tabi ki insan Kürt olmasından dolayı kendi ırkından düşüncesinden insanların birtakım hak ve hukuku ortadan kaldırılmışsa onları yeniden sağlamak tabi ki hepimizin görevi. Fakat görülüyor ki herkes hak ve hukuk mücadelesi içerisinde değil birtakım gruplarda Türkiye’nin bir bölümünün koparılarak adının değiştirilip emperyalist güçlere peşkeş çekileceği bir Ortadoğu yaratılmaya çalışılıyor. Kürt aydınlar burada Türkiye’nin bütünlüğü içerisinde birlikte ve beraber nasıl yaşarız sorusuna cevap bulmak zorunda. Çünkü hepsinin bu topluma karşı görevleri var.

“İHMALİ OLANLARA HESAP SORULMALI”

Bir defa Türkiye Cumhuriyeti devleti 300 teröristin sınıra elini kolunu sallayarak ağır silahları katırların sırtında kilometrelerce taşıyıp gelip karakolu basması ihmali olanlara hesap sorulması lazım. İkincisi terörle mücadele lafla olmaz. Etkin bütün kurum ve kuruluşları, halkı herkesin birlik ve beraberlik ruhuyla hareket ettiği bir projeyle yürütülür. Türkiye’de terör bitmez. Stratejik konumundan dolayı devamlı terör olacaktır. Ama terör toplumu ve Türkiye’yi rahatsız edecek boyuta getirilmeyecek seviyeye düşürülebilir. Siz daha Türkiye’ye girip Şemdinliye gelip orada karakol basıp bayrak asacağız fikri kafalarında Kato’da, Zaho’da, Erbil’de, Kandil’de kafalarından geçtiği an sen ülke olarak onların tepesine bineceksin. Lafla terörle mücadele edilmez. Devlet olarak terörle mücadele edeceksin sorunu Şemdinli’de değil o merkezde hareket planları yapılan yerde işi bitireceksin. Ve onlar silah bırakırsa bizde bırakırızda boş laf. Kim Türkiye’nin aleyhinde hain plan çeviriyorsa Çin’de bile olsa Türkiye gidip onu yakalayacak. İsrail etkin devlet olma özelliğini gösteriyor bizim onlardan geri kalmamamız lazım. Türkiye birde 20 yaşında 2-3 ay eline silah tutuşturulmuş çocukları dağa eğitimli profesyonel teröristlerin karşısına çıkartma yanlışından kurtulması lazım. Türkiye’de etkin profesyonel ordunu oluşturacaksın 10 bin kişilik çevik kuvvetin olacak her türlü hava ve kara desteği olacak komutanlardan hesabını da soracaksın. Başbakanda hesap soracak. Diyecek ki ‘Ben size silah veriyorum, güvenlikse sağlıyorum niye sonuç alamıyorsunuz’ diye hesap soracak. Bu terör sadece Türkiye’nin sorunu değil. İran’da da PJAK yok muydu? Çatışmaya girdiler gidip Kandilden liderlerini alıp getirdiler. Etkin devlet olma özelliğini koyacaksın. Lafla sözle değil hesap soracaksın.

“BAŞBAKAN HALTER KALDIRIP BOKS YAPAMAZ”

Olimpiyatlardaki başarısızlığa değinen Kıymaz, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ben yine bununla ilgili olarak Sayın Başbakanımızı sevdiğim için söylüyorum. Senin spor bakanın var, spor teşkilatların var, kaç bin tane personel çalışıyor, spor salonun var, koca başbakan 200 kişiyi alıp olimpiyat yarışmalarına gönderiyor. Utanç tablosuyla geliyorsunuz. Yani Başbakan mı gidip orada halter kaldıracak boks yapacak. Hesap soracak Başbakan. Gelin diyecek ben size 5 katrilyon para verdim aldığınız sonuç birtane bronz madalya mı? Sen 5 katrilyonun 1 katrilyonunu Adıyaman Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne ver 5 yıl sonraki olimpiyatlarda 5 tane sporcusu olimpiyatlardan madalya almadan dönmez. Yani bir şey yapıyorsak birilerine sorumluluk veriyorsak ondan hesap sormasını da bilmeliyiz. Başbakanımız Spor Bakanından da hesap sormalı, İçişleri Bakanından da Genel Kurmay Başkanından da hesap sormalı. Yani her şeyi Başbakan yapamaz ki?” dedi.

EMEKLİLİKTE YAŞA TAKILANLARIN MAĞDURİYETİ GİDERİLSİN

Program sonunda emeklilikte yaşa takılan milyonlarca mağdur kitlenin sorunlarına da dikkat çekerek hiç olmazsa 1998 öncesi sigortalı olan mağdurların yaş mağduriyetini bir defaya mahsus yüzde elli oranında yaştan dolayı bekleme sürelerinin düşürülmesi kararının alınmasını istedi.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum