Çiçek’ten çağrı: “siyaset alanını genişletmeliyiz”

Çiçek’ten çağrı: “siyaset alanını genişletmeliyiz”
TBMM Başkanı Çiçek: -''Siyaset alanını genişletmeliyiz'' -''Devletin kurumları arasındaki bir süreden beri var olan bu çatışmayı, gerginliği, yetki gasplarını ortadan kaldırıp, herkes, kendi görev alanı içerisinde kalmalı''

TBMM (A.A) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, siyaset alanını genişletmeleri gerektiğini belirterek, ''Devletin kurumları arasındaki bir süreden beri var olan bu çatışmayı, gerginliği, yetki gasplarını ortadan kaldırıp, herkes, kendi görev alanı içerisinde kalmalı'' dedi.

     Çiçek, Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür ve beraberindeki heyeti kabul etti. Gürgür, kabulde yeni anayasaya ilişkin önerilerini sıraladı.

     Anayasa ve kanunların dilinin genellikle özentisiz hazırlandığını ifade eden Gürgür, anayasa yazımında bu konuya özen gösterilmesini istedi.

     Gürgür, hazırlanan bütün anayasa metinlerinin, topluma kurtuluş müjdesi olarak sunulmaya çalışıldığını belirterek, yeni anayasanın zaman içinde hayal kırıklığı yaşatmamasını temenni etti. Gürgür, anayasa hazırlıklarının, ''fetiş'' haline getirilmesinin sakıncılı olabileceğini ifade etti.

     Gürgür, anayasada ilk üç maddenin, milli kimlikle ilgili temel konuların korunması, anayasa hazırlığında entelektüel, bölücü baskıların karşısında aklıselimin devam etmesi gerektiğini söyledi. Gürgür, Kürtçe'nin eğitim dili haline getirilmesinin, demokratik değil, siyasi talep olduğunu, bunun yeni anayasada yer almaması gerektiğini bildirdi.

     Cumhurbaşkanının yetkilerinin azaltılmaması ve başkanlık sistemine geçilmemesi gerektiğini belirten Nuri Gürgür, ''Siyasi Partiler ve Seçim kanunları, bugünkü haliyle devam ettiği sürece, Türkiye'de en ileri, en demokratik anayasa olsa bile hayata geçirilmesi mümkün değildir. Bugünkü siyasi parti genel başkanlarının doğrudan egemenliği altındaki siyasi hayat, mutlaka demokratikleştirilmeli. Türkiye, artık dar bölge sistemini düşünmeli'' dedi.

     Gürgür, Diyanet İşleri Başkanlığının, devam etmesi gerektiğini dile getirdi. Cemevinin, mabet olmadığını, İslam'ın tek mabedinin bulunduğunu ifade eden Gürgür, ''İbadet yapmak için cemevine gidene de en azından bir kültür merkezi özelliğinde bu imkan tanınmalı. Çünkü bugün yapılan tespitler, cemevine giden Alevi gençlerin yüzde 70'inin örgütsel bağlantılara girmediğini gösteriyor'' görüşünü savundu.

     -''Zaman kaybettiriyor''-

     TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Türkiye'deki anayasa hareketlerinin yeni olmadığına işaret ederek, Türkiye'nin, 200 yılı aşan bir süredir bu tartışmayı yaptığını, çok bedeller ödendiğini, sıkıntılar çekildiğini belirtti.

     Çiçek, Türkiye'nin bir anayasa sorunu bulunduğunu ancak her sorununun anayasadan kaynaklanmadığını, yeni bir anayasanın 'sıfır sorunlu Türkiye' anlamına gelmediğini belirterek, dünyanın hiçbir ülkesinde de anayasalara böyle bir anlam yüklenemeyeceğini vurguladı.

     Çiçek, ''Yeni anayasa yapılacak, Türkiye'nin tüm sorunlarını çözecek'' gibi bir iddiada olmadıklarını, böyle bir iddianın temelinin de olmayacağını kaydetti.

     Türkiye'nin yürürlükteki anayasadan kaynaklı sorunlarının olduğunu dile getiren Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:

     ''Bunun size, bana göresi yok. 30 yıldır 17 kez değişikliğe uğramış. Halbuki anayasalar, daha uzun süre yürüklükte kalan, hukuk istikrarını, ona dayalı siyasi, ekonomik istikrarı sağlayan temel metinlerdir. Siz her 13-14 ayda bir anayasa değişikliği ihtiyacı duyuyorsunuz, bu hukuk istikrarını bırakmaz.

     En temel yasada bu kadar sık değişiklik oluyorsa, bu beraberinde bir çok toplumsal, siyasi, sosyal sorunları da çıkarır. Sadece 17 değişiklikle bile bugünkü anayasanın, Türkiye'nin ihtiyaçlarını karşılamadığı, peyderpey değişikliklerle anayasanın bütünlüğü, dengelerinin bozulduğu ortadadır. Yeni döneme girişin, önemli gerekçelerinden birisi de bu.

     Herkesin genelde ittifak ettiği; bu anayasa Türkiye açısından artık dönemini doldurdu. Yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Ama bu anayasa da 30 yıldır uygulanıyor. Bunun da yakın tarih açısından getirdiği tecrübe var. Çok partili hayatı 1950 kabul edersek, 62 yılın 30 yılında bu anayasa var. 30 yılın 15'inde siyasi istikrar var, 15'inde yok. 60 yılın 30'unda siyasi istikrar var, 30'unda yok. Bu bize şunu gösteriyor; anayasayla irtibatlı bir kısım sorunlarımız da var. Bu sorunları zamanında çözemediğimizde, maliyeti, topluma ağır oluyor. Çünkü çevremizde, dünyada, bölgede bir çok sorun var. Bu sorunlara daha fazla dikkat kesilebilmemiz için iç sorunlarımızı çözmemiz, geleceğe bırakmamız lazım.

     Biz her gün yeni bir anayasal sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Bunun üzerinden tartışmalar, siyaset, bunun üzerinden atışmalar yapıyor. Bu da bize zaman, fırsat kaybettiriyor.''

     -''Vatandaşlık görevini yerine getirmemek olur''-

     Çiçek, yeni bir anayasayı birlikte yapma arzusu, hedefi ve niyetiyle yola çıkıldığını dile getirerek, geçmiş anayasalardan farklı olarak başka bir yöntem uyguladıklarını kaydetti. Geçmişte, uzmanlar, akademisyen ve siyasetin belli unsurlarının biraraya gelerek hazırlık yapıp, ''sizin için en iyisi budur'' denildiğini anımsatan Çiçek, anayasa yapım yönteminin doğru olmadığı genel kabul gördüğü için bu kez halka sorduklarını anlattı.

     Vatandaşa, yeni anayasaya ilişkin taleplerinin, endişelerinin sorulduğunu dile getiren Çiçek, ''Bunları söyleyin ki, sizin adınıza görev yapacak olanlar bunları dikkate alarak, bir anayasa yapsın. Sizin dediklerinizi bilmeden, tabldot yemek siparişi gibi bir şey önünüze getirmeyelim. 30 yıl bu anayasadan ya da yönetimden şikayet edip de hiçbir şey söylememek, bir vatandaşlık görevi olarak 3-5 sayfa düşüncelerini ortaya koymamak da bence vatandaşlık görevini yeterince yerine getirmemek anlamına gelir. 'Nasıl olsa seçtiklerimiz var, onlar yapsın', o dönem geride kaldı'' diye konuştu.

     -''Başka galakside mi yaşıyordun-''

     Türk Ticaret Kanunu'na ilişkin son dönemde yaşanan tartışmalara işaret eden Çiçek, kanunun çıkması için 10 yıllık bir hazırlık yapıldığını, bir çok yerden görüş sorulduğunu, taslaklar gönderildiğini, Meclisin mesai harcadığını anımsattı. Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra ''Olmaz bu'' denildiğini belirten Çiçek, şunları kaydetti:

     ''Mecliste, komisyonlarda, üniversitelerde bu işin tartışması yapılırken, binden fazla kuruma bu taslak gönderildiğinde neredeydin kardeşim, başka galakside mi yaşıyordun- Meclisin 1 saatlik maliyetine bakmak lazım. 10 yıllık çalışma bu; 10 gün olur haberim olmadı, 10 ay olsa duymadık dese. 10 yılı aşan bir çalışmayla ilgili çalışma yeni başlıyor, bu olmaz.

     Umursamazlıktan, kayıtsızlıktan vazgeçmek lazım. Ne söylenecekse herkes şimdi söylesin. Biz de Mayıs itibariyle bu görüşleri yazılı, taslak metin haline getireceğiz. Taslak metini kamuoyuna sunacağız. Genel Kurulda da tartışılıp, halkın oyuna sunulacak. Oldu bittiye getirmek istemiyoruz, bunu da doğru bulmuyoruz. Benim görüşüm var ama başkalarının görüşü de var. Bana göre değil, bize göre bir anayasa yapacağımıza göre herkesin görüşünü ortak noktada buluşturmak gerekecektir; işin zorluğu buradadır. Türkiye'de her sorunun, geçmişte yaşadığımız bir kısım olumsuzlukların kaynağı anayasa değil. İnsanlarımızdan, politikalardan başka nedenlerden kaynaklı. Sadece bir metne tarihin vebalini yüklemek doğru değil.''

     -''Herkes görev alanında kalmalı''-

     TBMM Başkanı Çiçek, zaferleriyle övünmeyi sevdiklerini ancak acıları çok çabuk unuttuklarını, başkalarının acılarını kendi acılarından daha fazla hatırladıklarını söyledi. Çiçek, bunu gerçekçi bulmadığını belirterek, kendi acılarını yüreğinde duymayan, gerekli dersleri çıkarmayan, gelecek tasavvurunu o acıları da dikkate alarak yapmayan toplumların, gelecekle ilgili fazla iddiası olamayacağını vurguladı.

     Bu yılın, Balkan Savaşları'nın 100. yılı olduğuna işaret eden Çiçek, ''Bunu iyi hatırlamamız, hatırlatmamız lazım. Sıkıntı, hatırlamadığımız noktalardan başlar'' dedi.

     Çiçek, ''Siviller, seçilmişler anayasa yapamaz'' anlayışından, parlamentoyu, siyaset kurumunu kurtarmaları gerektiğini belirterek, sözlerini, ''Yapabiliriz ve yapmalıyız; Türkiye siyaseten ve demokrasiyle yönetilecekse, önemli kararları burası verecekse'' diye sürdürdü.

     Sivil toplum kuruluşlarının, kendileri adına iş yapacakları iyi denetlemesi gerektiğini belirten Çiçek, sözlerini, ''Teşvik edin, tahrik edin, doğrusunu yapmazsak cezalandırın. Demokrasi böyle işler. Topluma çağrıda bulunmak istiyorum. Bu dönem, bu işi milletimizin arzu ve beklentisine uygun olarak yapmalıyız, siyaset alanını genişletmeliyiz. Devletin kurumları arasındaki bir süreden beri var olan bu çatışmayı, gerginliği, yetki gasplarını ortadan kaldırıp, herkes, tabiri caizse kendi görev alanı içerisinde kalmalı. Vatandaş da kimin yakasına yapışacağını bilmelidir. Onun için anayasadaki dengeleri de iyi kurarak, koruyarak, kollayarak, hak ve özgürlükler açısından beklentileri karşılayan yeni bir anayasayı inşallah milletimize armağan etmenin çabası, gayreti içinde oluruz'' diye tamamladı.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.