Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Çift başlılık ortadan kalkıyor”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "18 maddeyi iyi okumayan siyasilerin yaklaşımlarını görüyorum. Çift başlılık ortadan kalkıyor. Karar merci tek oluyor. Ana muhalefetin başının arka arkaya yaptığı gafları gördük. Gel şu 18 maddeyi bir oku" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TRT 1, TRT Haber ortak yayınına katıldı. 16 Nisan referandumu ve gündemdeki gelişmelere dair konuşan Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir programda dile getirdiği, "Başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı başka bir partiden olursa doğacak çatışmaları niye anlatmıyorsunuz" ifadelerini değerlendiren Erdoğan, "18 maddeyi iyi okumayan siyasilerin yaklaşımlarını görüyorum. Çift başlılık ortadan kalkıyor. Karar merci tek oluyor. Ana muhalefetin başının arka arkaya yaptığı gafları gördük. "Başbakan bir partiden, cumhurbaşkanı başka bir partiden olursa, doğacak çatışmaları niye anlatmıyorsunuz" gibi maalesef saçmalıklarla baş başa kaldık. Dün akşam bir programda bu konuşmayı dinletim. Gel şu 18 maddeyi bir oku. Burada artık başbakanlık yok. Sadece cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanının takdir edeceği bir kabine var. Bu kabine tamamen dışarıda. Eğer içeriden olursa milletvekilliği düşebiliyor. Benim arzum düşmemesi yönündeydi. Milletvekilli de orada kalabilmeli veya partiler yedek milletvekili koyabilmeli ve milletvekilliği düştüğünde yedek milletvekiliyle yola devam edebilmeli" şeklinde konuştu.
"SAYIN KILIÇDAROĞLU, ARTIK BAŞBAKAN YOK, SADECE CUMHURBAŞKANI VE ONUN BİR KABİNESİ VAR"
Yeni kurulacak sistemle birlikte kabinenin Meclis dışından oluşacağına işaret eden Erdoğan, "Bu sistemle dışarıdan bir kabine oluşuyor. Bu kabineyle bu süreç işleyecek. Sayın Kılıçdaroğlu, artık başbakan yok, sadece cumhurbaşkanı ve onun bir kabinesi var. Yürütme Cumhurbaşkanında. Halil İnalcık Hoca'nın bir ifadesi var, "Halk tarafından doğrudan seçilen başkan icra yetkisine sahiptir. Sitemde idare yani kanunların uygulanması yetkisi cumhurbaşkanına verilmiştir. Başkan devlet içinde otorite birliğini temsil eder. Onun etkinlikleri, iki meclisin oluşturduğu kongre ve yüksek mahkeme tarafından kontrol edilir. Böylece devlet işlerinin yürütülmesinde otoritenin keyfi kullanılması önlenir. Kuvvetlerin dağılımı ve birbirini kontrolüyle önlenmiş fakat öbür yandan başkanın tayin ettiği icrada devlet otoritenin birliği korunmuştur. Modern demokraside devlet otoritesinin birliği konusunda en geçerli sistem böyle bir dengeleme mekanizmasıyla sağlanmıştır. Başkan harp ilanı gibi bazı hayati konular dışında tek sorumludur. Devlet işlerinde dağınıklık ve kilitlenme önlenmiştir" bu Halil İnalcık Hoca'nın Söyleşiler ve Konuşmalar kitabından" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumhurbaşkanlığı sistemiyle birlikte parlamentonun yetkilerinin ortadan kalkacağı yönündeki eleştirilere, "Böyle bir şey yok. Tam aksine daha da güçleniyor. Aynı şekilde seçim kararı alma noktasında parlamentonun yetkisi var ama bu cumhurbaşkanlığı seçimiyle aynı günde yapılacak. Cumhurbaşkanı yapacak olursa yine aynı günde iki seçim olacaktır. Bunları bir kenara koymak suretiyle bu tür adımların atılması insanı üzüyor. 13'üncü Madde'de burayla ilgili olarak, oran itibariyle belli bir oranı yakalamakla seçime gidebiliyor. Kimsenin buna itiraz etme hakkı yok" şeklinde cevap verdi.
"TARİHİMİZDEN İLHAM ALARAK GELECEĞE ÇOK DAHA ÖZGÜVENLE BAKABİLİRİZ"
TRT 1 ekranlarında yayınlanan Diriliş Ertuğrul dizisi hakkında açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Diriliş son dönemlerde 7'den 70'e halkımızın hayranlıkla izlediği bir dizi. "Yapamayız" diyenlere karşı Diriliş çok önemli bir cevap olmuştur. Körfez ülkelerinde, herkes çok güzel bir dizi olduğunu söylüyor. Yeni bir adım daha atılıyor Sultan Abdülhamit'le ilgili, Kut'ül Amare'yle ilgili buların çok ses getireceğine inanıyorum. Biz tarihimizden ilham alarak geleceğe çok daha özgüvenle bakabiliriz" dedi.
TBMM'deki milletvekili sayısının 550'den 600'e çıkarılması hakkındaki eleştirilere değinen Erdoğan, "Bunlardan bir tanesi "Niye sayı 550'den 600'e çıktı" söylemi. 20 Temmuz 1961, o zaman Senato var. Toplam 165 senatör var, milletvekili sayısı 450, toplamda 615 kişiden oluşan bir parlamento var. 600'ü yadırgayanlar onu konuşmuyor. Yargının hem bağımsız olacak, hem tarafsız olacak. Buna rağmen bağımsızlık ve tarafsızlığı çiğnerse bir yargıç bizim diyecek bir şeyimiz yok" değerlendirmesinde bulundu.
"16 NİSAN GENÇLİĞİN SEÇİMİ OLACAK"
Referandumda en önemli gördüğü hususunun seçilme yaşı olduğunu dile getiren Erdoğan, "16 Nisan gençliğin seçimi olacak. Seçilme yaşını 30'dan aldık, 25'e indirdik. Şimdi de 18'e indiriyoruz. Bazıları "18 yaşla bunlar kendi yakınlarını oralara koymanın arayışı içinde" diyor. Gence ufuk vermek şart eğer biz gençliğimizin önünü açarsak, bu gençlik dağlara taşınan gençlik olmayacak. Kalemiyle, kitabıyla, bilgisayarıyla haşır neşir olan bir gençlik olacak" ifadelerini kaydetti.
"ASIL GENSORU SAHİBİ MİLLET OLACAK"
"Artık parlamento gensoru belasından kurtuluyor" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asıl gensoru sahibi millet olacak. Millet, "Eğer bu hükümete dur diyorsam, gönderirim, devam dersem devam eder" diyecek. Cumhurbaşkanı ile başbakanın yetkileri birleşiyor. Cumhurbaşkanı vatana ihanetten yargılanıyordu. Şimdi hangi şuç olursa oldun hepsinden yargılama mümkün olacak. Cumhurbaşkanı hükümet kurarak yardımcıları ve bakanları atıyor. Eğer birse o ona vekildir. Meclis üye tam sayısının 5'te üçüyle seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Halen bakanlar kurulunda olan OHAL yetkisi Cumhurbaşkanına veriliyor, sıkıyönetim uygulaması kaldırılıyor. Artık askeri mahkeme yok. Hakimler Savcılar Kurulu üyeleri 22'den 13'e düşüyor. Kurulun dört üyesini Cumhurbaşkanı 7 üyesini Meclis seçiyor. Cumhurbaşkanının hazırladığı bütçe Meclis'in onayıyla geçiyor."
"MUHALEFET HEP KORKU İMPARATORLUĞU ÜZERİNE İŞLERİNİ GÖTÜRMÜŞTÜR"
Erdoğan, muhalefeti korku imparatorluğu yaratmakla eleştirdiği konuşmasında, "Zamanı gelmiş image makerleri saz tutturmuştur, zamanı gelmiş şarkı türkü çaldırmışlardır, zamanı gelmiş bu ifadeleri kullandırtmışlardır. Bunların asılları neyse, bugünleri yarınları da aynı olacaktır. Ana muhalefet liderinin "Kan gövdeyi götürür" dediği toplantıları biliyoruz. 7 Haziran'dan sonra Diyarbakır'da 53 kardeşimizin nasıl öldürüldüğünü biliyoruz. Bunlar hep korku imparatorluğu üzerine işlerini götürmüştür. Bizim için 14-15 yıllık bir süreç hep hizmetkar olarak geçti. Ülkemizin barış, sevgi potansiyelini nasıl sürdürürüz, düşüncesindeyiz" dedi.
Yurtdışındaki Türk vatandaşlarına seslenen Erdoğan, "Ankara'dan yurtdışındaki vatandaşlarıma kalbi selamlarımı gönderiyorum. Bundan önce milletvekili seçimlerinde de oylarını kullandılar ama ilk kez Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy kullanacaklar. Onlarla bir araya gelmeyi çok arzu ediyorum. Diyorum ki; "Hangi engeli koyarlarsa koysunlar, sizler sandığa giderek oylarınızı kullanın. Kullandığınız oylar Batı ülkelerine en güzel cevap olacaktır." 16 Nisan, tüm dünyada önüne engel koyulan vatandaşlarımızın da sevindiği gün olacaktır. Onların bizlerle olan gönül bağını bildikleri için engellemek istiyorlar. Biz hangi salona, stadyuma gitsek tıklım tıklım doluyor. Bizim, vatandaşlarımızla gönül bağımızı kimse koparamaz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı tüm kardeşlerimizi gönülden sevdik. Tek ricam sandığa gidin iradenizi ortaya koyun" şeklinde konuştu.
Siyasi hayatı boyunca kadınlardan büyük destek gördüğünün altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Siyasi hayatta aktif rol aldığım andan itibaren, bunun en önemli adımı 1989 Yerel Seçimleridir. Ben Beyoğlu'ndan Belediye Başkan Adayı olmuştum. Rahmetli Erbakan Hocamıza Beyoğlu'ndan aday olmam hakkındaki düşüncesini sorduğumda "Doğru olmaz" demişti. Sonunda müsaade etti. O oranımız yüzde 2,7 veya 3 civarında. O zaman hanımları ilk kez aktif olarak sahaya sürdük. Tüm hanım kardeşlerimiz, Beyoğlu'nda aktif olarak çalıştılar. Bu arada o dönemde 75 öğrenciyi biz kamuoyu araştırması yapmak üzere anlaştık. Bunların yarısı kız öğrenciydi. Son hafta onlar yoğun bir çalışmaya kapı kapı dolaşarak, diğer hamın kardeşlerimizle çalışmaya başladılar. Beyoğlu'nda o seçimi kaybettim. O gece Seçim Koordinasyon Merkezi'nde o hamın kardeşlerimiz nasıl ağlıyorlar. Emek vermek başka bir şey. Onunla başlayan süreç, genişleyerek arttı ve mensubu olduğum partide kadın hareketini çok geliştirdik. Şu anda Türkiye'de kadın hareketi noktasında da en güçlü kadın potansiyeline sahip parti AK Parti. Kadın hakları noktasında iktidarımız döneminde çok ciddi kapılar açtık."
Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le gerçekleştireceği görüşmelerin sorulması üzerine, "Bizim Putin'le yapacağımız ziyaret, aslında başbakanlığım döneminde kurduğumuz, Yüksek Düzeyli İstişare Konsey Toplantıları'nın devamı olacak. Burada Rusya-Türkiye ilişkilerini getirdiğimiz noktalar, şu anda neredeyiz, bundan sonra neler yapmamız lazım bunları konuşmamız lazım. Burada gerek enerji noktası, gerek bölgedeki sorunlar en önemli başlıklar olacak. Burada birinci sırada Suriye'deki gelişmeler var. Rusya'nın, Türkiye'nin önemli bir konumu var. Bu konuları orada masaya yatırmak suretiyle orada bir değerlendireceğiz. Orada neler yapabiliriz, özellikle Mümbiç'teki gelişmeler yer tutuyor. Oranın gerçek sahipleri kimse Mümbiç'e yerleşmesi bizim tezimizdir. Oradaki işgalci güçlerin Fırat'ın doğusuna gitmesi gerektiğini hep söyledik. Bu üçlü görüşmelerde Genelkurmay Başkanından aldığım bilgilere göre iyi geçti" cevabını verdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.