"Referandumun siyaset fırsatı değil, gelecek fırsatı"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, nisan ayında yapılacak olan referandumun Türkiye'ye yepyeni fırsatlar sunduğunu, bunun bir siyaset fırsatı değil bir gelecek ve bir Türkiye fırsatı olduğunu belirtti.
Sabah saatlerinde ilk olarak Trabzon'un kurtuluşunun 99. Yıldönümü nedeniyle Trabzon Valiliği önünde düzenlenen törene katılan, sonrasında Vali Yücel Yavuz'u makamında ziyaret eden Bakan Süleyman Soylu ardından sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile bir otelde düzenlenen Referandum İstişare Toplantısı'nda bir araya geldi. Burada bir konuşma yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Sürekli ayağımıza dolanan bir şeyler var. Hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Tam 9'a geliyoruz 10 yapacağız maalesef yine geri dönüyor, yine geri dönüyoruz. Bir yerlerde bir çapan oğlu var. Bir bakıyoruz önümüze bir takım olaylar çıkıyor. Bunu hepimiz hayatımızda yaşıyoruz" ifadelerini kullandı.
"50 yıl sonrasını rahat bir şekilde planlıyoruz ve görüyoruz dediğimiz günün akşamı saat 21'de darbe olacağını burada kimse aklından geçirmemiştir" diyen Bakan Soylu "Herkes darbe girişiminden bir gün önce geleceğe dönük planlar yapıyordu. Yepyeni ufuklara açılalım derken, uzakları yakın edelim derken, etrafımızdaki ülkelerle daha güvenlikli sınırlar inşa edelim derken; 27 Mayıs darbesinden bir gün önce de, 12 Eylül'den bir gün önce de, 27 Nisan'dan bir gün önce de, 28 şubat'tan bir gün öncede, Gezi Parkı olaylarından bir gün önce de, 17-25 aralık gecesi veya sabahı geçmişte olduğu gibi ülkenin bir ihanet çetesi içinde olduğunu kimse aklından geçiriyor değildi. Bütün bunları yaşadık ve yaşayarak öğrendik. Bazen terörizme bazen anarşizm bazen enflasyonizmle, bazen faizle, bazen fay hatlarımızı dokunuyorlar, bizi birbirimize düşürerek, enerjimizi tüketerek terbiye etmeye çalışıyorlar. Bir gün bir şey oluyor bir anda 20,30 40 veya 50 yıl geriye gidiyoruz. Evet bir sistem problemimiz var bu sistemde açıklar var bu açıkları ortadan kaldırmamız ve tedbir almamız lazım. Güçlü bir liderimiz varken, hedeflerimizi ortaya koymuşken, dönüp "bu sistemin neresinde bir açık var" derken hep birlikte bunu çözmeliyiz. 15 yıl iyi bir çıkış yakaladık ancak 3-4 yıldır ayaklarımız üzerinde durmaya çalışıyor etrafımızdaki ateş çemberinden zarar görmemeye gayret ediyoruz. 3-4 yıldır nasıl bir süreçten geçtiğimizi, nelerle uğraştığımızı herkes görüyor. Güçlük bir liderimiz, hedeflerimiz ve kararlılığımız olmasa bugün çoktan teslim olmuştuk. Son 3-4 yıldır nelerle karşı karşıya kaldığımız net bir şekilde ortaya koymamız lazım" vurgusunda bulundu.
"TÜRKİYE İSTEKLERİNDEN, ARZULARINDAN, HEDEFLERİNDEN VAZGEÇMİYORLAR"
Bakan Süleyman Soylu, Türkiye'nin yakın tarihinde Özal, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Alparslan Türkeş, gibi liderlerin hep sistemin değişmesi gerektiğini söylediğini hatırlatarak "Eğer bu ülkeye yanlış bir öneride bulunursak tarih de, gelecek nesiller de bu topraklarda bizi affetmez. Önümüzde bir fırsat olduğunu, bunun bir siyaset fırsatı değil bir gelecek ve bir Türkiye fırsatı olduğunu biliyoruz. Türkiye isteklerinden arzularından hedeflerinden vazgeçmiyor. Türkiye'yi ne kadar uğraştırsanız, meşgul etmeye çalışsanız dahi devletiyle milletiyle bu topraklarda hedeflerine adım adım gidiyor. Siz ne yaparsanız yapın…Türkiye bugün bir iddiayı ortaya koyuyor. Biz bunu sürdürmek ve devam ettirmek zorundayız. 1960'da kurguladıkları sistemle bunları sürdürmemiz mümkün değildir. 60'da kurguladılar, 70'de darbeden sonra tahkim ettiler. 80'de yetmedi. Çok daha üstün bir anlayışla ortaya getirdiler. 28 Şubat'ta ayar verdiler. Ondan sonra dediler ki biz bunun sahibiyiz. "Ara sıra kafanızı çıkartıyorsunuz haddinizi bilin" dediler. Biz diyoruz ki "Kim ne yapacaksa yapsın ama kararı millet versin, mühür millette olsun" Kararı millet ortaya koyabilsin. Arada başka bir şey olmasın. Bir gün Anayasa Mahkemesi, bir gün Yargıtay, bir gün bir medya kuruluşunun organizasyonu, bir gün bir işveren örgütü, bir gün faiz lobisi, bir gün bir terör örgütü Türkiye'ye şekil vermek isteyenlerin organizasyonları ile karşımıza çıkmasın. Bunlar hep çıktılar. Bunları her gün yaşıyoruz" diye konuştu.
Soylu, 7 haziran seçimlerini hep beraber yaşadıklarını belirterek "Buradakilere sormak istiyorum. 7 Haziran'da karşılaştığımız tablo devam etmiş olsaydı ve bunun üzerine 15 Temmuz darbe girişimi olsaydı, Türkiye nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalmış olacaktı. Çok basit ve nettir Türkiye yine IMF kapılarına gidecekti. Türkiye yine bir dolar krizine sürüklenecekti. Türkiye'yi yine bir ekonomik krize doğru sürükleyeceklerdi. Türkiye güvenilmez ve yatırım yapılmaz bir ülke, bütün yatırımları engellenen bir ülke konumuna gelecekti… Türkiye bundan sonra ya sıçrayacak ya birinci sıçramasını yaptıktan sonra ikinci sıçramasını yapacak. Ya da dönecek geçmişte yaşadığı bu travmaları yaşamaya devam edecektir bu kadar basittir ve nettir" şeklinde konuştu.
"BU SİSTEMİN DEFALARCA ARIZALANDIĞINI GÖRDÜK. NİYE KAFAMIZI SAĞA SOLA ÇEVİRİYORUZ"
"Türkiye'yi başka bir tablo içinde göstermeye çalışanlar Türkiye tek adam iktidarına gidiyor diyenler var" diyen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Muhtarlar Federasyonu Başkanı burada. O zaman iki tane muhtar federasyonu başkanı olsun. Kusura bakmasın ama 2 tane CHP genel başkanı olsun. Kimse kusura bakmasın ama her şey iki tane olsun. Böyle bir mantıkla bu sistem devam eder mi bu sistemin defalarca arızalandığını defalarca gördük niye kafamızı sağa sola çeviriyoruz. Ecevit tüm parti liderlerini toplayıp Ahmet Necdet Sezer'i cumhurbaşkanı seçtirmedi mi sonra kafasına anayasa kitapçığını yemedi mi ? bunları yaşamadık mı ? Bu sistem baba ile oğlunu karşı karşıya getirir. Yürütmenin yasamayı, yasamanın yürütmeyi sürekli müdahale ettiği, yargının istediği zaman devreye girdiği ve tüm ayarları ve balansları altüst ettiği sistemin adıdır. Kurgusu öyledir çünkü. "
Bakan Soylu, yaklaşık 16 aydır bakanlık yaptığını ifade ederek "Türkiye 14 yıldır bütün rakamlarını büyüttü. Bu önemli bir şeydir şimdi sistemini değiştirme zamanıdır. Ben 2 haftadır TBMM'ye gidemiyorum. Milletvekili değilmiyim. Neden gidemiyorum ? Gece 3-4'lere kadar çalışıyor. Sabahın 7'sinde 8'inde bir Anadolu şehrine gidiyorum. Önümüzde bin mesele var ve hiçbirinin önem bakımından birbirinden farkı yok" diyerek iş yoğunluğuna vurgu yaptı.
MARDİN'DEKİ TERÖRLE MÜCADELE OPERASYONLARI
Bakan Soylu, Mardin Koruköy'de gözaltına alınan şahısla ilgili muhalefet partisinin söylemlerine de cevap vererek söz konusu kişinin 5 aydır takip edildiğini söyledi. Bakan Soylu, "Türkiye terörle mücadele ediyor. Terörle mücadele ederken bir muhalefet partisi milletvekili çıkıp "Acaba Mardin'de Koruköy'de ne oluyor? orada bir köyü niye çevirdiğiniz?" diye soru soruyor. Orada işkence yapıyorsunuz diye bir anlayışı ortaya koyuyorsa artık bunu söyleyemeyeceği speküle etmek için tahrik etmek için veya sözünün nereye gideceğini hesap etmeden bir sorumsuz bir anlayış gerçekleştiremeyecektir. Bir yaşlıdan bahsediyor. "Gözaltına aldınız, işkence ediyorsunuz" diyor. Hukuk devletinin dışında hiçbir şey yapılmadı. Kendi partisinden de bir tek ses çıkmıyor. O yaşlının bulunduğu evi 5 aydır takip ediyoruz. O ev Türkiye'de İstanbul'daki patlamalarla, Mersin'deki patlamalarla, İzmir'deki patlamalarla ve Türkiye'de milletin canını acıtan patlamalara ev sahipliği yapılan yerdir. O yaşlı dediğin adam da o evde ev sahipliği yaparak terör örgütünde geçen gün bizim güvenlik görevlilerimizi etkisiz hale getirdiği o teröristlere ev sahipliği yapıyor. İş adamlarını çağırıyor, teröristleri çağırıyor ve bütün dünyaya bütün Türkiye'ye Türkiye'nin terörle, karşı karşıya gelmesini sağlıyor. Niye açıp sormuyorsun orada ne oluyor diye. Üç günden beri bahsettiğiniz öteki köyde güvenlik görevlilerimiz, jandarmalarımız köyün altını tamamen sığınağa çevirmişler. Büyük bir hazırlık yapıyorlar. Çok net söylüyorum. Üç gündür köyün içinde çatışma hala devam ediyor. Bu köyde bombaların, bu köyde el yapımı patlayıcıların, bu köyde kalaşnikofların bu köyde büyük hazırlıkların ne işi var. Orayı üs haline getirdiler. Türkiye'yi yakacaklar, Türkiye'yi istikrarsız hale getirecekler, Türkiye'yi terörle karşı karşıya bırakacaklar, iktidarı, milleti çaresiz bir hale getirecekler bizi başka bir tarafa teslim etmeye çalışacaklar. Bir muhalefet partisi milletvekili veya 2-3 muhalefet partili milletvekili de ha de HDP anladım bana soru soruyor buna bakan cevap versin bu köyleri niye çevirdiniz. Bana niye soruyorsun git Kandil'e sor, git Karayılan'a sor o sana anlatsın ne olduğunu" açıklamaları salondan alkış aldı.
Önceki yıllarda terör örgütünün korkutması ve dayatmasıyla bölgede eylemlerde 40-50 bin kişinin sokağa çıktığını ve eylem yaptığını hatırlatan Soylu "Yüzlerce eylem olurdu. Bu sene ki rakamlar vermek isterim. 300'e ulaşmadı. Vatandaşlarımız, Kürt kardeşlerimiz orada rahatladı. Bu baskı onları hayatla arasındaki bağı kopartabilecek bir baskıydı. Şu anda rahatlar işlerini yapıyorlar. Biz hükümet olarak oralara cazibe merkezleri oluşturduk. Daha fazlasını gerçekleştireceğiz. Onları terör örgütünün prangasından çekip alacağız. her gün oralardayız. Ne söylerlerse söylesinler, ne yaparlarsa yapsınlar. Ne ortaya koyarlarsa koysunlar. Bilmenizi istiyorum ki biz bu işi Türkiye'den söküp atana kadar bu mücadeleyi bedeli ne olursa olsun sonuna kadar gerçekleştireceğiz. Bu çok açık ve nettir. Orada kız çocuklarının 2 gün önce 14 yaşındaki bir evladımız terör örgütünden kaçarak sınırdan geçerek teslim oldu. Bu çocuklar bizim çocuklarımız. Bu çocuklarımızı sıkıştırıyorlar. Ailelerinden zorla alıyorlar. Ailelerinden bedel istiyorlar. Bedel olarak kendi çocuklarını alıyorlar
Türkiye dolu dizgin yoluna devam etmek istemektedir. Türkiye'nin hedefleri var. Bu hedeflere ulaşmak istemektedir. Bunu bu sistemle yeniden bir olayla karşı karşıya gelmeden gerçekleştirmek istemektedir" dedi.
Soylu, konuşmasının ardından karayolu ile Cuma Namazı'nı kılmak üzere Of ilçesine geçti.
(Bekir Koca-Ozan Köse/İHA)
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.