İstanbul dışında her seçim çevresinde aday çıkaracağız
MHP, 27. Dönem 2. Yasama Yılı'nın ilk TBMM Grup Toplantısı'nı yaptı.
Toplantı, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı okunmasıyla başladı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, grup toplantısında yaptığı konuşmada, acıların paylaşıldıkça azalacağını, mutlulukların paylaşıldıkça artacağını belirtti.
Bahçeli, "Mesela ekonomik fırtınaya tutulduğumuz andan itibaren fırsatçılık yapan, karına kar katan, haksız kazanç ve servet edinen kim varsa ne paylaşmayı, ne bölüşmeyi, ne de milli mensubiyeti idrak ve özümsememiş utanmazlardır." ifadelerini kullandı.
Savaş yıllarında karaborsacılık yapan, stokçuluktan geçinen satılmışların durumu ne ise ekonomik saldırıda ahlaksızlık yapan, fiyat etiketlerini şişirenler de durumunun aynı olduğunu belirten Bahçeli, "Vatandaşlarımız ne yerim ne içerim derdindeyken, kurdaki artışı fırsata çevirenlerin nasıl bir vicdanları, nasıl bir insanlık anlayışları vardır? Maneviyatımızın neresinde fırsat düşkünlüğüne cevaz bulunacaktır? Kemerleri, sesi çıkmayan milyonlar mı devamlı surette sıkacaktır? Ekonomik çilelere, fahiş zamlara, anormal fiyat artışlarına her durumda haline şükreden, bir lokma bir hırka diyen müşfik, dar gelirli, elinde avucunda bir şey kalmamış insanlarımız mı katlanacaktır?" sorularını yöneltti.
Bahçeli, şöyle konuştu:
"Döviz fiyatları indi, iniyor. Ekonomik yangın söndü, sönüyor. Peki, yapılan zamlar, fiyat artışları ne olacak; aynısıyla geri alınmayacak mıdır? Hükümet kurnaz ve sinsi fırsatçıları teker teker belirlemelidir. Stokçuluk yapanları, bankasındaki parası kadar yerli olup yabancı ülkelere sermaye kaçıranları mutlaka bulmalı, mutlaka bu karanlık niyetlileri deşifre etmelidir. Nedir bu içimizdeki haşeratlardan çektiklerimiz? Nedir bu zor günlerde cüzdanını ve kasasını tıka basa dolduran hayasızlardan gördüklerimiz? Kötü günlerde hiç sesi sedası duyulmayandan, zoru paylaşmayı bilmeyenden, nimette önde, külfette en arkada olandan hiç milli şahsiyet çıkar mı? Hiç karakter ve kaliteye şahit olunur mu?
İnsanlık bunlardan, Türkiye bu bereketsizlerden çok zarar görmüştür.Kendimizi ne dünyadan soyutlayabiliriz, ne de etrafımıza bariyerler dikerek sorunlardan uzak durabilir, gelişmelere mesafeli bakabiliriz. Aksi bir tercih ve tutumun doğru olmadığına da inanırız. Bize dokunmayan yılan bin yıl yaşasın demek bedhahlık değilse biliniz ki bencilliktir, edilgen benliktir, güdülen bir anlayıştır."
"Ne söz biter, ne de tepki diner"
Geçen hafta sonunda Kızılcahamam Patalya Otel’de milletvekilleri, MYK ve MDK üyelerinin katılımıyla düzenlenen müşterek toplantının gayet başarılı geçtiğini aktaran Bahçeli, yerel seçimlere dönük strateji ve politikaların görüşüldüğünü, kabulünün sağlandığını bildirdi.
Parti olarak belediye başkanlarını "merkez yoklamasıyla" belirleyeceklerini anlatan Bahçeli, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dışında her yerde, her seçim çevresinde, her büyükşehir, il, ilçe ve beldede adaylarımızı çıkararak Mahalli İdareler Seçimleri'ne katılacağız. Mutlaka başaracağız, Allah’ın izniyle en iyi sonucu alacağız." dedi.
Bahçeli, "Biz Cumhur İttifakı’na bağlıyız. Gevezelik yapan, hazımsızlık gösteren, alttan alta ittifakı tahribe yeltenen kibir yuvalarını, yoğurdum ekşi, peynirim küflü demeyen bedbahtları dikkate ve ciddiye almayacağız. İşimize bakacağız, önümüzdeki gündemlere kilitleneceğiz. Eğer sabrımızı taşırırlarsa, bize tepeden bakıp asap bozucu imalarına, edep dışı ifadelerine devam ederlerse unutmasınlar ki, biz de gafile söylenecek ne söz biter, ne de tepki diner." değerlendirmesini yaptı.
Cumhur İttifakı'nın, "Cumhuriyet’in bekçisi, Türk milletinin ümidi" olduğunu kaydeden Bahçeli, "Üstelik beka, güvenlik ve istikrar temeline dayanmaktadır. Siyasetimizi müzmin ve mihnet içinde olduğunu sananların, partimizi muavenete muhtaç değerlendirenlerin aklına şaşar, kendi ayaklarına kurşun sıkmamalarını tavsiye ederim." diye konuştu.
BM'ye eleştiri
Geçen hafta düzenlenen 73. Birleşmiş Milletler Toplantısı'nın sadece günü kurtardığını, durumu idare ettiğini, belagat ve demagojiye ev sahipliği yaptığını anlatan Bahçeli, "Afrika denildi mi safariyi akıllarına getirenler, Ortadoğu denildi mi yer altı zenginliklerini düşünenler, bir damla petrolü bir damla kandan değerli bulanlar bize hangi insanlık dersini, hangi insani erdemleri anlatacaklardır? Anlatsalar bile inandırıcı olacaklar mıdır?" diye sordu.
Bahçeli, Birleşmiş Milletler’in ana yapısı ve karar alma şekli değişime uğramadıktan sonra barış ümitlerinin, adalet çağrılarının, huzur ve istikrar arayışlarının asla gerçekleşmeyeceğini vurgulayarak, insanlığın, Güvenlik Konseyi üyesi beş ülkenin ağzına baktığı bir küresel organizasyondan bir şey çıkmasının, yaralara merhem olmasının "akıl dışı" olduğunu kaydetti.
Birleşmiş Milletlerin, uluslararası sömürü çarkının kaynağı, emperyalizmin makyaj ve maskesi olduğunu anlatan Devlet Bahçeli, "Birleşmiş Milletler önce insan temelli olmalıdır. Sonra devletlerin eşit temsil, karar ve katılımına imkan sağlamalıdır. Birleşmiş Milletler ahlaki ve vicdani temelde; adil ve hakkaniyet ölçülerine müzahir şekilde yeni baştan planlanmalı ve yapılandırılmalıdır." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın etkili, kendi içinde tutarlı olduğunu, Türkiye’nin duruşunu teyit ettiğini aktaran Bahçeli, "Trump’ın ekose siyaseti, ucube düşünceleri, tabansız ve temelsiz sözleri, ticaret ve ekonomik operasyonları insanlığın gelişim ve ilerleyişini durdurmaya çalışsa da, hevesi kursağında kalacak, beyhude provokasyonları Amerikan halkı tarafından mahkum edilecektir. Zulümle abat olanın akıbeti her zaman berbat olacaktır." diye konuştu.
"Almanya Başbakanı nasıl bir delil istiyor?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin son derece faydalı olduğunu, körelen ilişki ağlarının tekrar canlanmaya başladığını ifade eden Bahçeli, "Türkiye ile Almanya’nın arasındaki buzların erimesi, soğuklukların yavaş yavaş giderilmesi, yeni ve temiz bir sayfa açılma hedefi olumlu bir gelişmedir." değerlendirmesini yaptı.
Bahçeli, "Dileğimiz gerginlik, kopuş ve ayrılış değil, uyum ve işbirliğidir. Ne var ki Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Sayın Erdoğan’la düzenlediği basın toplantısında FETÖ konusundaki tespit ve değerlendirmeleri hem izaha muhtaç hem de oldukça hatalıdır." dedi.
Merkel'in özetle "FETÖ konusunu ciddiye alıyoruz ama daha çok delile, bilgiye, FETÖ’yü PKK’yla bir tutmak için daha fazla kanıta ihtiyacımız vardır." ifadelerini kullandığını hatırlatan Bahçeli, şöyle konuştu:
"251 vatan evladının şehadeti delil değil mi? 2 bin 194 vatan evladının yaralanması delil değil mi?
15 Temmuz gecesi yağdırılan kurşun ve bombalar delil sayılmayacak mı? Almanya Başbakanı nasıl bir delil istiyor? Bu esef ve endişe verici tutumunu hangi çevre ve odaklar tahkim ediyor? Hainin delili mi olur? Teröristin belgesi mi araştırılır, Terör örgütlerine sabıka kaydı mı sorulur?
Hain haindir, terörist teröristtir, imhaları ve cezalandırılmaları da vaciptir, haktır, hukukun bizatihi ifa ve ifadesidir. Bildiğimiz kadarıyla sayın Merkel denize düşmemiştir, o halde yılana sarılmasına gerek yoktur. Himmet vermemiş, hizmet diye hıyanete tamam dememiştir. Bu da açıktır. Sanıyorum maklube yemediğinden zehirlenmesi de söz konusu değildir. Peki bu FETÖ’ye müsamahasını, FETÖ’ye ilgi ve hassasiyetini nasıl yorumlayacağız? Bunu dostluk ve müttefiklik ilişkilerine nasıl sığdıracağız?
Bir Alman atasözü der ki 'ağaçlar gökyüzünde yetişmez.' El hak doğrudur. FETÖ konusunda delil istemek, gökyüzünde ağaç dikmeye yeltenmektir, bununla da yetinmeyip dikmediğini yetiştirmeye heves etmektir. Bu denli hezeyan, bu kadar hakikat ihlalidir. Eğer cesaretleri varsa, yürekleri yetiyorsa desinler ki, FETÖ’yü seviyoruz, FETÖ’nün arkasındayız. Kaldı ki daha tutarlı, daha dürüst olurlar. Hiç olmazsa niyetler belli olur, ittifaklar netleşir, karanlık işbirlikleri berrak şekilde açığa çıkar."
Almanya Cumhurbaşkanı’nın, Cumhurbaşkanı Erdoğan onuruna verdiği akşam yemeğinde, Türkiye aleyhine yaptığı ağır, haksız ve mesnetsiz eleştirilerinin ne misafirperverliğe, ne de devlet adamlığı kisvesine uygun düşmediğini belirten Devlet Bahçeli, "Almanya Türkiye’nin egemenlik haklarına saygı duyuyorsa, FETÖ’yü terör örgütü olarak, hem de PKK’dan daha beter bir cani örgüt olarak tanımalı, ülkesindeki FETÖ’cüleri iade etmelidir. Korkmasınlar, teröristlere sadece döktükleri kanların, teşebbüs ettikleri darbenin bedeli hukuk nezdinde, bağımsız mahkemeler önünde kat be kat ödettirilecektir." diye konuştu.
"Her yerde temizlik, hep temizlik, tam temizlik"
MHP'nin, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik her türlü muhasım faaliyetleri, Irak ve Suriye’den ülkeye yönelen saldırıları bertaraf etmek, muhtemel kitlesel göçlere önlem geliştirmek hususlarında hükümete tam destek vereceğini vurgulayan Bahçeli, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi hareket ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesiyle ilgili tezkereye evet oyu vereceklerini bildirdi.
"Terör örgütleri ister Fırat’ın doğusunda, ister Fırat’ın batısında, isterse de ülke topraklarında olsun, hepsini birden imha etmek kaçınılmaz milli zarurettir." diyen Bahçeli, "Varlığımıza ve istiklalimize kasteden, kurşun atan, pusu kuran, bomba fırlatan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne saldırı düzenleyen kim varsa kafaları koparılmalıdır. Her yerde temizlik, hep temizlik, tam temizlik, sürekli temkin ve tedarikli iradeyle hareket etmek bekamız için şarttır, elzemdir." değerlendirmesini yaptı.
Muhabir: Alp Özden
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.