Kırıp dökme mi var!
Her şeyin bir yakışığı var, kırıp dökmeden birbirimizi onura etmeliyiz.
Bir koltuğa oturan kalkmasını da bilmeli. Günü gelince eyvallah demeli.
Tabi birde kendini o makamın tek sahibi olarak görüp, memlekette bir çivi çakmadan müdürlük makamında 17 yıldan beri oturanlar var. Bir iş yapmadan belediye başkanlığı koltuğunda yıllardır oturanlar var !..
Geldiğin gibi gitmesini bilmeyenler var! Ak Parti yeter artık dedi ama biraz nazik olmak kırmadan dökmeden bu işi yapmak gerektiğini düşünüyorum.
Ak Parti de Metal Yorgunluğu var mı?
Yorgun olanları kenara alalım derken, gönül kırma mı var!
Türkiye eski Türkiye değil diyoruz!
İnsanlarda eski insanlar değil, o tuz ekmeği bilen ahtı vefa gösteren eski insanlar kalmadı.
Yeni Türkiye de: emmioğlu, dayıoğlu, hanımın hısımı, partimizin emaktarı yerine: riyakata bakmak gerekir ama bakan kalmadı.
Dün Serdar Erdoğanyılmaz beyle bir süre sohbet ettik:
Konumuz belediyelerde partili olduğu için, yada daha önce belediye başkanlığı yaptığı için belediye alınan çarık-çürük emekliler, belediye uğramadan maaş alanlar.
Şöyle bir saydık ikimizin ortak tanıdığı ve haksız yere belediyelerden maaş alan 100'ün üzerinde gereksiz insan, bizim bildiklerimiz.
Emekli, çocuklarını evlendirmiş, karı koca emekli maaşı evi arabası var ama belediyeden danışman adı altında veya bilmem belediye şirketinden maaş almaya devam ediyor. Üretime katkısı sıfır, bunlara maaş veren belediyemiz bir basın danışmanı bile tutamıyor.
Bunları görünce Ak Partide Metal yorgunluğu değil, Para savurganlığı var önce bunların önünün kesilmesi gerekir. Belediyelerin silkinerek radikal kararla gereksiz insanların işine son vermesi gerekir.
Senin oğlun benim kızım diyerek şişirilen belediye kadrolarının temizlenmesi gerekir.
Bir tek belediye meclis üyesi yok ki: oğlunu kızını, yakını belediye girdirmemiş olsun!
Belediyelerimize giriyoruz: hiç bir iş yapmayan yüzlerce binlerce kişi ile doldurulmuş.
Belediye uğramadan maaş alanlar var! Ankara’dan gelen para bunlara zor yetiyor.
Belediye başkanlarını dinlediğin zaman: "ben almadım, benden önceki belediye başkanı döneminden kalma, ben kendime bir ekip kurmaya çalıştım, diyerek açık verirken "öz verili savunmasını alıyorsun.
Oysa Kahramanmaraş için baktığımızda, kapanan 59 kasaba belediyesinin şişkin kadroları ilçe belediyelerinin sırtına yüklendi.
Belediye başkanının yakınları, belediye meclis üyelerinin yakınları, Ak Parti il ve ilçe yönetiminin yakınları ile belediyeler, hizmet yapma yerine personele maaş ödeme kurumu haline geldi.
Reis bu bağlamda: Metal yorgunluğu var diyorsa çok doğru!
Onikişubat Belediye Başkanı Hanefi Mahçiçek, Türkoğlu Belediye Başkanı Osman Okumuş, Mütehhit gibi çalışarak bir yandan kaynak üretimi yaparak, yeni yatırımlar yaparken, nasıl para kazanabiliriz diye düşünüyorlar.
Ankara’dan gelen para ancak: personel, akaryakıt ve belediye giderlerine gidiyor, yatırım için beş kuruş bile kalmıyor.
Böyle olunca Hanefi Mahçiçek de, Osman Okumuş başkan da para kazanmak için tüccar gibi çalışıyorlar. Hizmet üretiyor ama şer cephesi onlara iftira atmak için çalışıyor. Başkanlarımız: Ankara’dan gelen para bir ise: onlar ürettiği her kaynakla her iki başkanın harcaması en az üçe katlamaktadır.
Biz: İşe adam bulmuyoruz, adama iş buluyoruz. Böyle olunca da belediyeler ağızına kadar adam dolu gelen paralar personel parası oluyor. Bunu çıkıp açıkça söyleyende yok.
Ha birde eski partilimiz, eski üyemiz, diyerek çarık-çürük emeklileri doldurduğumuz belediyelerimiz kımıldar hali kalmadı. Kapanan kasaba belediye başkanlarına belediyelerde iş verildi. Belediye de çalışan değil de maaş alanlar mutlu!..
Çalışan mutlu değil, adaletsizlik var, biri gece gündüz çalışıyor biri belediye uğramadan maaş alıyor böyle adalet olmaz!..
Ak Partide Metal Yorgunluğumu var mı?
Kırıp dökme mi var! Bunun iyi analizinin yapılması gerekir.
Mesele burada bir örnek vermek gerekirse: Bir belediyemizin bir müdürlüğünde tam 50 kişi var, kadro böyle, çalışan ise tek bir kişi, 50 kişi maaş alıyor çalışan bir garip, tüm iş gücü onun sırtına binmiş gece gündüz çalışıyor diğerleri ise belediye bile uğramadan maaş alıyorlar. Herkes yolunu bulmuş, mahkemede dayısı var!
Müdür, müdür yardımcısı, şef, sorumlu gibi kendilerine kadro vermişler, yan gelip yatarak belediyenin parasını yiyorlar.
Bunun adını koymak gerek: Hırsızlık mı var!, yoksa Metal yorgunluğu mu? Yoksa belediye kasasını yağmalamamı? Adını siz koyun.
Haa her işimiz böyle: ilimizde gazeteci basın mensubu dediğin zaman haber yapan çalışan koşan, memlekette hizmet eden 20 kişi çıkmıyor, yemekli, kahvaltılı toplantı dediğin zaman 220 kişi geliyor! Bu iğne de kendimize ama sorumlu kim?
Televizyonlarda bir reklam: “Aslında biz Osmanlı bankasıyız, bir birimizden farkımız yok” diyor ya. Bizim bir birimizden farkımız yok.
Kırıp dökmeden, metal yorgunluğundan kurtulmamız gerekiyor. Hem de her tüllüsünden.
İyi günler.