CHP’ye sert tepki: Sana mı düştü Başbakanı korumak?
Başbakan Binali Yıldırım, "Görende zanneder ki CHP değişti. CHP değişmedi. Böyle vatandaşa mağdur, masum rolü oynayarak. Bu bir strateji. Sana mı düştü Başbakanı korumak?" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Kanal D ve CNN Türk ortak yayınında Hakan Çelik'in sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine ilişkin bilgi vererek, "tek adam" tartışmalarına işaret eden Başbakan Yıldırım, "Bütün bu değişiklik yürürlüğe girince, yapılacak ilk genel seçimde uygulama başlayacak, Cumhurbaşkanı adayı seçime girecek ve en az seçmenin yarısından fazlasının oyunu alması lazım. Almazsa iktidar olamıyor. Seçim bitti, sandıklar kapandı, ülkeyi yönetecek iktidar belli. Düşünmeyecek. Kim hükümet, kim Başbakan olacak, güvenoyu alacak mı, almayacak mı? Vatandaş sandığa gitti, akşam geç saatlerde ülkeyi yönetecek olan belli, zaman kaybı yok. İstikrar, güven var, vatandaşlara verilen vaatler belli. Niye tek adam değil? Bir kere seçimle geldi, yüzde 50 oyla geldi, buna tek adam demek vatandaşın iradesini yok saymak" ifadelerini kullandı.
'Yetki tartışmalarının" hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, "Bu kanaat olabilir ama bu gerçek değil. Bizim görevimiz, sizin göreviniz doğruları anlatmak. Şu anda Cumhurbaşkanına verilen yetkiler, mevcut anayasadaki yetkilerden çok farkı yok. Nedir tek fark? Cumhurbaşkanı kararname çıkarabiliyor, bugünkü Bakanlar Kurulu kararı gibi. Kanun hükmünde değil ama kararnamelerin konusu "yürütme" ile ilgili. Bir şey daha var, bir konu anayasada kanunlarla tanımlanmışsa, bunun hakkında kararname çıkarılamıyor. Diyelim ki yüksek öğrenim kurumunun nasıl oluşacağı, yüksek yargının nasıl oluşacağı. Anayasada hükmü olan konularda kararname çıkarılamıyor. Ayrıca anayasada diyorsa, bu konu kanunla düzenlenir, bu konuda da kararname çıkaramıyor. Eğer çıkarırsa kanun, kararnamenin üzerinde yer alacak" şeklinde konuştu.
BAKANLIK SAYISI KONUSUNDAKİ ELEŞTİRİLER
Başbakan Yıldırım, "bakanlık sayısı" konusunda yapılan eleştirilere ilişkin, "Bugüne kadar 100 tane başkan yardımcısı, devlet bakanı yahut bakanlıkla Türkiye'nin yönetildiğini gördünüz mü? Böyle bir yanlışa düşerseniz millet de sizi cezalandırır. (Bakanlık sayısı) İhtiyaçlar var. Türkiye'nin ihtiyaçları değişiyor. Öyle bir alan oluşuyor ki siber bu alanlar yeni alanlar. Buralara yeni bakanlıklar kurmak. Sanal gerçeklik, buralarda bakanlığa ihtiyacımız var. Bazı bakanlıkların adını, sayısını değiştirmeniz lazım. Bunlar için bir daha kanun çıkaracaksınız, zaman kaybedeceksiniz. Güç, milli irade ile oluşur" dedi.
"Bakan sayısı azalacak" diyen Yıldırım, "Açıkçası verilen yetkiyi kötüye kullanırsanız, bunu sadece millet denetlemiyor. Millet 5 yılda bir cevabını verecek. Meclis denetleyecek. Şimdiki Cumhurbaşkanını Meclis fiilen denetlemiyor. Fiilen Cumhurbaşkanı suçlanamıyor, şimdi getirdiğimiz değişiklikle cumhurbaşkanı hem cezalandırılıyor hem aklınıza gelen herhangi bir suçtan dolayı suçlanabiliyor. (Cumhurbaşkanı yardımcı sayısı ve yetkileri) Bakanlar da atanıyor, o da bir şey yapabilir cumhurbaşkanı yokken. Bunlar söyleniyor ama bunların gerçeklik yanı yok. Cumhurbaşkanının başına bir iş geldi, Allah göstermesin, yardımcısı 45 gün içinde seçime götürüyor, yapacağı hiçbir şey yok. Götürmeme şansı yok. 3-5 günlüğüne bir yardımcı bir yere gitti diye memlekette ne olacak yani? Ülkeyi tutup da sınırdan dışarı mı kaçıracak? Böyle bir şey olur mu? Bunlar, deli saçması şeyler. Doğru dürüst elle tutulur bir şey bulamayınca, buralardan bir şey olur mu? Bütün yönetimlerde, vekil asılın bütün yetkilerine sahiptir. Bunlar anayasada yazılıyor" şeklinde konuştu.
"BU SİSTEMİN EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ YÜRÜTME VE YASAMANIN BİRBİRİNDEN AYRILMASI"
Bu sistemin en önemli özelliğinin "yürütme" ve "yasamanın" birbirinden ayrılması olduğuna dikkati çeken Yıldırım, "Söylenenlerin hukuki ve bilimsel hiçbir gerçekliği yok. Kim yasalara uymayan bir iş yaparsa, aynı şekilde bir cumhurbaşkanı, başkan yardımcısı, bakanları da yasalara uymuyorsa mutlaka onun hem cezai hem hukuki hem de siyasi sorumluluğu var" açıklamasında bulundu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
"Tutturdular, "Bunlar bir ömür boyu hesap sorulamaz hale geliyorlar'. Yok böyle bir şey. Diyelim ki 10 sene cumhurbaşkanlığı yaptınız, ondan sonra bir suç işlediniz, trafik kazası yaptınız, birinin ölümüne sebep oldunuz, normal bir vatandaş gibi cezanızı alırsınız. Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığınız sürede konularla ilgili suçlama yapıldı, onun için davacıyım dedi, Meclis bunu gündeme getirdi. Bu yargılama ile göreviniz bittiğindeki yargılama aynı değil. İddia görevden sonra da aday olurken de gündeme getirebilir. Görev yaptığınız süreyi ilgilendiren bir suçlama ne zaman olursa olsun onun yolu Meclis'in belirli oranlarda kabulüyle ortaya çıkıyor ve orada da bugünkü sistemden daha az güvence var."
"SANA MI DÜŞTÜ BAŞBAKANI KORUMAK"
CHP'nin "Başbakanlığın devam etmesini istiyoruz" açıklamalarının hatırlatılması üzerine Yıldırım, "CHP'ye bak. Bugüne kadar nerelerdeymişler ya? Bize acımasız bir şekilde her şeyi söylüyorlardı. CHP zaten son referandum sürecinde kuzu taktiği uyguluyor. Sinirlenmiyor, cevap vermiyor. Görende zanneder ki CHP değişti. CHP değişmedi. Böyle vatandaşa mağdur, masum rolü oynayarak. Bu bir strateji. Sana mı düştü Başbakanı korumak. Başbakan alnının akıyla yıllardır bu ülkede hizmet ediyor. Beni korumalarına hiçbir şekilde ihtiyacım yok. Bizi koruyan millet" dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.