"TÜRKİYE’YE UYGULANAN SİYASİ AMBARGODUR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "54 yıldır Türkiye Avrupa Birliğinin kapısında bekletiliyor. Türkiye'ye uygulanan siyasi ambargodur. Türkiye'nin kişiliğine şahsiyetine yönelik saygısızlıktır. Hiçbir ülkeye böyle bir yaklaşım gösterilmedi" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan New York'taki Plaza Otel'de düzenlenen "Bloomberg Küresel İş Forumu"nda konuşma yaptı. Türkiye'nin de bir NATO ülkesi olduğunu belirten Erdoğan, "NATO ülkeleri içerinde bırakın S-400'ü çok daha güçlü silahlara sahip olan ülkeler var. Hatta çok daha ileri gideceğim. Nükleer silaha sahip olan ülkeler var. Dünya nükleer silahları konuşuyor. NATO, içerisindeki ülkelere bu nükleer silahları bırakın diyor mu? Demiyor. Onlar hatta nükleer başlıklı silahların daha uzun menzilli olanlarını yapmanın gayreti içerisindedir. Şimdi Türkiye olarak yanı başımızdaki Suriye'de S400 varken ben kendim S-400 belki S-500'e hatta S-600'e sahip olmanın gayreti içerisinde olmak durumundayım. Bunlar kendimizi korumaya yönelik atmamız gereken adımlardır. Balistik füzelerle ilgili de atmamız gereken adımlar vardır. Bunlar bir yöneticinin ülkesini 80 milyon Türkiye'yi korumak bizim görevimizdir. Bunun için ne gerekiyorsa yapacağız" şeklinde konuştu.
"OLUMLU YAKLAŞIMLAR KARŞISINDA TÜRKİYE OLUMSUZ DEĞİLDİR"
"NATO ülkelerinden istediğimiz silahları alamıyorsak napacağız başımızın çaresine bakacağız. İnsansız hava araçlarını birçok dost NATO ülkelerinden paramızla istemişizdir" diyen Erdoğan, "Paramızla istediğimiz halde bunu alamamışızdır. Alamayınca napacağız başımızın çaresine bakacağız. Terör örgütüne bu silahları bedava veriyorlar. Türkiye senin ortağın olacak NATO da beraber olacaksın istediğin silahı NATO'daki ortağından alamayacaksın. Bu neyle izah edilir. Onun için bu adımı atmak durumundayız atıyoruz. Görüşmelerimiz ortak çalışmalarımız devam ediyor. Mesela, bizim için Eurosam Fransa, İtalya Türkiye olarak 3'lü anlaşmamız var. Bakın bu da oluyor. Demek ki olumlu yaklaşımlar karşısında Türkiye olumsuz değildir" dedi.
"DOSTLARI ÇOĞALT, DÜŞMANI AZALT"
"Bizim siyasetteki tezimiz şu; dostları çoğalt düşmanı azalt" şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz buna çalışıyoruz. Rusya'yla bir olumsuzluk yaşadık. Ama şu anda Rusya dış ticaret hacminde ciddi bir tırmanışa geçmiş vaziyette. Biz Rusya'yla 36 milyar dolara ulaşan bir ticaret hacmini yakaladık. Ve şu anda turizmde Rusya Almanya'yı da geçmek suretiyle turizminde bir numara olacak. Şimdi tabii ki Türkiye olarak kazan esasına dayalı bir şekilde hesaplarımızı yapıyoruz yapmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Bir çatışmasızlık bölgesi olarak İdlib'deki meselenin halledildiğini ifade eden Erdoğan, "Sınırın dış tarafında şuanda Rusya federasyonun koruma kuleleri var. İçeride de Türkiye'nin koruma noktasında karakolları var. Bütün bunları özgür Suriye ordusuyla beraber bizim askerimiz yapıyor. Bu barış tesis edilinceye kadar devam edecek. Nasıl 100 bin Suriyeli şu anda topraklarına dündüyse bizde kalan Suriyeli dostlarımız onlarda kendi topraklarına dönecekler" dedi.
"54 YILDIR TÜRKİYE AVRUPA BİRLİĞİNİN KAPISINDA BEKLETİLİYOR"
Erdoğan, AB-Türkiye ilişkileriyle ilgili olarak da şunları kaydetti:
"Tüm dünyaya sesleniyorum. Sene 1959 Türkiye gayrı resmi olarak AB'ye müracaatını yaptı. Sene 1963 Türkiye resmi olarak müracaatını yaptı. 54 yıldır Türkiye Avrupa birliğinin kapısında bekletiliyor. Acaba bana şunu söyleyebilir mi Juncker; "senden daha geç ve ya daha erken buraya gelip girenler oldu" diyebilir mi? Türkiye'ye uygulanan aslında siyasi ambargodur. Türkiye'nin kişiliğine şahsiyetine yönelik saygısızlıktır. Hiçbir ülkeye böyle bir yaklaşım gösterilmedi. Bize yalan söylediler. Bize doğru konuşmadılar. Vizede de bu yalanı söylediler. Mülteciler meselesinde 2016'ının Temmuzu'nda size 3 milyon Euro vereceğiz dediler. Yılsonuna kadar da 3 milyar Euro daha vereceğiz dediler. Şimdi dürüstlük nerede yok."
"ÇOK DA MERAKLI DEĞİLİZ"
Erdoğan, "Ben diyorum ki karar merciinde olan onlar. Onlar, bize kapıyı kapatsın biz kararı rahat veririz. Çok da meraklı değiliz, bunu da söyleyeyim ama onlar istiyorlar ki Türkiye buradan kaçsın. Yok, biz hiçbir zaman minderden kaçmadık. Minderden kaçan olmayız. Minderden kaçan onlar olsun. Kararlarını versinler, bizim kararımız kolay" dedi.
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.