ABD işgalinin Ağustos 2021'de sona erdiği Afganistan'da milyonlarca kişi kuraklık, açlık, hastalık ve yetersiz beslenme gibi sorunlarla mücadele ediyor.
Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, yaklaşık 40 milyon nüfusun bulunduğu Afganistan'da 28,3 milyon kişinin acil insani yardıma muhtaç olduğu biliniyor. Bu kişiler arasında kadınlar ve çocuklar ise en savunmasız grubu oluşturuyor.
Uzun yıllardır süren çalkantılı siyasi ve ekonomik krizin derin etki bıraktığı Afganistan'da, binlerce aile, mağaralarda yaşamaya devam ediyor.
1400'DEN FAZLA AİLE YAŞIYOR
AA muhabirleri, Bamyan mağaralarında Afgan ailelerin yaşam mücadelesini görüntüledi.
Başkent Kabil'in yaklaşık 4 saat batısında bulunan Bamyan vilayetinde, geçen sene son yılların en sert kışı yaşandı.
Gidecek yerleri ya da temel ihtiyaçlarını dahi karşılayacak kadar geliri olmayan çok sayıda Bamyanlı aile, 2001'de Taliban'ın yok ettiği Buda heykellerini barındıran dağ sırası boyunca uzanan mağaralarda yaşıyor.
Söz konusu Afgan ailelerin kimisi uzun yıllardır burada yaşarken kimisi de Taliban'ın 2021'de Afganistan yönetimine geldiği süreçte yerinden edilerek buraya sığınmak zorunda kaldı.
Bamyanlı yerel gazeteci Seyyid Ahmed Musevi, merkeze 2 kilometre mesafedeki Teybuti bölgesindeki mağaralarda 1400'den fazla ailenin yaşadığını söyledi.
BM'nin bu ailelere ev yapma sözü verdiğini aktaran Musevi, projeye şehir merkezine nispeten uzak bir bölgede başlandığını ve ailelerin evlerin teslimini beklediğini dile getirdi.
İÇME SUYU TEMİNİ İLE HAŞERELER EN BÜYÜK SORUN
Aileler, 5-10 metrekare büyüklüğünü geçmeyen mağaralarda yaşıyor. Bazı aileler zaman içerisinde yaşadıkları mağaraların girişlerine kerpiçlerle duvar örerek "evlerini" genişletti.
Mağaradaki ailelerin en büyük sorununu, içme suyu temini ile örümcek, akrep, kırkayak ve haşereler oluşturuyor. Aileler, içme suyu temini için uzak mesafedeki su kuyularına gitmek zorunda kaldığını söylerken, yazın gelmesiyle mağaraları sık sık haşerelerin bastığını ifade ediyor.
Duvarlardan dökülen toz ve taş parçaları ile yağan yağmurun içeriye sızması da ailelerin en önemli sorunları arasında yer alıyor.
Kimi aileler, 30-40 santimetre ebatındaki solar paneller aracılığıyla akülerini şarj edip buradan sağlanan enerjiyi telefon şarj etme ya da aydınlatma için kullanıyor. Solar panellere dahi sahip olamayan aileler ise gece karanlıkta oturmak zorunda kalıyor.
"TEK ARZUM, KENDİMİZE AİT BİR EV OLMASI"
Alizade ailesi, 20 yıldır 6 çocuğuyla yaklaşık 10 metrekarelik bir mağarada yaşıyor.
Baba Niyaz Muhammed Alizade, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beden gücü gerektiren işlerde çalıştığını belirterek, "6 çocuğumdan üçü 1 ve 5 yaşları arasında. En büyüğü hariç diğer 2 çocuğum ise uzak olması ve maddi imkansızlık nedeniyle okula gidemiyor." dedi.
Yaşadıkları zorluklara işaret eden Baba Alizade, "Böceklerden korkuyoruz çünkü çocukları her an sokabilir. Ben düğünümü de mağarada yaptım ve eşimi mağaraya gelin getirdim." ifadesini kullandı.
Anne Zeynep Alizade ise evlendiğinde mağarada yaşayacağını bilmediğini anlatarak, "Evlendiğimde mağaraya gelin geldim ve burası ilk evim. Artık alıştım ve ailemle mutluyum. Tek arzum, kendimize ait bir evin olması." diye konuştu.
"YARDIMLARLA VE BORÇ ALARAK GEÇİNMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Nevruz ailesi ise 10 yıldır 4 çocuğuyla mağarada yaşıyor.
Anne Begüm Nevruz, sıklıkla mağaradaki delikleri kapattıklarını ancak toprak ve taş döküntüleri nedeniyle yeni yeni deliklerin oluştuğunu, haşere sorununu da çözemediklerini dile getirerek, şunları söyledi:
"Bir oğlumu daha önce akrep sokmuştu. İşimiz sürekli mağaradaki böcekler ve akreplerle mücadele etmek. 7 yaşındaki bir oğlumuz da eve odun getirmek için gittiği dağda donarak öldü. Cesedini bir gün sonra ancak bulabildik. Kocam da eskiden odun toplamaya gittiği dağda mayın patlaması sonucu yaralanmıştı, artık o da çalışamıyor. Yardımlarla ve borç alarak geçinmeye çalışıyoruz."
"BU YAŞAMAK DEĞİL HAYATTA KALMAK"
İmamdad Hüseyni ise kullandıkları solar panel ile 4 ampulü aydınlattıklarını ve bir cep telefonunu şarj edebildiklerini ancak kışın büyük oranda karanlıkta kaldıklarını anlattı.
Eşi, babası ve 2 çocuğuyla 8 yıldır mağarada yaşadıklarını dile getiren Hüseyni, geçen kış hava sıcaklığının eksi 36 dereceye kadar düştüğünü ve borç parayla aldığı odunların parasını ise hala ödeyemediğini kaydetti.
Hüseyni, soğuktan donmamak için kalın yorganlar kullandıklarını belirterek, "İçme suyu büyük sorun. Bir kuyudan getiriyoruz, sonra ya kuruyor ya da zarar görmüş oluyor. Diğer yerlerdeki kuyulara gidip getiriyoruz. Elektrik sorunumuz da var, akü bir iki yıldan fazla dayanmıyor. İş de yok, bu yaşamak değil hayatta kalmak." diye konuştu.