CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: 550 milletvekili var. Niye 600'e çıkarıyorsun?
Hayırlı Üniversiteliler Platformunun düzenlediği toplantıda gençlerle bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, halk oylamasına sunulacak anayasa değişiklik paketinde meclisi feshetme yetkisinin cumhurbaşkanına verildiğini ifade ederek, "1921 Anayasasının 1. maddesi 'Hakimiyet, bila kaydü şart milletindir' der. Neden bir anayasada birinci madde olarak 'Hâkimiyet, bilâ kaydü şart milletindir diye yazar?' Çünkü o tarihe kadar hakimiyet saraya aittir." dedi.
Cumhuriyetin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 1921'de egemenliğin millete ait olduğunu söylediğini, 1924 anayasasında bir tartışma çıktığını ve "Mustafa Kemal'e meclisi feshetme yetkisi verelim" dendiğini ve bunun parlamentoda tartışıldığını anlatan Kılıçdaroğlu, "O zaman vekiller, 'Mustafa Kemal'i seviyoruz, onun bir kahraman, bir komutan olduğunu da biliyoruz, bütün dünyanın ona saygı duyduğunu da biliyoruz ama millete ait olan bir yetkiyi Gazi Mustafa Kemal kullanamaz, parlamentoyu feshedemez' demişlerdir ve Atatürk'e meclisi feshetme yetkisi verilmez." diye konuştu.
Bugün Türkiye'nin tartıştığı anayasa değişiklik paketi ve referandum sürecinin bir benzerini Almanya'nın 1930'lu yıllarda yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Benzer bir anayasa değişikliği şu anda gündemde. Bütün yetkilerin tek kişide toplandığı bir süreci yaşıyoruz. Kendisi cumhurbaşkanı, kendisi başbakan, kendisi yargıç, kendisi savcı, kendisi vali, kendisi kaymakam, kendisi Anayasa Mahkemesi üyesi. Bütün yetkiler bir kişide. Peki, cumhuriyetin kuruluşunda bütün yetkiler bir kişide miydi? Yani Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e mi aitti? Hayır. Erzurum'dan başlayarak, Sivas'a geliyor, Ankara'ya geliyor, meclis var. Bütün yetkiler, meclise ait. Milli iradeye, halka ait, millete ait. Şimdi ne oldu da biz, kendi tarihimizi reddederek bütün yetkileri alıyoruz ve parlamentoyu da dışlayarak bir kişiye veriyoruz bu yetkileri. Ne oldu? Hangi gerekçeyle?"
"Niye 600'e çıkarıyorsun?"
Kemal Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
"Eskiden seçimler olurken siyasi parti liderleri televizyonlara davet edilirdi, bir masanın etrafında otururlardı, soru sorulurdu ve her lider aynı ortamda, aynı gazetecilerin önünde sorulara yanıt verirdi. İnsanlar da evlerinde dinlerlerdi. Sayın Devlet Bahçeli'ye de Sayın Binali Yıldırım'a da çağrı yapıyorum, arzu ederlerse Sayın Recep Tayyip Erdoğan da gelebilir. Oturalım hep beraber bu anayasa değişikliği ne getiriyor, ben konuşayım, onlar da konuşsun. Madem ki ben doğruları söylemiyorum, televizyon ekranında beni mahcup etsinler. Cesaret edip gelemiyorlar. Neden? Biz doğruları söylüyoruz. O nedenle sandığa giderken hepimize görev düşüyor. Bayrağımızı, ülkemizi, çocuklarımızı, annemizi, babamızı düşüneceğiz. Bu süreç bir memleket meselesidir, bir Türkiye meselesidir. Ya bağımsızlığımızı, özgürlüğümüzü koruyacağız, düşüncelerimizi özgürce ifade edeceğiz ya da bir kişi gelecek elinde sopayla bizi ıslah edecek, kendi istediği gibi. Bunu izin vermemeliyiz. Niçin Anayasa Mahkemesine gitmedik? Mustafa Kemal Atatürk'ün Amasya Tamimi nedeniyle gitmedik. Ne diyor Amasya Tamimi'nde? 'Milletin istiklalini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.' Şimdi aynı süreci yaşıyoruz. Milletin istiklalini, milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır. Ben bu milletin sağduyusuna güveniyorum."
Kılıçdaroğlu, milletvekili sayısının arttırılmasını da eleştirerek, "Parlamentoda 550 milletvekili var. Sayıyı 600'e çıkarıyorlar, niçin? Niye 600'e çıkarıyorsun? 550 de fazla, normali 450'dir. Ve hepiniz ödüyorsunuz o 600 vekilin vergisini. Vergi veriyorsam hesap verecekler. Peki bu değişiklikle kurulacak hükümet hesap veriyor mu? Hayır vermiyor." diye konuştu.
"Bal gibi rejimi değiştiriyorlar"
Kılıçdaroğlu daha sonra, partisinin İstanbul İl Başkanlığının Bakırköy'deki Leyla Gencer Kültür Merkezinde düzenlediği "Genişletilmiş İstanbul 3. Bölge Toplantısı"nda, herkesin ülkeye, bayrağa, tarihe karşı sorumluluğu olduğunu aktardı.
Değişiklikle cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Sokaktaki, kahvedeki, hastanedeki, tarladaki vatandaşa sorun, evdeki kadına sorun. 'Madem bir kişi Meclisi feshedecek niye biz bu milletvekillerini seçiyoruz? Niye bize gidin oy kullanın parlamentoya milletvekillerini gönderin' diyorsunuz, nasılsa bir kişinin canı sıkılacak diyecek ki 'Ben meclisi feshediyorum'. 'Evet'i savunanlar Türkiye'de rejim değişmiyor diyor. Bal gibi rejimi değiştiriyorlar. Demokratik parlamenter sistemden tek adamın egemen olduğu otoriter sisteme geçiyoruz." değerlendirmesini yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.