Vatandaşın iradesine saygısızlık yapan tutum var

Vatandaşın iradesine saygısızlık yapan tutum var
AK Parti Sözcüsü Çelik, "Siyasi olarak birbirine benzemeyen siyasal tutumları bir araya getirmeye çalışan, en başta vatandaşın siyasal iradesine saygısızlık yapan bir tutum var." dedi

 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana'da AA muhabirine yaptığı açıklamada, yerel seçim sürecinin başlamasından önce bile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ülke çapında bir kampanya yürüttüğünü belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, çok güçlü bir seçim çalışması gerçekleştirdiğini vurgulayan Çelik, "Her seçimde Cumhurbaşkanımız ve AK Parti, bu seçim sürecini milletle buluşma, milletimizin talimatını alma, çeşitli yerlerdeki sorunları, eleştirileri, beklentileri kılcal damarlarına kadar tespit etme fırsatı olarak değerlendirir. Bu seçim sürecinde de böyle oldu." diye konuştu.

Çelik, bir yandan seçim kampanyalarını yürütürken bir yandan vatandaşların beklentilerini, eleştirilerini ve talimatlarını öğrenecek şekilde çalışma gerçekleştirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Bizim açımızdan seçim kampanyası, aynı zamanda büyük bir istişare süreci. Siyasi haritamızı yeniden güncelleme imkanı oluyor. Adana'da da aynı şekilde Türkiye'nin her tarafında olduğu gibi yoğun bir kampanya yürütülüyor. Hemen hemen ayak basmadık yer kalmadı, arkadaşlarımız tarafından. Vatandaşlarımızın teveccühüne teşekkür ediyoruz. Biz kendilerine beklentilerimizi, Türkiye ile ilgili yapacaklarımızı arz ediyoruz. Sonuçta karar milletimizin olacak. Gördüğüm kadarıyla her gittiğimiz yerde çok coşkulu ve güzel toplantılar yaptık."

"İstikrarla ilgili herhangi bir problem kalmayacak"

Ömer Çelik, vatandaşlara arz ettikleri konuların teveccühle karşılandığını gördüklerini aktararak, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"1 Nisan sabahı da istikrarın sürdüğü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtikten sonra hükümet düzeyinde yapılan sistemle ilgili reformun, yerel yönetimlerle ilgili kısmını da gerçekleştirmiş olacağız. İnşallah Türkiye'de istikrarla ilgili herhangi bir problem kalmayacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hızlı karar alma mekanizmalarının belediyelere de yansıyacağını değerlendiriyoruz. Bu da ilçe ilçe, belde belde, il il Türkiye için yeni bir dönemin belediyeler düzeyinde de başlamasına imkan verecek."

"Bu ilk önce millete karşı bir saygısızlık"

Çelik, siyasetin en basit haliyle milletin talep ettiği şeylerin temsile çevrilmesi olduğunu vurgulayarak, "Dolayısıyla burada şeffaf olunması ve belli bir siyasal ve kamusal ahlak içinde davranılması bunun ilk kuralıdır." dedi.

AK Parti ve MHP'nin Cumhur İttifakı'nın içerisinde yer aldığını ve mitingleri açıkça yaptıklarını, kimsenin gizli saklı ilişki içinde bulunmadığını anlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kürsülere beraber çıkıyoruz. Meydanlarda beraber konuşuyoruz. İlkelerimizi ve adaylarımızı beraber savunuyoruz. Fakat orada, böyle gizli kapaklı, bir tür siyasi matruşka üreten, iç içe ilişkiler, birtakım dolaylı ilişkiler söz konusu. Bu, ilk önce millete karşı bir saygısızlık. Örneğin, Türkiye'nin pek çok yerinde de çıkıyor. En son Adana'nın Ceyhan ilçesinde çıktı. HDP'liler çıktılar, bir toplantıda 'Biz Ceyhan'da CHP adayını destekliyoruz' dediler. Dolayısıyla burada şöyle bir şey var. Vatandaşımızın birisi İYİ Parti'ye oy verdiği zaman o oy İYİ Parti'ye gitmiş olmayacak, CHP'ye gitmiş olacak, ya da CHP'yi verdiği zaman CHP'ye gitmeyecek HDP'ye gidecek. Ya da 'Ben HDP'ye verdim' diyenin oyu İYİ Parti'liye gidecek. Siyasi olarak birbirine benzemeyen siyasal tutumları bir araya getirmeye çalışan, en başta vatandaşın siyasal iradesine saygısızlık yapan, birtakım gizli kapaklı ilişkilerle bunu yürütmeye çalışan bir tutum var."

"Bu tablonun adını koysunlar"

Çelik, milletin huzuruna çıkanların bir şey gizlememesi gerektiğine işaret ederek, şunları söyledi:

"Çıksınlar Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkanı, HDP eş başkanları milletin önüne bir kürsüde mitinglerini yapsınlar. Zaman zaman çeşitli yerlerde ortaya çıkan bu tablonun adını koysunlar. Milletin huzuruna çıkan bir siyasetin, milletten bir şey saklayarak, gizli kapaklı iş yaparak, kamusal ve siyasal ahlaka sığmayan birtakım ilişki biçimleri içerisinde yürümesi, sonra da bunu tırnak içerisinde, 'Türkiye'nin demokrasisine, ekonomisine katkı' gibi sunması başlı başına vahim bir çelişki, en önemlisi de milli iradeye saygısızlık."

"Geldiği bu yaşta onun için kara bir leke"

Eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk'un, 31 Mart'ta yapılacak yerel seçimleri "intikam" şeklinde yorumlamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Çelik, "Meclis başkanlığı yapmış bir şahsın ağzından bu şekilde 'intikam' gibi bir ifadenin çıkması, geldiği bu yaşta onun için kara bir leke. Öteden beri her siyasi aktörün bir karakteri, kendisiyle ilgili oluşturduğu bir tarih, siyasal karakter vardır. Bu şahıs, öteden beri merkez sağ içerisinde, daha çok merkez sağın demokrasiyi, hukuk devletini savunan, vesayete karşı çıkan tavrı karşısında, merkez sağ içerisinde bu demokratik süreçleri baltalamaya çalışan, merkez sağın içinde gözüküp de merkez sağın karşısındakilerin bir adamı gibi davranan bir siyasal karakter, bir siyasal tarih oluşturmuştu." diye konuştu.

"Türkiye'de parlamenter sistem birikimi oluşmadı"

Çelik, Türkiye'de çeşitli nedenlerle parlamenter sistem birikimi oluşmadığını vurgulayarak şu görüşlerini paylaştı:

"Türkiye'de parlamenter sistemin birikimi, çeşitli kazanımlarından bahsedenlere şunu söyledik; 'Çok partili hayata geçtiğimizden beri Türkiye'de darbeler, yargı vesayeti, askeri vesayet gibi unsurlar ve koalisyonlar Türkiye'de parlamenter sistem birikimi esasında oluşmadı.' Ya da hukuk devleti birikimi açısından baktığınızda, örneğin parlamenter sistemin doğası gereği yürütme her zaman yasmayı yutan bir refleks üretmiştir, işin doğası odur. Türkiye'deki uygulama hep öyle olagelmiştir. Dolayısıyla siyasal açıdan işleri yerli yerine oturtmadan sadece belli kavramları tüketen bir yorum yapıyorlar. Bunlar bunu bilmeyecek şahıslar değil, bu bile bile yapıyorlar çünkü bunların demokrasiyle, milletin memleketi yönetme iddiasıyla, 'yeter söz milletindir' ya da 'yeter karar milletin' ifadesiyle çok eskiden beri gelen rövanşları var."

Türkiye'nin demokrasi yolcuğunun engellenmek istendiğini aktaran Çelik, "Bunlar merkez sağ içerisindeki insanlar demokrasi ve hukuk mücadelesi verirken, fiziken onların yanında gibi gözüküp aklen ve ruhen onların karşısında olan siyasal karakterlerdir. Şimdi de bu ortaya çıkmıştır." diye konuştu.

"Millet bir şeyi kazandıktan sonra geriye gidiş yoktur"

Çelik, kararı milletin verdiğine ve buna saygı duyulması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:

"Kuşkusuz millet kararını yine verecektir. 'Yeter söz milletindirden yeter karar milletindire kadar' uzun bir demokrasi yolculuğudur bu. Bu yolculuğu engellemeye açıkça kalkışan kesimlere, askeri vesayet ve yargı vesayetini savunan kesimlere karşı olduğu gibi kendi siyasal karakterini merkez sağ içinde gizleyen siyasal karakterlere karşı da verilmiş bir mücadeledir. Millet bir şeyi kazandıktan sonra ondan geriye gidiş yoktur."

"Milletimiz bunlara 31 Mart'ta dersini verecektir"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde, cumhurbaşkanının yüzde 50 artı 1 oyla seçildiğini ve burada milletin siyasal özne haline geldiğini belirten Çelik, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu kazanımları geri almaya çalışanların yapmaya çalıştığı şey, millete ait kazanımı alıp yine birtakım oligarşik çevrelere devretme iddiasıdır. Bunun intikamı peşinde koşuyorlar. Bunlar belli oligarşik grupların çıkarları için mücadele eden tiplerdir, bu siyasal karakterlerin son kullanma tarihi geçmiştir. Dolayısıyla inanıyorum ki aziz milletimiz, 31 Mart akşamı bunlara bir daha konuşamayacakları bir siyasal dersi tekrar verecektir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.