Almanya genelinde yaptırılan araştırmada, Almanların yüzde 80'inin uyku bozukluğundan şikayetçi olduğu belirlendi.
Almanya'da, 2010 yılında yüzde 60 olan sağlıksız uyku probleminde 7 yılda yüzde 20'lik bir artışın olması endişeyle karşılandı. DAK Sigortası Genel Müdürü Andreas Storm, sinir hastalıklarında da artışın uyku bozukluğu ile alakalı olabileceğine söyledi. Yaşları 18 ile 65 yaş arasında 5 bin 200 yetişkinin üzerinde yapılan incelemelerde, yüzde 80'inde uyku bozuklukları tespit edildiği, yaşları 35-65 arasında çalışanlar arasında yapılan araştırmada uyku bozukluğu çekenlerin oranının son yedi yılda yüzde 66 çıktığı belirlendi. Her çalışan on kişiden birinin uyku problemi yaşadığı araştırma raporunda yer aldı. Öte yandan, uyku bozukluğu nedeniyle ilaç kullanılanların sayısı iki katına çıktığı belirlendi.
YÜZDE 70'İ HASTALIK OLARAK GÖRMÜYOR
Uyku bozukluğu nedeniyle çalışanların gün boyunca kendisini yorgun hissettiğini, dikkat dağınıklığı yaşadığı ve buna bağlı olarak ta kazaların meydana geldiği vurgulandı. Uykusuzluğun ortaya çıkardığı depresyon hastalığı ve alınan hastalık raporunun da iş kaybını oluşturduğu ve uykusuzluğun en önemli maddi kayıpların başında gösterildi. Uyku Bozuklukları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ingo Fietze, uyku bozukluğu yaşayanların yüzde 4,8'inin doktora giderek tıbbi yardım aldığı bir kısım hastanın ise kendi tedavi yöntemleriyle çare aradığını yüzde 70 hastanın ise uyku bozukluğunu hastalık olarak kabul etmediğini söyledi.
"MUTLAKA DOKTOR KONTROLÜNDE TEDAVİ EDİLMESİ GEREKİYOR"
Piyasadaki uyku ilaçların bağışıklı yaptığı gerekçesiyle bazı hastaların ilaçları kullanmaktan vazgeçtiği, bazı kişilerin ilaç bağımlısı olduklarını gözlediklerini ifade eden Prof. Dr. Fietze, "Uyku bozukluğu bir hastalıktır. Mutlaka doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerekiyor" dedi.
Yüksek tempoda çalışmak ve kendine günlük hedef koyup bu hedefe kilitlenmek uyku bozukluğuna neden oluyor. Her an işe çağrılma ihtimali ise en büyük etkenlerin başında geliyor.
Uyku bozukluğu yaşayan kişiler üzerende yapılan araştırmada hastaların yatmadan önce bir dişi ve filim izlediklerini, yüzde 68'i özel işlerini yatmadan önce yaptıkları, her sekiz hastadan birinin gecenin geç saatinde yarın yapacağı işleri planladığını belirten Prof. Dr. Fietze, "Elde ettiğimiz veriler toplumun uykuyu önemsemediğini gösteriyor. Oysa vücudun istirahata ihtiyacı var. Organlar uyku halinde dinlendirilmesi gerekiyor. İstirahat eden organlar sağlıklı çalışır. Bunun için uyumadan önce vücudun uykuya hazırlık yapmasına fırsat verilmeli" ikazında bulundu.