DIŞİŞLERİ BAKANI ÇAVUŞOĞLU: BİR FETÖ'CÜYÜ TUTUKLADIĞIMIZ ZAMAN İLK ÖNCE ALMANYA AYAĞA KALKIYOR
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, partisinin ilçe başkanlığınca Demre ilçesindeki kültür merkezinde gerçekleştirilen bayramlaşma programında, hizmet için yola çıktıklarını ve milletin hizmetkarı olduklarını söyledi.
Teröristlerle mücadele edilerek ülkeden defedildiğini aktaran Çavuşoğlu, bu millette kimsenin baş edemeyeceğini, diz çöktüremeyeceğini, bayrağı indiremeyeceğini, ezanı susturamayacağını bildirdi.
Çavuşoğlu, terörün her türlüsüyle mücadele edildiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Terörle mücadele edeceğiz. Yok efendim, 'Onlara Almanya kucak açıyormuş.' 'Evet' açıyor. Bazı Avrupa ülkelerine nerede bir FETÖ'cü varsa sığınıyor. Veriyorsunuz izinleri. Onlara neden sahip çıkıyorsunuz? Bir FETÖ'cüyü tutukladığımız zaman Almanya ilk önce ayağa kalkıyor. Sana ne oluyor? Hayır sana ne oluyor? Aynı zamanda Türkiye vatandaşı, 'Benim vatandaşımı neden tutukluyorsun?' diyor. Benim de vatandaşım sana ne. FETÖ'cüyse bu darbe girişiminin içindeyse, destek olduysa sen neden sahip çıkıyorsun? Niye bu kadar rahatsız oluyorsun? Bizim vatandaşları sana rehin olarak vermedik ki. Suç işleyen biri varsa yargı kararını verir. Sende bağımsız yargı var. 4 bin 500 dosya var. Cumhurbaşkanımız hep söylüyor. PKK'lılar... Sonuç... 10 sene oldu. Bugüne kadar 3 dava sonuçlandı. Niye sonuçlandırmıyorsunuz. 10 vatandaşımızı NSU davasında Neonazicilere katlettirdiniz. Hem de istihbaratın senin destek oldu."
Tüm şahitlerin de tek tek yok edildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, sorulduğunda "yargı" denildiğini ifade etti.
"ERDOĞAN'IN AÇIK SÖZLÜLÜĞÜNÜ HAZMEDEMİYORLAR"
Çavuşoğlu, "Salmazsan, öyle olur, böyle olur" şeklinde talimat verildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Kusura bakma. Sen de yargı varsa bende de yargı var. Yargı birisini suçlu görüyorsa tutuklayabilir. Kolluk kuvvetlerine talimat verir. Ben talimat vermiyorum ki. Ben bir siyasetçiyim. Yargının işine karışmam. Yeni anayasayla yargının bağımsızlığını tarafsızlığını güçlendiriyoruz. Ama suç işlediyse sen suçluyu neden savunuyorsun. Darbe girişiminde bulunan bir haine neden statü veriyorsun? Niye ülkende sığınma hakkı veriyorsun? Türkiye düşmanlığından mı onları çok sevdiğinden mi? Ya Türkiye düşmanlığından ya da FETÖ'cüleri, PKK'lıları çok seviyorsun. Seviyorsan da sevginin sebebi ne? Neden bu kadar çok seviyorsun. PKK, elini kolunu sallaya sallaya kampanya yapıyor. Bunları söylediğiniz zaman 'Siz haklısınız, biz engelleyeceğiz' diyorlar. Diğer gün bakıyorsun daha fazla gösteri yapıyorlar. İşte böyle çifte standartlara karşı da dik duruşumuzu sürdüreceğiz. Hazmediyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ı kabullenemiyorlar, açık sözlülüğünü hazmedemiyorlar. Sen benle dost olacaksan bana karşı samimi olacaksın. Bana karşı dürüst olacaksın. Benim sana ne kötülüğüm olabilir."
Türkiye'nin hiçbir dostuna karşı kötülüğü olmayacağını ama düşmanına karşı da dik duruşunu göstereceğini anlatan Çavuşoğlu, "Sen bana düşmanlık yapma kardeşim. Benimle iyi geçin. Benimle iyi geçinebilmek için de beni eşit ortak olarak görmek zorundasın. Ben kabile devleti, sığınmacı değilim. Sömürge devleti de değilim. Biz onurlu bir milletin devletini temsil ediyoruz. Kimseye karşı saygısızlık yapmıyoruz. Yanlışlıklara karşı açık sözlü konuşuyoruz. Açık sözlü konuşmak yetmez. Daha güçlü olmalıyız." diye konuştu.
"O GÜNLERİN GEÇTİĞİNİ KABULLENECEKLER"
Her şeyiyle güçlü olunacağını vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
"Yok efendim silah vermeyiz, bunu vermeyiz, onu vermeyiz.' Biz ne yapıyoruz. İhamızı, helikopterimizi, savaş uçağımızı kendimiz üretip satıyoruz. Biz muhtaç bir millet, devlet değiliz ki. Ama biz tüm dostlarımızla yani ortak paydada buluşarak yola devam etmek istiyoruz. Herkesle. Biz niye büyük devletle kötü olalım? Biz ön yargılı, ırkçı, faşist değiliz. Hristiyan düşmanı, Yahudi düşmanı değiliz. İsrail'in hatasını yüzüne söyleriz. Bizde ırkçılık yok. Biz yaratılanı Yaradan'dan dolayı severiz. Herkese de böyle bakarız. Hiçbir ülkeye karşı ön yargımız yok. Ama dert başka. Alışmışlar eski Türkiye'ye. Vuruyorlardı kafasına. İstediğini alıyorlardı. İstedikleri zaman hükümeti değiştiriyorlardı, gazeteleri kullanıyorlar, muhtıralar, oydu, buydu. Artık o günler geçti. O günlerin geçtiğini kabullenecekler. O yüzden biz yolumuza güçlü şekilde devam etmemiz lazım. Birlik beraberlik içinde 80 milyon el ele omuz omuza tek millet olarak. Son referandumdan sonra ülke şaha kalktı. İkinci çeyrekte büyümez yüzde 7. Hem de darbe girişiminden sonra bir yıl içinde bunu yakaladık."
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.