Babası Bayazıtoğullarının Ahmet Paşa kolundan Hakkı Bey, annesi ise Emirmahmutoğullarından Hacer hatundur. 1898'de Maraş'ta doğar. İlk tahsilini Maraş'ta tamamladıktan sonra Sultani tahsili için İstanbul'a gider. Tahsil hayatına devam ederken patlak veren Çanakkale Savaşı ile Osmanlı'nın diğer tüm gönüllü yüksek tahsil gençliği gibi o da gönüllü olarak cepheye gider. Mülazimevvel (Asteğmen) olarak Helles ve Suvla cephelerinde savaşır. Yararlılık gösterir ve Teğmen rütbesiyle bölük kumandanlığına yükselir.
İyi bir asker olmasının yanı sıra iyi bir okurdur aynı zamanda. Özellikle edebi eseleri okumaktan büyük haz alır. Savaş şartları içerisinde eline ne geçerse okur fırsat buldukça.
Muharrem Bayazıt düğün için ailesini İstanbul'a götürmek üzere Maraş'a geldiğinde memleketini işgal altında bulur. İçindeki vatan aşkı alev almış yanmaktadır. Aile büyüklerinin verdiği görevi baştacı ederek amcazadesi Zafer Bey'le birlikte harekete geçer. Kahraman Bertiz köylülerini teşkilatlandırarak eli silahlı bir çete grubu oluşturur. Başta Sütçü İmam olmak üzere şehirdeki baskılara başkaldıran kişilerde onlara katılır. Fransız birliklerine takviye olarak gönderilen Ermeni ve Fransız kuvvetlerini Bababurun'da durduran çetelerin başında o vardır. 22 gün süren sokak çarpışmalarında da aktif rol alır. Aşkından ayrı düşüşün acısıdır belki de Muharrem beyi yaralı bir aslan yapan.
Onun Maraş'a dönüşünün hemen ardından çeyiz bohçası da ardı sıra gönderilmiştir zaten. Ta en baştan bu nişana karşı çıkan anne; ''adını ancak haritada gördüğüm, memleketin bir ucunda bir vilayet'' diyerek göndermiştir çeyiz bohçasını gerisin geri.
Maraş kurtulur düşman işgalinden. Muharrem beyi durdurmak ne mümkün. O hiç vakit geçirmeden alır çetelerini, koşar Antep'in yardımına. Antep mücadelesinin sonuna kadar orada kalarak çarpışmalara iştirak eder. Antep de kurtulmuştur ama Muharrem Bey içinde yanan ateşi söndürememiştir hala. İstiklal Savaşı'na katılmak için ordu saflarına döner. Birçok cephede savaşır. Sakarya Meydan Muharebesi'nde ağır bir yara alır hastaneye kaldırılır.
Kurtuluş Savaşı'nda başına saplanmış olan kurşun yüzünden tam 18 yıl Bakırköy hastanesinde yattıktan sonra 1939 yılında İstanbul'da vefat etmiştir.
Ruhu şad olsun.