TÜGVA Afşin Temsilcisi Ahmet Murat Çolak bu haftaki yazısında şu konuyu ele aldı:
Bazı zamanlar olur ki karşınıza fırsatlar çıkar. Bir insanı tanırsınız. Doğru yerde doğru zamanda olursunuz. Bir nasihati dinlersiniz. Bir kötü alışkanlığı bırakırsınız.
İşte toplumların yaşamlarında da böyle küçük ama çok önemli anlar olduğuna inanıyorum.
1 gece nedir? Uyursunuz ve uyanırsınız hergün gibi yatağınızdan kalkar işinize, okulunuza gidersiniz.
Fakat 15 Temmuz öyle bir gece değildi. Bir çokları için olağanüstü bir geceydi. Çoğumuzun pek de idrak edemediğimizi, kıymetini kavrayamadığımızı düşündüğüm bir geceydi.
O gece Türkiye 100 yıl kazandı diyebiliriz. Sadece muhafazakarlar değil kulağına küpe takanlar, burnuna pearcing takanlar içinde özgürlük kazanıldı o gece.
İçimizde türlü türlü terör odakları varken. Çevremizdeki ülkeler bir ateş çemberi gibi bizi kuşatmışken. En zayıf olduğumuzu düşündükleri anda saldırmayı bekleyen bir virüs gibi saldırdılar. Tanklarla içinde bebek uyuyan arabaların üzerinden geçtiler. Helikopterle taradılar. Uçaklarla meclisimizi bombalamaktan çekinmeyecek kadar ruhları uyuşmuş, beyinleri yıkanmıştı. O gece milletimizin gösterdiği gayret bizlere, gençlerimize 100 yıl kazandırdı.
İç savaşların, ekonomik belirsizliklerin belkide parçalanmanın eşiğinden 1 gecede kurtulduk diyebiliriz.
Artık Türkiye'de darbe yapılamayacağını, toplumun bir sürü olmadığını bir çok şer odağı o gece anladı ve artık gardının ona göre almaya başladılar.
Mehmet Akif Ersoy;
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Dizelerini belki de 15 temmuz için kaleme almıştır desek, abes olmaz.
Mütedeyyin, sakin, bazılarına göre cahil, korkak olarak görülen olumlu ve olumsuz hakkında sürekli yorumlar yapılan halkımız. 15 temmuz gecesi nasıl bir güçte olduğunu gösterdi.
Artık 1 gecede 100 yıl nasıl satın alınır öğrenmiş olduk. Gençlerimiz özgürce sokaklarımızda gezebiliyorsa. Okullar, devlet kurumları, parklar, bahçeler yani tüm hayat olağan akışı içinde seyredebiliyorsa 15 temmuz gecesini ve o gecenin ruhunu unutmamalıyız.
256 can o gece bizler için verildi. Biz o fedakar yüreklerin acısını unutmadan her birimiz daha çok, daha etkili, daha fedakar gayret etmeliyiz.
15 temmuz belkide hayatımızın en uzun gecesiydi.