Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan erken emeklilik yorumu: “Seçimi kaybetsek de yokum”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan erken emeklilik tartışmaları ile ilgili olarak, "İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız, yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum. Benim bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimiz faydası neredeyse ona varım, milletimi ülkeni zararın olan şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezleri Toplu Açılış Töreni'ne katıldı.
Alanı dolduran vatandaşlara hitap eden Erdoğan, Türkiye'nin son 17 yılda yaşadığı büyük değişimin en somut örneğinin sosyal güvenlik sistemi olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemini yeniden inşa ettiklerinin atını çizen Erdoğan, "Geçmişte işçi için ayrı, memur için ayrı, esnafı için ayrı verilen hizmetleri tek çatıda birleştirdik. Hem hizmet sunumunda, hem kalitede standardı sağladık. Mali açıdan daha güçlü hale gelen sistemin bütçe üzerindeki yükünü de azalttık. Vatandaşın taleplerine hizmet verecek bir iletişim ağı kurduk. Elektronik devlet uygulamaları ile geçmişte fiziki mekanlarda ve kağıt üzerinde yürütülen pek çok hizmeti elektronik ortama taşıdık. Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürdürebilecek seviyelere çıkardık. Geçtiğimiz 17 yılda emekli maaşlarını 4 kata varan oranlarda arttırdı. Prim ödemesine yılına bakmaksızın hiçbir emekli maaşının 1000 TL'nin altında kalmamasını sağladık. Emeklilerimize bayramlarda 1000'er TL ikramiye vermeye başladık. Emeklilik sonrası çalışmaya devam edenlerin aylıklarındaki kesintileri kaldırdık. Yurt dışında çalışan vatandaşlarımızın sistemimiz intibakları için kolaylık gösterdik. Tasarruf teşvik fonu ve konut edinme yardımı kesintilerini hak sahiplerine ödeyerek devletin millete borçlu kalmasının önüne geçtik" ifadelerini kullandı.
Sosyal güvenlik hizmetlerinin sağlık alanında da büyük aşama kaydettiklerini belirten Erdoğan, "Prim borcu sürelerini esnettik. Ülkemizde genel sağlık sigortası şemsiyesi dışında kimseyi bırakmayacak bir sistem kurduk. Herkese birinci sınıf sağlık hizmeti sunuyoruz. Sağlık karnesi, yeşil kart gibi vatandaşın işini zorlaştıran ya da rencide eden uygulamalara son verdik. Vatandaşlarımız istedikleri hastaneden sağlık hizmeti alabilmekte, istedikleri eczaneden ilaçları temin edebilmektedir. Biz gelmeden önce bir ilaç reçetesinin içindeki ilaçların hastaneden ya bir tanesini ya iki tanesini alabiliyorduk. "Diğerlerini git paranla al" diyorlardı. Şimdi onlar kalktı. Elektronik reçete sistemi ile yanlış ilaç sorunlarını ortadan kaldırdık. Ödeme listesindeki ilaç sayısını iki katından fazla arttırdık. Evden verilen sağlık hizmetlerini finansmanını üstlenerek dünyada eşine az rastlanır bir seviyeye ulaştık. Tüp bebekten kalıtsal hastalıkların tedavisine, psikososyal ve ruhsal problemlere kadar pek çok tedaviyi ödeme kapsamına aldık. Kanser tedavisinde oldukça yüksek bedeli olan işlemlerden ilave ücret alınmasının önüne geçtik" şeklinde konuştu.
Kayıt dışı istihdamla etkin şekilde mücadele ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Kayıt dışı istihdamı yüzde 52 düzeyinden yüzde 36 seviyesine indirdik. Kayıt altındaki aktif sigortalı sayısını 12 milyondan 21 milyon 410 bin seviyesine çıkardık. İstihdama son dönemde yaşadığımız kayıpları hızla telafi ediyoruz. Yüzde 8.4 seviyesine düşürdüğümüz işsizlik oranı geçtiğimiz Ağustos ayında maruz kaldığı kur, enflasyon, faiz saldırısı ardından yüzde 14'e kadar çıktı. Bu oranın özellikle Eylül verisinin belli olması ile birlikte yeniden düşmeye başlamasını bekliyoruz. İşgücü arzı sürekli artan Türkiye daha çok yatırım yaparak, üreterek, ihraç ederek istihdamını geliştirecektir" diye konuştu.
"MERKEZ BANKASI BAŞKANI'NI GÖREVDEN ALDIK, FAİZLER YÜZDE 13.5'E KADAR İNDİ"
Türkiye'de faizlerin bir dönem yüzde 40'lara doğru ilerlediğini hatırlatan Erdoğan, "Ne oldu. Merkez Bankası Başkanı'nı görevden aldık. Yeni merkez bankası başkanımızla beraber faiz oranı yüzde 13.5'e kadar indi. Daha da inecek. Enflasyon 2020'de inşallah tek haneli rakamlara inecek. Yatırımlar da artacak, istihdam da artacak, üretim de artacak, rekabet gücü de artacak, büyüme de artacak. Aylık enflasyon olarak yüzde 8.6 ile son 1.5 yılın en düşük seviyesine indik. Ekonomik güven endeksi son 15 ay zirvesine çıktı. Faizlerin gerilemesinden konuttan otomobil satışlarına kadar her alanda hareketlenme başladı. İnşallah bu olumlu gelişmeler devam edecek ve Türkiye hak ettiği seviyeye ulaşacak" açıklamalarında bulundu.
Konuşmasında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da eleştiren Erdoğan, şunları söyledi:
"Sosyal güvenlik sistemini geçmişte çökertenler bugün yüzleri kızarmadan karşımızdaki bu tabloyu kötülemeye çalışıyorlar. Savaş Ay'ın o programını hatırlıyorsunuz. Rezalete bakın rezalete. Bay Kemal'e 5 koyun teslim edin kaybeder gelir. En dinamik zamanında kendisine SSK'yı verdiler, hal ortada. "10 yıl önce daha iyiydi" diyor. Benim milletimin bunları iyi tanıması lazım. Bizim hastanelerimiz işte şu anda. Sosyal Güvenil Kurumu'na yapılan bütçe transferlerine yönelik eleştirilerin çoğu, bunların ne anlama geldiği dahi bilinmeden yapılıyor. Birileri Türkiye'nin sosyal devlet anlamında geldiği seviyeyi anlamakta zorluk çekiyor. Geçmişte faize ödenen paraların doğrudan millete hizmet için kullanılmasından rahatsız oluyorlar. Anayasamıza göre zorunlu olan genel sağlık sigortasına 30 yıl boyunca niye geçilemediğini izah edemeyenler, yapılan işe kulp takmada yarışa giriyor. Geçmişte SSK'yı iflas ettirenlerin bugün erken emeklilik başta olmak üzere teklif ettikleri her uygulama ile aynı amacı güttükleri bir gerçek".
"SEÇİMİ KAYBETSEK DE YOKUM"
Kamuoyunda tartışılan erken emeklilik talepleri konusunda da açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Tutturmuşlar bir erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Bizim ülkenin başına bu erken emekliği dolayanlar bunun bedelini ödediler. Niçin erken emeklilik. Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekli ile alsın. Hem erken emekli olduğu zaman ideal olan ücreti alamayacak, hem de ikinci bir iş aramak suretiyle işsizliğe öncü olacak. Sosyal güvenlik sistemimizi çökmesini istemelerinin tek sebebi böylece oluşan kaos ortamında siyasi rant devşirme hesabıdır. Bu hesap kötü bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız, yapmayacağız da. Arkadaşlarıma söylüyorum. Benim bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimiz faydası neredeyse ona varım, milletimi ülkeni zararın olan şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum. Bütün dünya bizim sistemimizi kendine uyarlamaya çalışıyor. Bizdeki bazı köhne zihniyetler sistemi çökertmek için hinlik peşinde koşuyor. Rakamlar ortada. Verilen hizmetler ortada. Milletimiz evinde iş yerinde okulunda hastanesinde bu gerçekleri görüyor" dedi.
"ŞENOL HOCAMIZ VE EKİBİ YENİ BİR TARİHİ YAZACAKLAR"
Türk A Milli Futbol Takımı'nın Avrupa Şampiyonası'na katılmaya hak kazandığını hatırlatan Erdoğan, "Şimdi Avrupa Kupası'na gidiyoruz. İnşallah Avrupa Kupası'ndan da başarıl bir neticeyle çıkmayı gençlerimizden istiyoruz. Duamız o. Olmaması için hiçbir sebep yok. Yeni bir tarihi gerek Şenol Hocamız gerekse ekibi yazacaklar. Ben bunu görüyorum. Bu millete artık bu da yakışır. Bu millet bunu da başaracak" şeklinde konuştu.
"ÜLKEMİZE YÖNELİK SALDIRILARIN BİR SÜRE DAHA DEVAM EDECEĞİ ANLAŞILIYOR"
Türkiye'nin elde ettiği kazanımları devam ettirmesinin şartının bölgesinde ve dünyada güçlü olarak varlığını sürdürmesi olduğunu savunan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Amerika seyahatini izlediniz. Amerika seyahatinde yaptığımız görüşmeler. Barış Pınarı harekatı ile ilgili Mehmetçiğimizi özellikle Suriye Kuzeyi'nde aldığı başarı. Kazandığımız oradaki mücadele bir şeyi ortaya koyuyor. Bu millet bir şeye inandı mı bunu başarır. Mehmedimiz orada şu ana kadar 11-12 şehit verdi. Mehmedimiz ile birlikte orada bu mücadele içinde olan Suriye milli ordusu 160-170 civarında şehit verdi. Onlar için ana muhalefet ne diyor terörist diyor. Onlar o toprakların sahibi. O topraklarda onlar bizim Mehmedimizle birlikte yürüyorlar. Nasıl oluyor da onlara terörist diyorsun. Çünkü onlar teröristlerle beraber yürüdüler. Bay Kemal teröristlerle beraber yürüdü, PKK ile beraber yürüdü. Bu gerçekler belgelerle elimizde. Ülkemizin son 6 yılda ardı ardına maruz kaldığı saldırıların gerisinde hedeflerimize ulaşmanın önüne geçme gayesi vardı. Artık terörü güneydoğu ve doğuda büyük oranda hallettik. Ne diyorlar Kürtler. Kardeşim öyle bir şeye getiriyorlar ki YPG ve PYD'yi Kürt diye tanımlıyorlar. Bu benim Kürt vatandaşlarıma saygısızlıktır. YPG ile PYD'yi Kürt diye tanımlamak saygısızlığın daniskasıdır. Onlar teröristtir. Teröristlerle Kürt kardeşlerimi karıştırmayalım. Benim parlamento grubu içinde 50 Kürt milletvekili var. Biz Kürdü ile, Türkü ile, Lazı ile, Çerkesi ile yaratılanı yaratandan ötürü sevdik. Güney sınırlarımız boyunca bir terör koridoru kurma girişimi bizi kendi içimize hapsetme projesinin üründü. Bu saldırı dalgasının tamamını boşa çıkardık. Tehditleri sınırlarımız dışında bertaraf edecek adımlar attık. Bizi kendi içimize hapsetmeye çalışanlara cevabımızı her alanda verdik. Bu uzun soluklu bir mücadele. Ülkemize yönelik saldırıların, maruz kaldığımız haksız baskıların bir süre daha devam edeceği anlaşılıyor. Şu gerçeği de herkes görüyor. Türkiye bu tür ucuz numaralarla, kuşatmalarla, tehditlere, baskılara teslim olacak bir ülke değildir. Bu ülke gerisinde binlerce yıllık devlet geleneği, kadim medeniyet mirası vardı. Biz bu vasıflarımıza sahip çıktığımız sürece kimse Türkiye'nin bileğini bükemez, ülkemize diz çöktüremez. Suriye'de, Irak'ta ,Doğu Akdeniz'de, Afrika'da, Balkanlar'da verdiğimiz mücadele bunun en açık ispatıdır. Başaramadılar başaramayacaklar"
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.