Nedir şu Almanya’nın derdi ?
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Nedir şu Almanya'da olan hadise, Almanya'nın derdi nedir? Yıllarca PKK'lı teröristleri bağrında barındıran, "şu adamlar terörist şunları Türkiye'ye iade edin" dediğimiz zaman vermeyen Almanya'nın Türkiye Cumhuriyetinin 2 bakanına "siz bu ülkede konuşamazsınız" demesi nedir?" dedi.
Trabzon'da düzenlenen toplantıya Trabzon milletvekilleri Ayşe Sula Köseoğlu, Muhammet Balta, Salih Cora, Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, sağlık kurumları yöneticileri ve çalışanları katıldı.
Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, AK Parti Trabzon Milletvekili Muhammet Balta ve Trabzon Valisi Yücel Yavuz'un konuşmalarının ardından kürsüye gelen Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, Anayasa değişikliği ve referandum süreciyle ilgili açıklamalarda bulunurken, ne zaman dara düştükleri zaman milleti hep arkalarında bulduklarını söyledi.
Sağlıkta memnuniyeti artırmak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Bakan Akdağ, "Ne zaman daraldıysak, ne zaman dara düştüysek, ne zaman sıkıntı çektiysek büyük Türk milletini hep arkamızda bulduk. Herkes Türkiye sağlıkta dönüşüm programının başarısından bahsediyor. Allah'a şükürler olsun AK Parti iktidara geldiği zaman sağlıkta vatandaşın memnuniyeti yüzde 39 idi. Sizlerin gayreti çabanızla ortaya konan büyük proje gerçekleşti ve bugün milletimiz sağlıktan yüzde 75-76 oranında memnun. Biz bununla yetinmiyoruz. Biz önümüze yüzde 80 hedefini koyduk. Bunun zor olduğunu da biliyoruz. Yüzde 39'dan yüzde 75 memnuniyete çıkmak nasıl çok kolay değil ise şimdi yüzde 75'den yüzde 80'in üzerine çıkmak en az onun kadar zor. Çünkü artık işin en önemli yerindeyiz. Vatandaşa çok daha kaliteli hizmet takdim etmenin, vatandaşın taleplerini en doğru biçimde bilimsel olarak konfor olarak yerine getirmenin dönemi içindeyiz ki bu kolay bir iş değil. Önümüzde yapacak çok iş var" dedi.
Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye siyasi tarihinin dördüncü kırılımına ihtiyacımız var. Bazıları bize soruyor "ne oldu neyi yapamadınız da iktidar size hangi kuvveti vermedi de şimdi halk oylamasına geldiniz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi için milletin önüne sandık getirip koyma ihtiyacını hissettiniz. İşte 15 sene iktidardaydınız. Neye ihtiyacınız var." Bu ülkenin bir dördüncü kırılma dönemine ihtiyacı ya da sıçrama dönemine ihtiyacı var. Cumhuriyet, Demokrat Parti, vesayetin ortadan kaldırılması peki şimdi ne yapacağız. Neyi yapmak istiyor bu millet? Şimdi tam demokrasiyi istiyoruz. Şimdi vesayetlerden tamamen kurtulmak istiyoruz. Şimdi bütün 15 yıllık çabamıza rağmen tam da kıramadığımız direncini tam da yok edemediğimiz oligarşinin yok edilmesini arzu ediyoruz. Şimdi milletin mutlak iradesini istiyoruz. Dolaylı değil onun için diyoruz ki bu millet cumhurbaşkanını seçsin 5 yıl boyunca o cumhurbaşkanı istikrarlı bir biçimde kendi ekibiyle bu millete hizmet etsin."
Söylemlerinden başka manalar çıkarıldığını ifade eden Bakan Akdağ, "Şimdi buradan başka mana çıkaranlar var. Biz "ikilik ortadan kalkmalıdır bu milletin hükümet sisteminde iki başlılık olmaz" dediğimiz zaman birileri bunu kendi dönemlerinin kendi siyasi tarihlerinin tek adamlığına benzetiyorlar. Çünkü onların zihninde o tek adamlık kendi kültürlerinin malı. Dolayısıyla alemi de kendileri gibi zannediyorlar. Türkiye, evet bir tek adamlık yaşadı. Çok ağır bir tek adamlık ve milli şef dönemi yaşadı. Ne zaman yaşadı bunu? İşte 1940'lı yıllarda. 1940'lı yıllarda yaşanan bu milli şef dönemi gerçekten Türkiye için çok karanlık bir dönemdi. Milletin feraseti, milletin basiretine yeterince inanamayan, milleti dönüştürülmesi gereken değiştirilmesi gereken kişiler olarak görenler bizim ne yapmak istediğimizi anlayamazlar" diye konuştu.
Referandumda milletçe "evet" diyerek nelerin gerçekleşeceğini anlatan Bakan Akdağ, "Allah'ın izniyle biz önümüzdeki halk oylamasında referandumda milletçe "evet" diyerek şunu gerçekleştirmiş olacağız. Kendi oylarımızla tertemiz helal oylarımızla vesayetten arındırılmış oylarımızla bir cumhurbaşkanını seçeceğiz ve o cumhurbaşkanı 5 yıl boyunca istikrarlı bir biçimde büyük bir milletin devletini yönetecek. Yanında da meclisi seçeceğiz. TBMM de bu yürütme organını yani yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemindeki yürütme organını denetleyen taraf olacak ve kanunları yapan taraf olacak. Cumhurbaşkanı yeni sistemde sorunsuz sorgulanamaz biri midir? Hayır. Cumhurbaşkanı şu andaki sistemde sorgulanamaz birisidir. Mutlak sorumsuzluğu var cumhurbaşkanının mevcut şu andaki anayasamıza göre. Sadece vatana ihanet suçundan yüce divana götürülebilir. Halbuki yeni sistemde meclis 360 kişiyle cumhurbaşkanını soruşturmaya alabilir, 400 kişiyle de yüce divana gönderebilir. Buna bile takılanlar var. Mesela gençlerimizin 18-25 yaş arasındaki seçilme hakkının kendilerine bu yeni anayasa ile verilmesine takılanlar var. Nitekim ana muhalefet partisinin lideri, genel başkanı Sayın Kılıçdaroğlu bana göre çok talihsiz bir açıklama yaptı bu anlamda. Şunu söyledi. "Yani 18-25 yaş arası, 18 yaşında bir genci seçtireceklerse bu yeni anayasayı halkımız kabul ettiğinde milletimiz onlar manavın çocuğunu mu seçtirecekler, bakkalın çocuğunu mu seçtirecekler, esnafın çocuğunu mu seçtirecekler" anlamında çok talihsiz ifadelerde bulundu. Bu milletin evladı manavın çocuğu da olabilir, bakkalın çocuğu da olabilir, öğretmenin çocuğu da olabilir, milletvekilinin çocuğu da olabilir, bürokratın çocuğu da olabilir, valinin çocuğu da olabilir. Bu milletin eşit bir numaralı insanı olabilir. Elbette yine milletin oylarıyla gelir bu meclise oturur. 18 yaşındaki genç seçilemez, 20 yaşındaki genç seçilemez, 23 yaşındaki genç seçilemez diyeceksiniz. Sonra o gencin evlenme hakkı var, o gencin araştırma hakkı var, o gencin silah taşıma hakkı var o gencin savaşa gitme hakkı var, savaşa gönderilme hakkı var, o gencin şehit tabutu içinde Trabzon'a dönme hakkı var da neden seçilme hakkı olmayacak" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN KOŞARAK YOLUNA DEVAM ETMESİ LAZIM"
Yeni sistemle Türkiye'nin koşarak yoluna devam edeceğini kaydeden Bakan Akdağ, "Neden yeni bir sistem? Artık koşmamız lazım. Şimdi artık Türkiye'nin koşarak yoluna devam etmesi lazım. Aksi takdirde bu çok özlediğimiz muasır medeniyetin üzerine çıkma şansımız yok" dedi.
"NEDİR ŞU ALMANYA'NIN DERDİ?"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın Almanya'da vatandaşlara hitap edeceği toplanın iptal edilmesi ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin konuşma yapacağı salona izin verilmemesini sert bir dille eleştiren Bakan Akdağ, şunları söyledi:
"Nedir şu Almanya'da olan hadise, Almanya'nın derdi nedir? Yıllarca PKK'lı teröristleri bağrında barındıran, "şu adamlar terörist şunları Türkiye'ye iade edin" dediğimiz zaman vermeyen Almanya'nın Türkiye Cumhuriyetinin 2 bakanına "siz bu ülkede konuşamazsınız" demesi nedir? Beklenmedik bir şey mi zannediyorsunuz? Hayır, bana göre çok beklenmiş bir olaydır. Çünkü Türkiye'nin güçlenmesi arzu edilmiyor. Çünkü Türkiye'nin güçlenmesinin, bölgede dengeleri değiştireceği biliniyor. Çünkü Türkiye'nin tarihine baktıklarında zenginleşmiş, ekonomisi ayağa kalkmış, terörü alt etmiş Türkiye'nin bölgenin kaçınılmaz lideri olacağını onlar da çok iyi biliyorlar. Bunu hazmedemiyorlar. Açıkça ifade ediyorum eğer bugün bir takım bahanelerle Türkiye Cumhuriyetinin Adalet Bakanı, Türkiye Cumhuriyetinin Ekonomi Bakanı ağızlarından demokrasiyi düşürmeyen ama iki yüzlülükle o bakanları ülkelerinde konuşturmayan Almanya tarafından konuşturulmuyorsa bunun sebebi Türkiye'nin ayaklarındaki prangaları çözmüş olmasıdır. Türkiye'nin koşa koşa yürüyeceği bir yeni Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine gidiyor olmasıdır. Nasıl ederiz de bunu engellemeye çalışırız peşinde. Birileri nerede buluşuyorlar dikkat ediniz? Hayır cephesinin buluştuğu yer Almanya'nın Türkiye Cumhuriyeti devletinin bakanlarını buluşturmadığı konuşturmadığı yerdir. Orada buluşuyorlar. Oradaki buluşma bir tarafıyla DEAŞ'ın buluşmasıdır. Oradaki buluşma bir tarafıyla PKK'nın buluşmasıdır. Oradaki buluşma bir tarafıyla Almanya'nın maalesef buluşmasıdır. Ya da benzeri başka ülkelerin buluştuğu yerdir."
Konuşmasında Trabzon'a yapılması planlanan şehir hastanesiyle ilgili görüşlerini dile getiren Bakan Akdağ, "Allah'ın izniyle Trabzon Şehir Hastanesini Akyazı'da mükemmel bir eser olarak Trabzonlularımıza kazandıracağız. Trabzon'da mesele futbol olduğu zaman, stadyum olduğu zaman onla yarışmak zordur ama işte şimdi o hodri meydan diyorum. O hastaneyi yapalım, stadyumla yarıştıracağız. Kesin büyüklüğünü söyleyemem ama muhtemelen 350 bin metrekare kapalı alan olan büyük külliye yapacağız. Orada yok yok olacak" ifadelerine yer verdi.
Bakan Akdağ daha sonra Trabzon Valiliğini ve Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığını ziyaret ettikten sonra Bahçecik Mahallesi'ndeki Mehmet Akif Ersoy Camii'nde cuma namazı kıldı.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.