KAHRAMANMARAŞ (AA) - AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, ifade vermeye gitmeyen HDP milletvekillerinin gözaltına alınmaları ve bazılarının tutuklanmalarına ilişkin, "İfadeye çağrıldığında gitmeyeni zorla ifade almaya getirir bir devlet. Türkiye de bir devlet olmanın gereğini yapmıştır." dedi.
Aktay, Kahramanmaraş'ta açılan Kitap ve Kültür Fuarı'nı ziyaretinde, gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'de bir devletin var olduğunu, bir devletin yargı müessesinin birini ifadeye çağırdığında meydan okumanın kabul edilebilir bir şey olmadığını söyledi.
Alenen ve sistematik bir şekilde "İfadeye gitmiyoruz" sözünün bir partinin politikası haline getirilemeyeceğini vurgulayan Aktay, bunun son derece sorumsuzca bir yaklaşım olduğunu belirterek, "Böyle sorumsuzca bir yaklaşımın gözardı edilmesi, görmezden gelinmesi aslında yargının bir suç işlemesi anlamına geliyor idi. Yargı üzerine düşeni yapmak durumundaydı. İfadeye çağrıldığında gitmeyeni zorla ifade almaya getirir bir devlet. Türkiye de bir devlet olmanın gereğini yapmıştır." dedi.
"Terörle aralarına alenen hiçbir mesafe koymamış olan, bırakınız mesafe koymayı iç içe bir terör örgütünün adeta bir siyasi uzantısı gibi temsilcisi gibi davranma alışkanlığından bir türlü vazgeçmeyenlere belki de siyasetin sınırları hatırlatılmalıdır" diyen Aktay, hatırlamıyorlarsa da öğrenmiyorlarsa da bilmiyorlarsa da gerekenin yapılacağını kaydetti.
HDP'li siyasetçilerin herkesin gözü önünde cereyan eden bir tavırlarının söz konusu olduğunu ifade eden Aktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu tavır kabul edilebilir değildi. 'Siyaset ortamını biz istediğimiz gibi yaparız, silah da kullanırız siyaset de yaparız' gibi bir meydan okumayı kimse üstlenemez. Kimse böyle bir meydan okumada bulunamaz. Meydan okumada bulunanlara da devlet gerekeni yapar. Türkiye'de siyaset ortamı tıkanmış değildir. Siyaset ortamı içerisinde kimin ne iddiası varsa bunlar dillendirilebiliyor. Gözaltına alınanlar veya tutuklananların 'Siyaset yapacaktık, yapamadık' böyle bir mazereti yok. Hayır siz siyaset yapmadınız. Bilakis siyaset ortamını tahrif ettiniz. Siyaset ortamını dejenere ettiniz. Siyaset ortamı size kendi davanızı -neyse davanız- bunu bilebilmek için bunu ifade edebilmek için her çeşit imkanı sundu. Her çeşit toleransı da tanıdı. Siz bunun ötesine geçip dağdakilerin konumuna kendinizi düşürdüyseniz bir devletin yapabileceği başka bir şey olamaz. Devletin yapabileceği siyaset ile şiddetin sınırını hatırlatmak olur."
- "Gittiler Kandil'in sözcülüğüne, oyunculuğuna soyundular"
"HDP'ye oy vermiş insanlar nezdinde bile bu karar büyük bir anlayışla karşılanmıştır" değerlendirmesinde bulunan Aktay, hatta böyle bir beklentinin var olduğunu, böyle bir beklentinin karşılanmış olduğunu bugün anladıklarını vurguladı.
HDP milletvekillerinin oy aldıkları insanların yakasına yapıştığını, onların sırtına adeta "asalak" gibi yapışmış bir siyaset icra ettiğini dile getiren Aktay, şunları kaydetti:
"Bir bakıma onları da (HDP seçmeni) rahatlatan bir karar olmuş oldu. Yani HDP tabanına bile hitap edebilecek bir siyaset değil. HDP tabanı bile bu siyasetçilerden bunu beklemiyordu. HDP tabanı bile HDP'lilere oy verdiğinde 'Artık varsa bir sorununuz bunu Meclise gidin çözün' diyerek oy vermişti. O yüzden HDP milletvekilleri bunu yapmadılar. Gittiler Kandil'in sözcülüğüne, oyunculuğuna soyundular. 15 Temmuz'a karşı hiçbir tepki göstermemiş olan Avrupa Birliği, 15 Temmuz'dan ancak 1 ay sonra bakan seviyesinde Türkiye'yi ziyaret edip geçmiş olsun ziyaretinde bulunan Avrupa Birliği, daha gözaltı süresi 1 günü bulmamışken aynı saatler içerisinde HDP grubunu ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde ve dayanışma mesajlarını verirken gördük. Orada oluşan ittifakın içerisinde Cumhuriyet Halk Partisi de var. Bunların hesabını da halkımız sandıklarda, halkımız ortaya koymuş olduğu desteğinde ve tepkilerinde ortaya koymaktadır."
Aktay, iktidar partisinin bir milletvekili olarak Fetullah Gülen'in kendisini dava ettiğinde, yargı eliyle kendisine gelen çağrıya karşın gidip 6 defa ifade vermek zorunda kaldığını belirterek, "Fetullah Gülen'in açtığı davalara 'Biz iktidarız' dememişken, bir böyle bir şımarıklık -Allah korusun- sergilememişken Türkiye'de yargının bir yeri vardır. Yargıya meydan okunmaz. Yargıya meydan okuduğunuz yerde yargı sizi alır, ifadenizi cebren alır." değerlendirmesinde bulundu.