Cumhurbaşkanı "25 günlük hükümetlerle istikrar olmaz"

Cumhurbaşkanı "25 günlük hükümetlerle istikrar olmaz"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parlamenter sistemin Türkiye'ye zarar verdiğini belirterek, "Ömürleri 16 ayı bulmayan hükümetler kurdular. 25 günlük hükümetler kuruldu. Burada istikrar, güven olmaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, parlamenter sistemin Türkiye'ye zarar verdiğini belirterek, "Ömürleri 16 ayı bulmayan hükümetler kurdular. 25 günlük hükümetler kuruldu. Burada istikrar, güven olmaz" dedi.

Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde güzellik uzmanı esnafların katıldığı "Güzel Bir Türkiye İçin Tabii ki Evet" programına katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmralı'da bulunan terör örgütü başı ile Kandil'de bulunan teröristlerin "hayır" dediklerini belirterek, ana muhalefetin başının da onlarla birlikte hareket ettiğini söyledi. Erdoğan "Ana muhalefet partisinin 16 Nisan ile ilgili eleştirilerinin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Onlar kendilerine bir yalan dünyası kurmuşlar orada yaşıyorlar" dedi.

"HAYIR" ÇADIRINI ZİYARETİ

İstanbul'da girdiği "hayır" çadırında neler konuştuklarını anlatan Erdoğan, "Niye "hayır" diyorsunuz dedim, "çağdaş bir Türkiye için" dediler. Neyiniz eksik dedim, cevap yok. Söyleyin neyiniz eksik bileyim, cevap yok. Dedim ki sloganik konuşmayalım, niye neyi yapıyoruz bunu bilelim. Şu anda Türkiye'de bulunduğumuz yerde tam Tarabya, şurada Yavuz Sultan Selim Köprüsü var dedim, bu köprü 4 gidiş, 4 geliş, bir de hızlı treni ilave ediyoruz. Oradan bir tanesi atladı, "Niye adını Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz, siz ayrımcılık yapıyorsunuz" dedi. Buna çok üzüldüm dedim, Yavuz Sultan Selim'i siz iyi tanıyamamışsınız, onun döneminde Osmanlı 15 milyon kilometrekarelik toprağa sahipti. Böyle bir sultanın ismini oraya vermekten daha doğal ne olabilir? Biz bunu senin düşündüğün gibi düşünerek o ismi vermedik, bu sultana bu yakışır diye o ismi verdik. Neyi, neden, nasıl? Eğer bu soruyu kendimize sormazsak cevabını bu şekilde alıyoruz. Hatırlayın, bunlar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne de, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne de hayır dediler, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne de "hayır" dediler. 3 senede Marmaray'dan 200 milyon insan geçti. Kimin aklına gelirdi, şu denizin altından biz Marmaray'ı yaptık ve halkıma hizmet veriyoruz. Ama bu millet yapar mı yapar. Zira kimse Fatih Sultan gelip de karadan kadırgaları çıkartıp Haliç'e indirecek gibi düşünmüyordu ki, ama onlar yaptı ve İstanbul öyle fethedildi. Ecdadımız bunu yaptığına göre biz de denizin altından yapalım dedik. "Olmaz" dediler. Birde bunu otomobil için olanı yapalım dedik, Avrasya Tüneli'ni yaptık. Şimdi yeni bir adım daha atıyoruz, şimdi 3 katlısını yapıyoruz ve gidiş-geliş, bir katından da raylı sistem, onu kuracağız. Bunlar da yetmez dedik, şimdi bir de Kanal İstanbul'un hazırlıklarını yapıyoruz. Zira Boğaz'ın yükünü tehdit altında olduğu için hafifletelim, Karadeniz'i Marmara'ya bağlayalım dedik. Şimdi bunun adımını atıyoruz, benim o meşhur çılgın projem" diye konuştu.

Ulaşımda Cumhuriyet döneminde yapılan bölünmüş yol ile 14 yılda yapılan bölünmüş yollardan örnek veren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz 14 senede 19 bin kilometre bölünmüş yol yaptık. 25 tane havalimanımız vardı, şimdi 59 oldu. Derdimiz şuydu, biz eskiden kolay kolay uçağa binemezdik ama şimdi uçak yolculuğu bizim için otobüs yolculuğuna döndü ve evinden çıkıyorsun yarım saat mesafede havaalanına ulaşıyorsun ve hava yolu halkın yolu oldu, buraya geldik. Dünyanın bir numaralı havalimanını İstanbul'a yapıyoruz. Önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde inşallah bitireceğiz, yıllık kapasitesi 90 milyon. İnşallah bu kapasite 2023 yılında 150 ila 200 milyon kapasitesine çıkacak. Niye bizi Batı'nın yöneticileri kıskanıyor, işte bu yüzden kıskanıyor. "İşte bu Türkler çıldırdı, birincilikleri alıyorlar" diyorlar. Biz kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Ülkemizde pek çok kişi "16 Nisan'dan sonra ne olacak" diye soruyor, daha güzel bir Türkiye olacak. Demokraside daha güzel bir Türkiye gelecek, hak ve özgürlüklerde daha güzel bir Türkiye olacak. Ne diyorlar, ben kurucusu olduğum için böyle konuşuyorum, yoksa bu ifadeyi şurada şu şekilde kullanmak bazılarına garip gelebilir "AK Parti bizim yaşam koşullarımıza müdahale ediyor" diyorlar. Burada güzellik uzmanları var, kardeşlerim hanginize müdahale edildi, hanginizin dükkanları kapatıldı. Böyle bir müdahale söz konusu değil. Ama bazıları için yalan adeta makine. Bunlar yalan makinesi. İftira, her şey bunlarda var. Ekonomide, istihdamda, yatırımda daha güzel bir Türkiye göreceğiz. Yolumun üzerinde bir kuaför salonu var, ne zaman oradan geçsem, buradalar işte, motosikletleri görünce anlıyorlar, hemen caddeye çıkıyorlar. Şimdi bu bir sevda meselesi, aşk meselesi. Her biriniz inanıyorum ki aynı noktadasınız" şeklinde konuştu.

"BÜTÜN KAYITLAR ORTADA, BUNU SÖYLEDİN"

Önceden Cumhurbaşkanlığı makamına muhtarların alınmadığını, kendisinin muhtarlarla sürekli birlikte olduğunu ve Külliyeye şuana kadar 16 bin muhtar geldiğini kaydeden Erdoğan, "Ama ana muhalefetin başındaki zat benim BM'deki yaptığım konuşmada "Adeta muhtarlara konuşuyor gibi konuştu" dedi. Muhtarlarla toplantı yaptı kendisi, bir muhtar "Siz bize hakaret ettiniz" dedi. Ne dese beğenirsiniz "Haddime mi, böyle bir şeyi nasıl deriz." Bütün kayıtlar ortada. Bunu söyledin. Ancak şimdi hiç olmazsa muhtarlarla konuşmaya başladı, o güzel bir gelişme. Biz burada 55 bin muhtarı ağırlayacağız" ifadelerini kullandı.

"Terörle mücadele daha güzel olacak" açıklamasında bulunan Erdoğan, terörün belinin kırıldığını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnlerine girdik. Tendürek Dağları'nda, Cudi'de, Gabar'da şuanda inlerine girdik. İçişleri Bakanımızın riyasetinde tüm silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Sadece içeride değil, Suriye'de de, Cerablus, Rai, Dabık, Bab, bütün buralarda DEAŞ'ı, PYD'yi temizleyerek yolumuza devam ediyoruz. Bu ülkede huzurumuza kim musallat olursa bedelini ödeyecek. Bölgemizdeki sorunların çözümünde daha güzel bir Türkiye olacak. 16 Nisan'a husumetin kör ettiği gözlerle değil, gönül gözü ile bakan herkes bu güzellikleri görecektir. Eğitimde daha ileri gideceğiz, sağlıkta, adalette, emniyette, ulaşımda daha ileriye gideceğiz. Enerjide bugün önemli bir adım atıldı. Şu anda doğalgazın ulaşmadığı il kalmadı. 81 vilayetin tamamına bugün doğalgaz ulaşmış oluyor. Biz geldiğimizde 6 vilayette vardı. Nerelerden nereye geldik. Modern olmak bu işte. Bunlar çağdaş olmak, modern olmak nedir bunu bilmiyorlar. Lafla olmuyor bu iş, icraatla oluyor. Anayasa değişikliği ile gelen yeni sistem ülkemizin demokraside ve ekonomide ulaşmak istediği hedeflere yürüyüşünü kolaylaştıracaktır. 1950'den bugüne kadar parlamentoda 484 gensoru verildi. Ne işe yarar bu gensoru, biliyor ki bu gensoru kabul edilmeyecek, yine de bu gensoruyu veriyor ve bunların 480'i reddedildi, 4 tanesi kabul edildi. Bunların hepsi zaman kaybıdır. İstiyoruz ki artık pet şişeler fırlatılmasın, fırlatılsa bile asgariye insin. Son 14 yıldır yaptığımız tüm reformlarda, hayata geçirdiğimiz tüm projelerde bize çelme takanlar, burnumuzdan getirenler şimdi bize bu 14 yılı örnek gösteriyor. Bu dönemdeki çalışmalar onların sisteminin zaaflarını kullanarak önümüze çıkardıkları tüm engellere rağmen yapılmıştır. Biz neyi başardıysak bunlara rağmen başardık. Üstelik bir de bunun daha öncesi var. 1990'lı yılları, 70'li yılları hatırlayın" açıklamasında bulundu.

"BEN FAİZE KARŞIYIM, FAİZİN İYİCE İNMESİ LAZIM"

Daha önceki yönetimlerde yaşanan sıkıntıları anlatan Erdoğan, Türkiye'de ekonominin deprem geçirdiğini kaydetti. Göreve geldiklerinde devletin borçlanma faizinin yüzde 63 olduğunu ve kendilerinin bunu yüzde 4,6'ya kadar indirdiklerini kaydeden Erdoğan, "Ben faize karşıyım, faiz iyice inmesi lazım. Hükümetimiz KOBİ'lere krediler açıyor, bunlardan istifade edin. Bu dönemlerde yaşanan krizlerin, kaosların, acıların en önemli kaynağı yönetim sistemimizin eksikleridir. Bu zaafları kim inkar edebilir, bu sıkıntıları kim görmezden gelebilir. Biz bu son 14 yıldaki istikrar ve güven ortamını kalıcı hale getirmek istiyoruz. Huzur gelsin, barış, sevgi, kardeşlik egemen olsun. Yoksa mevcut sistemde cumhurbaşkanı ile başbakanı ile hükümeti ile Meclisi ile zaten aynı idealleri paylaşan kadrolar olarak uyumlu bir şekilde çalışıyoruz. Ama daha iyisini yapmak, daha ileri gitmek mümkünken bunu niye yapmayalım. Biz G-20'deyiz şu anda. Bizden önce G-20'de değildi Türkiye, Avrupa'nın 6.'sıyız. Bunları yeterli bulmuyoruz. Onlar buralara nasıl gelmiş biz de yapalım istiyoruz. 7 Haziran seçim sonuçları resmen açıklanmadan verilen beyanatları hatırlıyorsunuz değil mi? "Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmalı hale gelmiştir" demişlerdi. Seçimin hemen ardından Diyarbakır'ı hatırlayın, 53 Kürt kardeşimizi öldürdüler. Öldüren de, öldürülen de Kürt. Bunların benim Kürt vatandaşlarımı temsil etmek gibi derdi yok. Bunlar insan düşmanı. Şahsımı kastederek "şuanda siyaseten ve hukuken boşlukta olan bir kişi vardır" demişlerdi. 7 Haziran'da seçimlere giren cumhurbaşkanı olarak ben değildim, siyasi partilerdi. Buna rağmen hemen ülkemize ağır maliyetleri olacak bir siyasi kavganın, kaosun, çatışmanın taşlarını döşemeye başladılar. Gazi Mustafa Kemal'in partisini bölücü örgütün siyasi uzantılarını iktidara taşımak için koltuk değneği yaptılar. Şu anda kim "hayır" diyor. İmralı'daki terör örgütünün başı, Kandil'de terörist başları diyor, ama şu anda ana muhalefetin başı onlarla hareket ediyor. Bunu anlamak mümkün değil. Güzel bir sözümüz var, kişi sevdikleri ile beraberdir. Bunlar bizim ülkemizi bölmek istediler, milletimizi parçalamak istediler. Tüm değerlerini savunduklarını iddia ettikleri tüm ilkeleri iktidara gelebilmek uğruna ayaklar altına aldılar. Şayet o seçimden sonra bu zihniyet bir şekilde hükümet kurabilmiş olsaydı Türkiye'nin neler yaşıyor olduğunu düşünebiliyor musunuz? Şimdi "hayır" için Avrupa'ya gidenler terör örgütünün oradaki uzantıları ile beraber çalışıyorlar. Benim bakanıma uçuş izni vermeyenler, bayan bakanımı Hollanda'ya sokmayıp arabanın içine mahkum edenlerle hareket ediyorlar. En son şahsımla ilgili İsviçre'de parlamento binasının önüne pankart astılar, üzerinde benim resmim var, silahı da benim şakağıma dayadılar. Ben buradan tüm milletime sesleniyorum, Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanına İsviçre'nin parlamento binası önünde poster asacaklar, silahı şakağa dayayacak, orada polisin nezaretinde terör örgütleri yürüyüşünü yapacak ve İsviçre yönetiminin sesi çıkmayacak. Hiç önemli değil, buralara biz milletimizle geldik. Biz bunlarla gelmedik" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ ŞER İTTİFAKLARINA KARŞI GÜÇLÜ BİR HALE GETİRECEKTİR"

Geçmişte nasıl hükümetler kurulduğunu hatırlatan ve yeni sistemin işleyişine ilişkin bilgi veren Erdoğan, "Son 14 yıl bunlardan kurtulduk. Ömürleri 16 ayı bulmayan hükümetler kurdular. 25 günlük hükümetler kuruldu. Burada istikrar, güven olmaz. Biz bunları yıktık. Türkiye bunları aştı. Milletimizden aldığımız güç ve anayasadan aldığımız yetki ile artık yeni bir dönem başlıyor. Cumhurbaşkanı yüzde 50 artı 1 oy alsın ki cumhurbaşkanı olsun. "Meclisi fesih yetkisi var" diyorlar, cumhurbaşkanının Meclisi fesih yetkisi yoktur, bunlar hep yalan. Meclis cumhurbaşkanına ciddi manada denetleme yetkisine sahiptir. Şu anda vatana ihanetle ancak cumhurbaşkanı Yüce Divana gider, ama bundan sonraki süreçte hangi suçu işlerse işlesin Meclis çoğunluk sağlarsa cumhurbaşkanını Yüce Divanı gönderir. Böyle bir dönem başlıyor. Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi nasıl seçiliyorsa yine aynı şekilde seçilecektir. 16 Nisan'da oylanacak anayasa değişikliği Türkiye'yi şer ittifaklarına karşı güçlü bir hale getirecektir. Biz şu anda ekonomide nasıl büyüdüysek bundan sonra bunu katlayarak büyüyeceğiz. 2023 bunun en az iki katı olacak. Türkiye alt yapısıyla, üst yapısıyla büyümeyi hızlandırarak devam ettirecek. Dışarıdan Türkiye'ye gelip bu gelişmeleri görenler hayran oluyorlar" diye konuştu.

"Ana muhalefet partisinin 16 Nisan ile ilgili eleştirilerinin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Onlar kendilerine bir yalan dünyası kurmuşlar, orada yaşıyorlar" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan; tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusu yaptı.

Kaynak:

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.