Akbaba Konferansta Evlilik Hakkında Konuştu

İletişim Uzmanı Fatih Akbaba, Necip Fazıl Kültür Merkezinde verdiği konferansta izleyicilere evlilik hakkında konuştu.

İletişim Uzmanı Fatih Akbaba, Necip Fazıl Kültür Merkezinde verdiği konferansta izleyicilere evlilik hakkında konuştu.

Kahramanmaraş’ımızın yetiştirdiği başarılı eğitimcilerden biri olan Fatih Akbaba, Kahramanmaraş Kent Konseyi’nin girişimi ile verdiği konferansta, mutlu bir evliliğin sırlarını anlattı. Salonun dolu olduğu konuşmasında, izleyicilerle doğrudan iletişim kurarak verdiği konferans sık sık alkışlarla kesildi.

Fatih Akbaba, evlilik öncesi eşlerin gözlerini kapadığını, evlilik sonrasında ise gözlerini dört açtıklarını söyledi.

Akbaba şu konulara değinde: “Evlilik ve iletişim konusunda açıklamalarda bulunan iletişim uzmanı ve yazar Fatih Akbaba, insanların ideal eş aramadan önce ideal eş olup olamayacağını öncelikli olarak kendisine sorması gerektiğini belirtti. Akbaba, "İnsanlar her nedense evlenmeden önce gözlerini kapatıyorlar, evlendikten sonrada gözlerini dört açıyorlar. Evlenirken insanlar olaya görsel olarak bakıyor. Gönül gözüyle değil, dünya gözüyle bakıyorlar. Evlendikten sonrada gözlerini dört açıp birbirlerinde hatalar arıyorlar. Oysa evlenmeden önce gözlerin dört açılması gerekiyor. Evlendikten sonra da gözünüzün birini kapatın, kulağınızın birini kapatın ve iki sözünüz varsa birinde susun, birini söyleyin. Bizim tavsiyemiz bu oluyor" dedi.

"EVLİLİKTE TEMEL İHTİYAÇ; DÜRÜSTLÜK, SADAKAT VE SABIR"

İyi bir evlilik listesinde birinci sırada dürüstlüğün geldiğini ifade eden Akbaba, "Bir insan dürüst değilse, asla sadık kalamaz. Listemizin başında dürüstlük, sonra sadakat, sonra da sabır ve sonra da sorumluluk olacak. Bu sadece evlilik için değil, kurumsal olarak ta bu iş böyledir. Boşanmanın en büyük etkenlerden birisinin aldatma olduğunun söylendiği bir dönemde ise eşlerin birbirlerine oldukça dürüst ve sadık olmaları gerekiyor" diye konuştu.

"MUKAYESE KAFALARI KARIŞTIRIR"

Eşlerin birbirlerini başka insanlarla mukayese etmesinin doğru olmadığını dile getiren Akbaba, "Burada iki kavramdan bahsetmek istiyorum. Bunlardan biri zihinsel sadakat ve hüsnü kabiliyet. Eşler birbirlerini başkalarıyla mukayese etmemeli. Mukayese ederse zihin karışır. Hüsnü kabiliyet dedik, bunu şunun için söylüyoruz; son dönemlerde dışarıdan yönlendirmeli, olumlu düşün, pozitif düşün gibi yönlendirmelerle insanların sanki çok özür dileyerek söylüyorum, 'küçük tanrılaştırma' çabasında olan bir takım düşünce ve felsefi akımların karşısında biz bunu geliştirdik. Burada 'hüsnü kabiliyeti' açıyoruz; bu eşlerin birbirlerinde olumlu ve güzel davranışları görebilme ve geliştirebilme yeteneğidir. Birbirimize teşekkür etmesini de bilelim. Evdeki hanım bir şeyleri yapmaya mecburmuş gibi davranmayalım. Mecburiyet değil, gönüllülük esası olan ailelerde huzur daimidir" dedi.

"EVLİLİK BÜTÜN BİREYLERİN MUTLU OLDUĞU YERDİR"

Eşlerin birbirlerine olan fedakarlıklarıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Akbaba, "Fedakarlığın sadece kendimiz için olduğunu düşünmeyip, hepimiz için olması gerektiği düşüncesiyle hareket edeceğiz. Biz evliliği sadece kendi mutluluğumuzun olması gereken yer olarak düşünüyoruz. Oysa evlilik bir kişinin mutlu olduğu yer değil, bütün bireylerin mutlu olduğu yer olduğu zaman aile huzurlu olur. O zaman mutluluk bireyseldir, huzur geneldir. Genelin huzuru için bireyin mutluluğu önemlidir. Mutlu olmayı istiyorsanız, mutlu da edeceksiniz" şeklinde konuştu.

Akbaba, insanların ideal eş aramadan önce ideal eş olup olamayacağını öncelikli olarak kendisine sorması gerektiğini de kaydetti.

"BÜYÜKLERİMİZ TOPLUMUMUZUN BİLİNCİDİR, HAFIZASIDIR"

Anne ve babaya saygı konusu üzerinde de duran Akbaba, "Bununla birlikte kaybettiğimiz kültürel değerlerimize de sahip çıkmamız gerekiyor. En önemlisi anne ve babaya saygı gösterilmelidir. Dört atanın hakkı inkar edilmez, anne babamız ve eşimizin anne ve babası. Şimdi biz sevdiğimizi söylediğimiz insanları alıyoruz, bize sevdiğimiz insanı hediye edenleri kötülüyoruz. Bu doğrusu çok büyük bir çelişki. Yaşlı olan insanlar bu toplumun bilincidir, hafızasıdır. Dolayısıyla bu hafıza ve bilince sahip çıkmalı, onları koruyup, kollamalıyız" dedi.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Eğitim Haberleri